Bitkisel yağlarda yurtdışına bağımlı olduğumuzu söyleyen İncefikir, zeytinlik alanların tanımının değişmesi durumunda bu alanların termik santral, toplu konut, sanayi tesisi, maden ve taş ocaklarına kurban edileceğini, yağ açığının da artacağını dile getirdi. İncefikir,"Yılda ortalama 6 milyon ton yağlı tohum ve ham yağ ithal ediyor. Bu ithalat karşılığında 3 milyar dolar ödeme yapıyoruz. Durum böyle iken Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan, ´Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı´ ile zeytinlik alanlarının imara açılmak istenmesine anlam veremiyoruz" dedi.
Anadolu´da, ´ölmez ağacı´ olarak bilinen zeytinin Akdeniz havzasında tarımı geleneğe dönüşmüş bir bitki olduğunu belirten İncefikir şöyle konuştu:
"Zeytinin anavatanı olarak kabul edilen Kuzeybatı Mezopotamya´da zeytin ve zeytinyağı tarihin çok eski devirlerinden beri önemli bir gıda ve ticari ürün olarak değerlendirilmiştir. FAO´nun 2016 yılına ilişkin verilerine göre dünyada zeytin üretici ülkeler arasında Türkiye, dikiliş alanı açısından 5´nci sırada yer almaktadır. Uluslararası Zeytin Konseyi´nin 2012- 2016 yılları ortalama verilerine göre Türkiye, dünya zeytinyağı üretimine yüzde 5.8 oranında katkıda bulunarak 6´ncı sırada. Sofralık zeytin üretiminde ise yüzde 15.9 oranında payla İspanya ve Mısır´ın ardından 3´ncü sırada yer almaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) 2016 yılı verilerine göre ise Türkiye´de 144 milyon 760 bin adeti meyve veren, 27 milyon 232 bin adeti meyve vermeyen olmak üzere toplam 171 milyon 992 bin zeytin ağacı bulunmaktadır."
Türkiye´de 40 kentte zeytin üreticiliği yapıldığını belirten İncefikir sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye´de 2016 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) verilerine göre; 40 kentte 185 bin 681 aile zeytin tarımı yapmaktadır. ÇKS´ye kayıtlı olma oranı göz önüne alınırsa; 2 milyon kişiye doğrudan geçim kaynağı sağladığı düşünülmektedir. Ayrıca zeytinin yağlık ve sofralık olarak işlendiği, yan ürünlerinin değerlendirildiği ve ticari faaliyetleri hesaba katılırsa toplam 8-10 milyon kişi için bir uğraş kolu oluşturduğu söylenebilir. Son 10 yılın ortalamasına göre zeytin üretiminin yüzde 29´luk kısmı sofralığa, yüzde 71´i ise yağlığa ayrıldığı görülmektedir. Türkiye´de zeytin dikim alanları 1995´de 543 bin hektar düzeyinde iken, 2016 yılı itibariyle 978 bin hektara ulaşmıştır. Tarım alanlarımız içerisinde kabaca yüzde 3´lük bir paya sahiptir. Uluslararası Zeytin Konseyi raporuna göre, Türkiye, 2016-2017 döneminde zeytinyağı üretiminde artış gösteren tek ülke olacak. Türkiye´nin, zeytinyağı üretimini 143 bin tondan 177 bin tona çıkaracağı, diğer üretici ülkelerde ise düşüş görüleceği belirtiliyor."(CO)
