HDP´LİLERİN TUTUKLANMASI, BATI´NIN ÇİFTE STANDARDI...
SİYASET 7.11.2016 13:43:18 235 0

HDP´LİLERİN TUTUKLANMASI, BATI´NIN ÇİFTE STANDARDI...

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, HDP´li milletvekillerinin tutuklanması konusunda gelen eleştirilere cevap verdi, terör örgütü PKK´ya gösterdikleri müsamaha dolayısıyla Batı dünyasını eleştirdi.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB Büyükelçileri ile gerçekleştirdiği toplantının ardından bir basın toplantısı düzenledi. Bakan Çelik, toplantıda yaptığı konuşmada "Avrupa liderlerinin Türkiye´ye gelmesi Charlie Hebdo saldırısından sonra Paris´te verilen dayanışma gösterisi gibi bütün dünyaya ´Avrupa ülkesinde Avrupa demokrasisine karşı yapılmış bu darbe girişiminin karşısındayız´ demesi şeklinde kimliğiyle güçlü mesaj vermesini ben şahsen beklerdim. Böyle bir mesaj verilseydi bu hem bugün bu darbe konusundaki eleştirilerin ortadan kalkmasına yol açacaktı, darbe girişimi karşısında verilerin desteğin zayıf olmasına dair eleştirilerin kalkmasına yol açacaktı hem de Avrupa´daki aşırı sağdan yabancı düşmanlığına bizim bölgemizde güney sınırlarımızdaki bir takım etnik grupların, mezhepçi grupların çatışma senaryolarına karşı güçlü bir demokrasi mesajı olacaktı. Maalesef bu fırsat ıskalanmıştır. Ama üzücü olan şudur; bir millet topyekün kendi demokrasisini, ülkesini korumak için sokaklara çıkmış, şehitler vermişken Avrupa´daki bazı dostlarımızın güçlü desteklerinin yanı sıra bazılarının da eleştiri yapmayı sürdürmesi bir cümleyle Türkiye´nin yanında olduğunu söylerken dokuz cümleyle Türkiye´ye eleştiri yöneltmesidir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Türkiye AB ilişkileri stratejik bir ilişkidir. Türkiye AB ilişkilerinin pozitif ajandayla ilerlemesi lazım ve güçlü köprülerin kurulması lazım. Bunun yerine katılım müzakerelerinde ilerleme sağlanmazken, sürekli olarak Türkiye´nin eleştirilmesi ve Türkiye´nin AB ile paylaştığımız demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti gibi değerlere bağlılığının sorgulanması doğru siyaset tarzı değildir" ifadelerini kullandı.

"BUNA KARŞI ÇIKMASI GEREKEN İLK OLARAK HDP İDİ"

"Sivil siyasete geçmişten beri darbelerin engel olduğunu, sivil siyaseti darbelerin sakatladığını söylüyoruz" diyen Çelik, "Ama şimdi sivil siyaseti darbelerde sakatlamasın ama terör örgütlerinin sakatlamasına da müsaade etmemeliyiz. Şimdi AB açıklamalarında bütün bunlara rağmen siyasi çözüm çağrısı yapılıyor. Bizim yakın coğrafyamız da dahil olmak üzere en güçlü bir şekilde bu güvenlik meseleleriyle, kimlik meselelerinin iç içe geçtiği konularda, bir çözüm modeli olarak ortaya koyulmuş süreç milli birlik kardeşlik projesi dediğimiz çözüm süreci dediğimiz milli birlik projesi olarak adlandırdığımız süreçtir. Bu süreçte kimlik konularına dönük yasakların tümüyle ortadan kaldırılması için buna karşınsa güvenlik konuları söz konusu olduğunda terör örgütlerine silah bıraktırılması için çok güçlü bir süreç yürütülmüştür. Bir yandan kimlik meseleleri bahane edilerek güvenlikçi politikalara yönelinmemiştir. Güvenlik politikaları söz konusu olduğunda da hiçbir şekilde kimlikler konusunda baskıcı yaklaşım sergilenmemiştir. Hem kimlik meselelerine dönük yasakların kalkması konusunda yüksek irade ortaya konulmuştur hem de Türkiye´nin yasadışı silahlı unsurlardan arınması için son derece kapsamlı bir çaba yürütülmüştür. Ama Türkiye´yi terk etmesi gereken bu silahlı unsurlar Türkiye´yi terk etmemiştir. Buna karşı çıkması gereken ilk olarak HDP idi. Çünkü bir siyasi partinin varlık sebebi siyaset alanını, sivil siyaseti tahkim etmektir. Darbe terör ya da buna benzer sivil siyasete dışarıdan yapılan hiçbir müdahaleyi kabul etmemektir. Bunun yerine çıkıp da terör örgütünden daha ileri dil kullanarak, ?hendekler bizim kazanımımızdır´ gibisinden bir yaklaşımla faaliyet yürütülmesi, sırtımızı DHKP-C´ye PKK´ya dayadık gibi bir yaklaşım üretilmesi AB´nin terör örgütünün listesinde olmasına rağmen PKK biz PKK´yı terör örgütü tanımıyoruz diye faaliyet yürütülmesi, bir milletvekilininin PKK´ya erzak götüren araç içinde yakalanması, teröristin cenazesine katılması, bir milletvekilinin şehit olan bir polisten bahsederken bertaraf edildi diye tweetler atması bunların hepsi terör faaliyetidir. Terörün hoş görülmesi, sempati gösterilmesi gibi bir şey söz konusu olmaz" açıklamasında bulundu.

 

Bakan Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

"Eğer burada bir partiye dönük bir tavır söz konusu olsaydı, o zaman biz parti kapatmalara karşı bir parti olmazdık. Biz ´parti kapatmalara karşıyız´ dedik. Üstelik o Anayasa değişikliğini yaparken de parti kapatmaları tümden ortadan kaldıracak düzenlemeye HDP destek vermedi. Biz partilerin halkın mülkiyetinde olduğunu düşünüyoruz. Kurucusu ve sahibi halktır. Partiler yaşamalıdır ama hiç kimse, ben bu partiden milletvekili seçildim, dokunulmazlık zırhına girdim diye bu terör faaliyetinin arkasına saklanmamalıdır. Dokunulmazlık zırhı, terör söz konusu olduğunda söz konusu değildir. Terör faaliyeti yaptığı zaman birisine dokunulduğu zaman, onun siyasi katılım yolları kapalı diye hiç kimse ifade edemez. Siyasal katılım yollarının en büyük tehdidi terördür. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İspanya Yüksek Mahkemesinin Batasuna Partisi hakkında verdiği kararı onaylamıştır. Dünyanın hiçbir yerinde milletvekillerinin tutuklanması, milletvekillerinin gözaltına alınması hoş bir durum değildir. Ama bir milletvekili, halkın iradesine saygı göstermiyorsa, halkın ona verdiği görev yerine, meşruiyet içerisinde hareket etmek yerine, halktan aldığı iradeyi başkalarına teslim ediyorsa, halkın iradesini terör örgütlerinin gasp etmesine aracı ve köprü oluyorsa bu durumda hiçbir şekilde siyasi katılım yollarından bahsedilerek bu kişilerin cezalandırılmasının önüne geçilmesi şeklinde bir argüman ileri sürülemez. Nasıl ki darbe sivil siyasetin düşmanıysa, sivil siyasete dışarıdan hiçbir müdahale kabul edilemezse, ne yargı darbeleri ne askeri darbeler sivil siyaset için meşru değilse, bundan çok daha tehlikeli teröre bulaşmış bir siyaset anlayışıdır. Böyle bir siyaset anlayışı meşru bir anlayış değildir, demokratik bir anlayış değildir. AB içerisinde 2004-2009 tarihleri arasında 44 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması talep edilmişken 24´ünün dokunulmazlığının kaldırılmasına kadar bütün dünya bize bir şey söylüyor. Mecliste siyasal katılım yolları açıktır. Parlamento dokunulmazlığı vardır, parlamenterin dokunulmazlığı değildir. Parlamentere dokunulmazlık, parlamentoya dokunulmasın diye verilmiştir. Birisi halk adına verilen bu yetkiyi, halkın düşmanı olan terör örgütlerini himaye etmek için, onlarla iş birliği yapmak için kullanırsa bu kabul edilemez. Bizim bütün bu tablo içerisinde AB ile paylaştığımız bu ortak değerler, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti değerlerini korumaktan başka bir amacımız yoktur. Bizim hükümetlerimiz her zaman reform hükümeti olmuştur. Bizim dönemimizde AB tam üyelik müzakereleri başlamıştır ve AB tam üyelik perspektifi bir devlet politikası haline gelmiştir. Bugün de yükselen Türkiye karşıtlığı aslında Türkiye ile ilgili bir mesele değil. Her ülke kendi iç siyasetinde bunu kullandığı için AB değerlerini yok ediyorlar. Cumhurbaşkanımıza dönük ?Erdoğan karşıtlığı´ olarak adlandırdığım şeyin altında da Türkiye karşıtlığı var. Onun altında İslamafobiya var. Mantıklı bir şekilde, resmi platformlarda oturup konuşmamız lazım. Türkiye-AB ilişkileri stratejik ilişkilerdir. Türkiye´yi böyle dünyadan kopmuş, evrensel değerler ile kavga eden bir devlet gibi göstermek, sadece ve sadece Türkiye düşmanlarının yürüttüğü bir faaliyettir."

