İMO,“İnsanları öldüren mühendislik hizmeti almayan yapılardır”
GÜNDEM 13.08.2020 10:31:00 696 0

İMO,“İnsanları öldüren mühendislik hizmeti almayan yapılardır”

İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 21. Yılı nedeniyle basın açıklaması yaparak,“Depremlerde ortaya çıkan can ve mal kayıpları kadere bağlanamaz” dedi.

“Rant uğruna, var olan risklere yenileri ekleniyor”

 İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, Marmara Depremini 21. yılı nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, mühendislik hizmeti almadan üretilen kaçak yapıların hasar görmesinin ve yıkılmasının kaçınılmaz olduğunu; insanları öldüren, kayıplara yol açanın da mühendislik hizmeti almamış yapılar olduğunu belirtti.

Açıklamasında, resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişinin can verdiği, yüz binin üzerinde insanın evsiz kaldığı, yaklaşık 24 bin kişinin yaralandığı, çok sayıda vatandaşımız da sakat kaldığı 17 Ağustos 1999 Depreminde,  %25 mertebesinde yapı stokunun kullanılmaz hale geldiğini belirten Aksungur; 17 Ağustos 1999 tarihinden bu yana 21 yıl geçmesine rağmen, her an deprem tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkemizde, kısa süreli ve acil olan bazı önlemlerin bile alınmadığını, para uğruna var olan risklere yeni risklerin eklendiğini söyledi

Yapı stokunun değerlendirmeye alınmasının tüm ülke ve Adana için önemini de vurgulayan Aksungur, ilgili kurumları konuyla ilgili koordineli çalışma yürütmeye davet ederek İMO Adana Şubesi olarak bu çalışmalarda yer almaya hazır olduklarını ifade etti.

Deprem güvenliği bakımından 1999 yılından daha iyi durumda olunmadığını ifade eden Aksungur açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“17 Ağustos 1999 tarihinden bu yana 21 yıl geçmesine rağmen, her an deprem tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkemizde, kısa süreli ve acil olan bazı önlemlerin bile alınmadığı, para uğruna var olan risklere yeni risklerin eklendiği görülmektedir. Üzülerek söylemek gerekir ki; deprem güvenliği bakımından 1999 yılından daha iyi durumda değiliz. Konut yapılarımızın yanında okullarımız, hastanelerimiz, endüstri tesislerimiz ve diğer kamu yapılarımız çok büyük oranda güvensizdir.

İMAR AFFI İLE KAÇAK YAPILAR YASAL HALE GETİRİLMİŞTİR

24 Haziran 2018 seçimleri öncesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın öncülüğünde, TBMM tarafından oybirliği ile ülke tarihinin en kapsamlı “imar barışı” adı altında "imar affı" çıkarılmıştır. Bu düzenleme ile hiçbir mühendislik hizmeti almayan ve bu kanun kapsamında mühendislik hizmeti alması talep bile edilmeyen yapılar, herhangi bir kontrol mekanizması olmaksızın, kuralsızca, sadece mal sahibinin beyanı ile kayıt altına alınarak yasal statü kazanmıştır. 17 Ağustos 1999 ve 2011 Van Depremlerinden bile hiçbir dersin çıkarılmadığı görülmüş, para ve oy uğruna halkımızın can ve mal güvenliği tehlikeye atılmıştır.

Hafif hasarla atlatılması gereken depremlerde dahi yapıların kullanılamaz hale gelmesi ve can kayıplarının ortaya çıkması, mevcut yapılardaki tehlikenin boyutunu gözler önüne sermektedir. Ayrıca kendi kendisine yıkılan yapıların varlığı ve tümüyle kaçak olarak yapılan yapıların af kapsamına alınmış olmaları da kentlerimizin büyük bir risk altında olduğunun önemli bir işaretidir.

Ülkemizde yaklaşık yirmi milyon yapı bulunmakta, ancak bu yapı stokunun ayrıntılı bir envanteri çıkarılmadığı için depremlerde bir bütün olarak bu yapıların nasıl bir davranış gösterecekleri bilinmemektedir. Depreme karşı kentlerimizi ve binalarımızı hazır hale getirmek iddiasıyla başlatılan kentsel dönüşüm projelerinin bu amaca ne kadar hizmet ettiği tartışmalıdır.  Özellikle ekonomik krizin büyümesiyle birlikte birçok Kentsel Dönüşüm projelerinin yarım kalması çok fazla mağdur aile yaratmıştır.

Kıt kanaat geçinmeye çalışan insanların yapılarını deprem güvenlikli hale getirmeleri mümkün değildir. Sosyal Devlet anlayışı çerçevesinde konut stoku yenilenmelidir.

