Doç. Dr. Bişgin sunumunda genetik biliminin sağlık bilimleri alanında geldiği seviye ve kendi hayatına yaptığı kattıkları davetlilerle paylaştı.  Son yıllarda popülarite kazanmaya başlayan bu alanın aslında insanlık kadar eski bir kökene dayandığını ifade eden Doç. Dr. Bişgin, tıpta esas etkisini ve sıçramayı İnsan Genom Projesi´nin sonuçlandırılması ile olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Bişgin, hastalıkların temellerindeki nedenlerden bunların tedavisine çözümüne kadar tüm süreçlerde genetiğin artık nasıl vazgeçilmez olduğunu da hatırlattı.

Gelişen yeni teknikler ile de genomik tıp anlayışının değişmeye ve şekillenmeye başladığını ifade eden Doç. Dr. Bişgin, hem bireysel farklılıkların hem de toplumun karakteristik özelliklerinin ve farklılıklarının göz önünde bulundurularak kişiye özgü fayda/risk oranı üzerinden hastalar için daha etkin bir sağlık hizmetinin nasıl sunulduğunu örneklerle açıkladı.

Doç. Dr. Bişgin sunumunda, ÇÜ AGENTEM´in de bu alanda ülkemizdeki en yetkin merkez olduğunu ve tüm Avrupa içindeki etkin konumununu, genomik tıbbın birebir sağlık hizmeti uygulamalarına yerleştirdiği ?Kişiselleştirilmiş Tıp ve Hassaslaştırılmış Tıp Konseptleri´ ile sağlamlaştırdığını söyledi.

Burada özellikle yeni bir çalışma alanı olarak Biyoinformatiğin önemi vurgu yapan Doç. Dr. Bişgin, gelecek için bu alandaki ana vizyoner olarak Çukurova Üniversitesi´nin AGENTEM üzerinden üstlendiği ulusal ve uluslararası rolleri anlattı. Ayrıca artık modern yaşamın bir parçası haline giren genetik testlerin ve genetik temelli hastalıkların tanısından tedavisine kadar olan süreçteki etik sorunlar da bu seminerin bir başka konusu olurken Doç. Dr. Atıl Bişgin seminer sonunda katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı.(CO)