"AB ARTIK PKK KONUSUNDAKİ ÇEŞİTLİ KURUMLARIN ÇİFTE STANDARTLARINA BİR DÜZEN GETİRMELİDİR"

Türkiye-AB ilişkileri açısından çok kırılgan bir dönemde olunduğuna dikkat çeken Çelik, "AB artık PKK konusundaki çeşitli kurumların çifte standartlarına bir düzen getirmelidir. Belçika´daki bir mahkemenin, PKK´yı terör örgütü olarak tanımayan kararı doğrudan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine saldırıdır. Bu Türkiye meselesi değil artık. PKK´yı terör örgütü olarak kabul etmeyen, üstelikte ?çatışma ortamında terör örgütünden bahsedilemez´ denilen bir mahkeme kararı, meşru devletler ile BM üyesi bir devletle, terör örgütünü eşit saymaktadır. Bu Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine, Birleşmiş Milletler şartına ve hepimizin altında imzası olan bütün uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bu asla kabul edilemez. AB tarafından yapılan açıklamada kişiselleştirme var. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ´ın adları geçirilerek, güvenilir kişiler olduklarından bahseden, kendi kişiselleştirmeler ile ilgili bir ifadeye yer veriliyor. Biz kimsenin Türkiye´deki hangi parlamenter ile görüşeceği ile ilgilenmiyoruz. İstedikleri kimse ile görüşür, istedikleri kimse ile basın toplantısı yaparlar. Ama siz bir Avrupa kurumunun temsilcisi olarak kürsüye çıkıyorsanız ve yanınızda bir TBMM´den parlamenter varsa, siz konuşurken o yanınızdaki tutup da, ?PKK terör örgütü değildir, PKK´nın yaptığı terör faaliyeti değildir´ diyorsa ve siz uyarılmanıza rağmen bu basın toplantısı serisini büyük bir iştahla sürdürüyorsanız, o zaman sizin terör konusunda bir çifte standardınız var demektir. Bunun, DEAŞ´ı savunan birisi ile basın toplantısı yapmaktan bir farkı yoktur" ifadelerini kullandı.


Haber Kaynak : İhlas Haber Ajansı

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92
  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false