Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20-26 Eylül tarihleri arasında New York´ta yapılacak olan Birleşmiş Milletler´in 71. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak için gideceği ABD´ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı´nda basın mensuplarının sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel kurula BM üyesi tüm devletlerin katılmasının beklendiğini söyledi. Katılımcı ülkelerin devlet başkanı, başkan yardımcısı, dışişleri bakanları düzeyinde genel kurula katıldığını söyleyen Erdoğan, "Bana Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan, AB Bakanı Ömer Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Nihat Zeybekci, Enerji Bakanı Berat Albayrak ve milletvekillerimiz program kapsamında eşlik edecek. 20 Eylül´de BM genel kuruluna hitap edeceğim. Konuşmamda ülkemizin BM´de oynadığı aktif role değineceğim. Terörle mücadele başta olmak üzere a Suriye ve Irak krizi, mülteci sorunu. Tabii ki 15 Temmuz darbe girişimi ki bizim bir demokrasi mücadelemiz olmuştur milletçe. Bunun karşısında Türk milletinin duruşuyla dünyanın duruşunu değerlendireceğim. Muhataplarımla genel kurulda ikili görüşmelerde bunu görüşeceğim? dedi.

?Ülkemizin açısından hassas bir dönemden gerçekleşiyor? diyen Erdoğan, şunları kaydetti: 

?Bir taraftan 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin yaralarını sararken, diğer taraftan Fırat Kalkanı Harekatı ile Suriye kaynaklı terör örgütlerine karşı yoğun mücadele veriyoruz. Sınırlarımız içinde de FETÖ, DEAŞ, PKK gibi cinayet şebekelerini uzantılarına karşı başarılı operasyonlar yapıyoruz. Tabii burada PYD, YPG söylemeden geçmemiz mümkün değil. Zira işin Suriye, Irak her ne kadar bu coğrafyadan gerçekleşiyorsa da PKK´yla bunlar eşdeğer olduğu için bunları zikretmeden olmaz. Terörle ve terör örgütleriyle mücadele yeni boyutlar kazanarak devam edecek. 15 Temmuz darbe girişimi ve milletimizin bu ihanet çetesi karşısında ortaya koyduğu destansı direniş gözlerin bir kez daha Türkiye çevrilmesine neden olmuştur. BM Genel Kurulu´nda yapacağım hitapta hem 15 Temmuz darbe teşebbüsünün hem de 241 şehidimizin kanını döken FETÖ´nün tüm dünya kamuoyuna en doğru biçimde anlatılması için vesile olacaktı. FETÖ ve elebaşının karanlık yüzünü deşifre etmeye, bu terör örgütünün Türkiye ve diğer ülkelere oluşturduğu tehdidini anlatmaya, dostlarımızı uyarmaya devam edeceğiz. Her tarafta inine girmeye sürdüreceğiz. Şunu açık ve net olarak ifade etmek isterim. Bundan sonra dünyanın hiçbir ülkesi, hiçbir bölgesi FETÖ ve militanları için güvenli bir sığınak değildir, olmayacaktır."