YAPI DENETİM SİSTEMİ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE İŞLETİLMELİDİR

Bir doğa olayı olan depremin doğal afete dönüşmesini önlemenin yolu, planlama-kentleşme, tasarım, uygulama ve yapı denetim sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemesinden geçmektedir. Mesleki ve ahlaki yetkinliği dikkate alan ve meslek Odaları tarafından belgelendirilen Mühendis ve Mimarların "Özne olduğu" bir Yapı Denetim Sisteminin kurulması zorunludur. Açıkçası planlama ve tasarım aşamasından yapının kullanım aşamasına kadar geçen tüm süreçler, mesleki ve etik yeterliliğe sahip mühendisler tarafından yönetilmeli ve denetlenmelidir. . Ayrıca belirtmeliyiz ki farklı meslek disiplinleri ve uzmanlık alanları dikkate alınmadan şantiye şeflerinin görevlendirilmesi, bilime ve bilgiye aykırıdır.

Her afetten sonra sık sık yapılan "yara sarma" anlayışından kurtulup; bilim ve tekniğin yolu izlenmelidir. Bunun için "risk yönetimini" hayata geçirmek zorunludur. Depremin bir doğa olayı olduğu kabul edilmeli ancak denetimsizliğin neden olduğu olumsuzlukları "kader" gibi değerlendiren yaklaşımlar terk edilmelidir.

Mühendislik hizmeti almadan üretilen kaçak yapıların hasar görmesi ve yıkılması kaçınılmazdır. Yaşanan depremlerin sonuçları da göstermektedir ki insanları öldüren, kayıplara yol açan, ülkeye afet yaşatan mühendislik hizmeti almamış yapılardır. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, deprem öncesi alınacak önlemlerin deprem riskini önemli ölçüde azalttığını ortaya koymuştur.

Bu nedenle yapı stokunun değerlendirmeye alınmasının tüm ülke ve Adana için önemine defalarca değindik.  Vatandaşlarımızın depreme dayanıklı binalarda oturmasını sağlamak için; kentimizdeki yapı stoku incelemeleri yapılarak, riskli yapılar güçlendirilmeli ya da yıkılıp yeniden yapılmalı, depreme dayanıklı olmayan yapılar depreme dayanıklı hale getirilmelidir. 

Tüm sorumlu Kuruluşları, Adana Valiliğini, Büyükşehir ve İlçe Belediyelerini konuyla ilgili koordineli çalışma yürütmeye davet ediyoruz. Aslında geç kalınmış olan bu çalışmaya bir an önce başlanmalıdır. İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak bilgi, birikim ve araştırmalarımızla bu çalışmalarda yer almaya hazır olduğumuzu kamuoyu nezdinde belirtiriz.

17 Ağustos depreminin 21.yıldönümünde, can ve mal güvenliğinin sağlanması için depreme dayanıklı yapı üretmekten başka bir yol olmadığını; bilime, bilgiye, mühendisliğe, akla ve insana önem veren uygulamalara ihtiyaç olduğunu bir kez daha önemle vurgularız.”

(VŞ)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

Gaziantep'te Gezilmesi Gereken Tarihi Mekanlar

30 Ağustos coşkusu Çukurova’da yaşandı

TMMOB İKK,‘Ülkede, Bölgede, Dünyada Barış’ Her Zaman Şiarımız Olacaktır"

ÇGC,‘Bağımsızlık tutkumuz hiç bitmeyecek’

Prof. Dr. Süleyman İrvan:“Basılı gazeteciliğin bittiğini ilan etmek durumundayız”

“30 AĞUSTOS; DÜŞMAN DEVLETLERE ŞAPKA ÇIKARTTIRAN BÜYÜK ZAFER”

TGF "30 Ağustos, Türk Milleti için varlık nedenidir"

ÇGC,“Hür doğup hür yaşamak çok önemli”

30 AĞUSTOS ZAFERİNİ KAZANAN BAŞKOMUTAN DEMOKRATTIR; O'NUN CUMHURİYETİNİ YIKMAK İSTEYENLERİN DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ YOKTUR

ÇYDD Türkiye Cumhuriyeti'nin 100., Büyük Taarruz'un 101. yılını Afyonkarahisar'da Kutladı

ULUSAL VE YEREL MEDYADA ZAFER BAYRAMI SERGİSİ DÜZENLENİYOR

26-30 AĞUSTOS 1922 BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ:KUTSAL SAVAŞ

Ankara'dan Uçakla Günübirlik Ziyaret Edebileceğiniz Şehirler

KAYMAKAM ATAMALARI GERÇEKLEŞTİ

ÇYDD'DEN AFYON BULUŞMASI

Jeoloji Mühendisleri Odası'ndan deprem açıklaması

JMO’dan “17 Ağustos 1999 Depremi” Açıklaması

ÇGC’de kaynaşma yemeği

TGC: "Gazetecilik tutukluluk nedeni olmaktan çıkarılmalıdır"

ADANA BAROSU’NDAN ‘HAK İHLALİ’ İDDİASI

Enerjisa Enerji ve TEMSA’nın Oyungezer Otobüsü Deprem Bölgesinde

  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli