GERÇEKTEN ORDUMUZ YENİLDİ Mİ, NE DERSİNİZ?

GERÇEKTEN ORDUMUZ YENİLDİ Mİ, NE DERSİNİZ?

Dıştan ve içten öyle bir saldırı altında ki Türkiye, Cumhuriyet´in temel kurumları ve bunlara işlerlik kazandıran anayasal kurallar, ulusallık bilincimiz, çağdaşlaşma atılımlarımız, ekonomimizin stratejik sektörlerinden oluşan yaşamsal siperleri teker te

Nereye varacağı çok belli idi ama herhangi bir bilinçli önlem alınmamış olduğu için son iki yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri de benzer baskıyla karşı karşıya kaldı. Önce ?laiklik? ilkesinin yozlaştırılıp, ihlal ediliş sürecinde asker,  yargı erki ile birlikte nerede ise ?demokrasi düşmanı? ilan edildi  ABD, AB medyasında ve  kimi yetkili sözcülerinin ağızlarında. ?Kemalizm? katı bir gericilik cephesi gibi gösterildi, bu ilkeleri sahiplenmesi gereken TSK´nın duruşu ?siyasal ortama müdahale? gibi yansıtıldı propagandalara? Ardından askerin 1960´dan bu yana ?darbeci? eylemlerde yer alışı çok ?ustaca? işlendi ve bugünlere ?teşmil? edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri yapılanmasında ?darbe komploları? aranmaya başladı ve ?darbeci subaylar? avına çıkıldı.

Görüldüğü gibi Ergenekon adı takılan soruşturmalar silsilesine dalga dalga katılan değişik adlar altındaki ?komplolar? birden bire ortaya çıkan oluşumlar değil. Geri planda çok iyi hazırlanan, ülke içindeki ?taraftar´ların çok iyi beslenip eyleme sürüldüğü, siyasal alandaki müttefiklerin de başarılı biçimde yüreklendirilip kullanıldığı bir tablo çıktı ortaya. Hedef tahtasına kurum içindeki olası bireysel ?darbeci ve maceracı? unsurlar değil, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ?kurumsal? yapısı oturtulmuş oldu.

Yakın geçmişte  bir kafa karışıklığı içerisinde ve hatta ?acaba? mı diye karşılanan bu tabloda bakış açılarını değiştirtecek gelişmeler son günlerde hızlandı. Soruşturmalar görevli komutanlara kadar uzatıldı. Bir suikast vehmi mi, yoksa cin fikirli bir senaryo mu olduğu anlaşılamayan bir olay üzerine ?kozmik odaya? kadar girildi. Ardından Balyoz Soruşturmasında ?şüpheli? durumuna sokulan bir komutanın, yapılan bir askeri tatbikatı yönetmesi bile ?kuşkulu? durum olarak yansıtıldı medyaya. Akıllara sığacak gibi değil ama geçenlerde ?büyük olay? olarak gecenin bir saatinde medya aracılığı ile kamuoyunu telaşa kaptıracak ?askeri mühimmat sevk eden kamyonun? durdurulması,  bardağı taşıran son damlalar oldu.

Dış güçler ve onların hizmetindeki yabancı medya nasıl yorumluyor bu utanılası tabloyu? Geçen günlerde NEWSWEEK dergisi özetleyiverdi bu durumu, hem de bir zafer edası ile. ORDU YENİLDİ başlığı ile yayınlanan yorumda Amerikan dergisi, AKP´nin iktidara geldiğinden bu yana AB üyeliği için öngörülen reform programlarını, "katı" laikler ve yargıya karşı bir "kalkan" olarak kullandığını savundu. Son gelişmeler sonrasında AKP´nin "en büyük rakibi olan ordunun, kağıttan kaplan olduğunun" ortaya çıktığını ileri sürecek kadar pervasız uslup kullandı.

Amerikan dergisinin Türkiye´de ?asker karşıtı? hamlelerin hangi amaçla ve hangi eller tarafından kotarılmakta olduğunu, bunun dinamiklerinin nasıl işletildiğini tanılayan yorumunu elbette yabana atmamak gerekir. Ayrıca ?ORDU YENİLDİ? çığlığının dıştaki hangi merkezlerin uzun erimli çabalarının bu günkü aşamasında atıldığını da göz ardı etmek olmaz. Ama sormamız gereken soru  şudur : ?Asker gerçekten kağıttan bir kaplan haline getirilip yenilgiye uğratılmış mıdır?? Buna iki yerden yanıt gelmelidir. AKP iktidarı Amerikan medyasının pek de yabana atılmayacak bu değerlendirmesini nasıl karşılamıştır, ya da karşılamalıdır? Sorulacakların başında gelir bu husus. Ama belirli nedenlerle bu soruya muhatap olan çıkmamıştır bugüne dek.

 İkincisi ise Türk Silahlı Kuvvetlerinin ?asimetrik psikolojik harekat karşısındayız? yakınmasını aşacak bir duruş sergilemesidir.

 Bunu söylerken Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ´la Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila arasında gerçekleşen ve ?olay haber´ gibi birçok internet sitesinde yer alan türden bir duruş´u anlamıyoruz. Olayı anlatan yazıya  göre Karargâhta dün yapılan görüşmede Org. Başbuğ, aylardır TSK´ye ilişkin olarak ortaya atılan ve Türkiye´nin gündemini işgal eden konularla ilgili soruları cevaplamış. Görüşmeye Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Arslan Güner, İkinci Başkan Yardımcısı Hava Orgeneral Bilgin Balanlı ve Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu da katılmış. Org. Başbuğ, teknik konularda sözü zaman zaman Güner´e ve Çubuklu´ya da bırakmış. Söyleşi´nin içeriği dikkate alınırsa görüşmenin büyük bölümünü ?Islak İmza? olayı kapsamış. Org. Başbuğ uzun uzun,  bu belirsizlik sürecinde TSK´nin görevini nasıl eksiksiz yerine getirdiğine vurgu yapmış. ?Balyoz? adı takılan operasyon sırasında üst komutanların Karargah´ta yaptıkları toplantıda,  ?istifa?nın görüşülmediğini, hatta telaffuz bile edilmediğini söylemiş. Açıkçası Karargah´ın etkili ve yetkili görevlilerinin katılımı ile Fikret Bila ve Milliyet gazetesine, bu arada söyleşinin etkili olacağı kamuoyu kesimlerine bir ?savunma ve ikna etme? çabası sergilemiş.

Ordu yenildi mi? Burada nasıl bir yenilgiden söz etmek olası? Elbette sıcak savaşta oluşabilecek bir bozgun ve teslimiyet tablosu söz konusu değil. Ama ?güvenilirliğinin? sorgulama sürecine sokulduğu ulusal kamuoyu önünde eğer Türk Silahlı Kuvvetlerimiz böylesine bir ?savunma? pozisyonuna geriletiliyor ise durum hiç de parlak değil. Şunu fark edemiyorlar mı: Bugünün ?ulusal güvenlik önceliklerinde?,  TSK´nın her zaman  Milli Güvenlik Kurulu´na getirdiği önerilerin başında yer alan ?irtica ve gericilik tehdidi? ile ilgili hususlar artık sökülüp atılma sürecinde. Aksine  o soruşturması süren ?darbe? iddialarının dekoru olarak çarpıtılarak kullanılmakta geçmiş yılların belgeleri, tatbikat planları ve eğitim faaliyetleri?  Yarın ?bölücülük ve terör? eylemleri konusunda da aynı aykırı duruş beklemede. ?Açılım? avazlarının gereği, yakın zamanda TSK´nın bölücü örgütlerle savaşımı için de benzer sorgulamalar ve soruşturmalar patlak verir ise kimse şaşırmasın. Ya da Ege´de, Irak´taki ?tehditlerin? niteliği de değiştirilmek istenirse.  Hedef Türk Silahlı Kuvvetlerini siyasal güç kullanmaktan  uzak tutmak değil sadece? Hedefte Ulusal Devletimizin Güvenlik Önceliklerinin tümünü yeniden yapılandırmak var. Tam da başta ABD olmak üzere Batılı güçlerin çıkarlarına uygun olacak dozda.  Eğer ulusal kamuoyunda   bu kaygıları tersine çevirecek sinyalleri ve duruşu sergileyemez ise TSK, işte o zaman sonun başlangıcı ortaya çıkıyor demektir. Bu ise sansasyonun ve yanaşmalığın kol gezdiği kimi  medya organlarını ikna etmeye uğraşmakla  başarılamaz.

 

 

 

 

 

 


2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli