CHP´DEN KATAR VE ORTADOĞU KONUSUNDA AKP İKTİDARINA UYARI
SİYASET 8.06.2017 14:49:13 449 0

CHP´DEN KATAR VE ORTADOĞU KONUSUNDA AKP İKTİDARINA UYARI

CHP´li Yılmaz TSK´nın Katar´da konuşlandırılması konusu TBMM´de görüşülürken iktidar milletvekillerine, ?Bunu böyle bir günde, bu kadar krizin konuşulduğu bir günde getirme amacınız ne? Ne elde etmek istiyorsunuz? Suudi Arabistan´dan vaz mı geçtiniz? Ba

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz Türk Silahlı Kuvvetlerinin Katar´da konuşlandırılmasına ilişkin olarak TBMM Genel Kurulu´nda görüşmesi yapılan  kanunla ilgili olarak partisi adına yaptığı konuşmada, ?Keşke bu anlaşma bir ay önce gelseydi dedik veya bu kriz soğuduktan sonra gelseydi, farklı bir tutum içerisinde olacaktık. Ama bizim bir çağrımız var: Gelin, bu anlaşmayı gündemden şu anda alın ve daha sonra getirin, o zaman bunu değerlendirelim, yoksa bu konjonktürde iyilik yapmıyoruz. Dış politika kilitlenmiş, Suriye´de kilitlenmişiz, Irak´ta kilitlenmişiz. Yemen´de doğru dürüst bir aktörle hareket edemiyoruz, zaten tablo dışındayız. Körfez ülkeleriyle var olan ilişkileri de şu anda tepetakla götürüyoruz. Bunu yapmayalım, Türkiye´ye bu kötülüğü yapmayın lütfen? uyarısı yaptı. 

Sözlerine, ?Yeni bir krizle dünya tekrar yüzleşmiş bulunuyor; Irak savaşı, Suriye savaşı, Libya, akabinde Filistin´de olanlar ve Yemen´de olanlar, şimdi Katar´da olanlar. Katar´daki krizle ilgili olarak öncelikle birkaç hususa değinmek istiyorum? diyerek başlayan Yılmaz şu göüşleri savundu: 

?Birincisi ve Katar´a dönük iddialar içerisinde en önemlisi Katar´ın Müslüman Kardeşler örgütüne destek vermesi yani İhvan´ı desteklemesi. Hem Mısır´dan gelenlere, hem Hamas´tan gelenlere hem de İstanbul´dan giden Müslüman Kardeşler üyelerine kucak açması, onlara ev sahipliği yapması. Biliyorsunuz, Müslüman Kardeşler örgütünü Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır terör örgütü olarak görüyor. Aynı şekilde, geçen yıl Amerika Birleşik Devletleri Kongresine gelen ve Dışişleri Komisyonunda şu anda bekletilen tasarıda da keza Müslüman Kardeşleri terör örgütü olarak öngören bir düzenleme vardı ama seçim atmosferi olduğu ve Trump´ın seçimine giden bir atmosferde bunu getirdikleri için o dönemde ilerletmediler. Avrupa Birliğinin de Sisi´yle yeniden ilişkiler kurarken buna dikkat ettiği ve Müslüman Kardeşlerle arasına bir mesafe koyduğunu bilmeliyiz. 

Katar´a dönük iddialardan en önemlisi, Katar´ın Suudi Arabistan´da ve Birleşik Arap Emirliklerinde Müslüman Kardeşler´i iş başına getirecek bir stratejiyi gizli bir şekilde devreye sokmak olduğunu bilmeliyiz. 

Katar´a dönük ikinci konu: bugün Yemen paramparça olmuş durumda- El Kaide, IŞİD gibi terör unsurlarına destek vermiş olması. Bir başka konuşulan konu da Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonda yer almakla birlikte el altından İran´ın desteklediği Husilere destek verip Suudi Arabistan´ı zayıflatmak.

Üçüncü konu ise daha önceki süreçten bildiğimiz yeni Katar Emirinin özellikle internete de yansıyan konuşmaları çerçevesinde İsrail´le gayet ilişkilerinin iyi olduğu, İhvan´ı desteklediği, İran´la ilişki kurduğu şeklindeki ifadelerin Arap dünyasındaki sinir uçlarına dokunmuş olması ve bu çerçevede de bazı ülkelerin Katar´da bir yönetim değişikliğine gitmek istediği, bu yeni Emiri alaşağı edip yerine yeni bir düzenleme getirmek istediklerini esasen basına da yansıdığı için biliyoruz. 

Katar konusu dünyanın çok önemli bir bölümünü etkileyecek çünkü Körfez´de kritik bir coğrafyada yer alıyor, dünya gaz rezervinin, 3´üncü, neredeyse yüzde 15´ini barındırıyor, aynı şekilde Amerika Birleşik Devletlerinin CENTCOM´una ev sahipliği yapıyor, yaklaşık 10 bin tane Amerikan askeri de Katar´da bulunuyor. Dolayısıyla, bu kriz Amerika açısından baktığımız zaman da önemli bir kriz. 

Trump yönetiminin bu Orta Doğu coğrafyasına bakışı enteresan, bunu anlamak gerçekten zor; Suudi Arabistan´a gidiyor, 110 milyar dolarlık silah satış anlaşması imzalıyor, üç dört gün sonra bir bakıyoruz ki başka şeyler ortaya çıkıyor. 

Bu kriz Amerika Birleşik Devletleri, İran, Türkiye ve bölgedeki bütün ülkeler için kritik önemi haiz bir durum. Neden? Çünkü esasen Katar üzerinden yayılacak, yayılma eğilimi içinde olacak bir krizle yüzleşmiş bulunuyoruz. Bunun gerekçelerini elbette detaylı bir şekilde anlatmak gerekiyor. 

SUUDİ ARABİSTAN HACILARIN VİZELERİNİ VERMEYECEK
Ne oluyor, niye böyle bir şeyler oldu bir anda? Körfez İşbirliğine mensup ülkeler özellikle İhvan´a desteği yüzünden bir anda Katar´la bütün ilişkilerini durdurdular ve Katar´a müeyyide uygulamaya başladılar. Peki, bu kadar ülke, Katar´a müeyyide uygulamaya başlarken ve dünya, esasen Katar´ı negatif açıdan konuşmaya başlarken Türkiye ne yapıyor? Türkiye bir tercihte bulunuyor, özellikle AKP´nin tercihi, Katar´ın yanında yer almak ve Katar´ın karşısında olan bütün ülke bloklarını da karşıya konumlandırmak. Bakınız, bu, yanlış bir politika. Bir zamanlar Libya´da Türkiye geç kaldığı için düzen tutturamadı. Suriye´de ise Türkiye erken davrandığı için düzen tutturamadı. Şimdi, balıklama tekrar bir krizin içerisine atlıyoruz. Neymiş efendim? Anlaşmalar geldi, bu anlaşmaları bir an önce onaylamamız gerekiyor Katar´a destek olsun diye. Peki, Katar´a destek olalım da, Suudi Arabistan ne olacak, Bahreyn ne olacak, Birleşik Arap Emirlikleri´yle ilişkiler ne olacak? Bugün bu anlaşmaları onayladıktan sonra Türkiye´nin bu ülkelerle ilişkileri ne olacak yani Türkiye hangi kanatta yer alacak? Dünyanın, özellikle Körfez´deki ülkelerin terör örgütüne destek vermekle suçladığı Katar´ın yanında yer alacak. Peki, Suudi Arabistan, terör örgütü olarak gördüğü İhvan´a ve Müslüman Kardeşler´e destek verdiği için Katar´a karşı gelirken, İhvan´ı ve Müslüman Kardeşler´i destekleyen Türkiye´ye alkış mı tutacak? Elbette eleştirecek. Bunu çok derin bir şekilde hesaplamamız lazım. Bu anlaşmaların zamanı değildi. Bu duygusal bir konu değildir, bu önemli bir konu, Türkiye´nin Orta Doğu´da özellikle kırılma yaşayabileceği bir konu. 

Bakınız, size söyleyeyim, eğer bu konuda kriz çıkarsa yarın Suudi Arabistan hacıların vizelerini bile vermeyecektir belki de çünkü siz bunu bilerek yapıyorsunuz. Bunu yapmamalıyız.

KİM İSTEMEZ KENDİ ÜLKESİNİN ÜS SAHİBİ OLMASINI?
Anlaşma imzalandıysa bunun zamanı şimdi değil, bunu bir ay sonra getirseydiniz veya bir ay önce getirseydiniz. Bizim bu anlaşmanın içeriğine herhangi bir itirazımız yok, anlaşmanın içeriğiyle bir sorunumuz yok ama şu anda gelinen konjonktür buna uygun değil. Kim istemez kendi ülkesinin uluslararası alanda üs sahibi olmasını, bölgeye hâkim olmasını kim istemez? Kim istemez Türk askeri ilk defa böyle bir üs elde ediyor, uzak diyarlarda, stratejik bir noktada konumlanmasını kim istemez? Ama siz hiç konjonktüre uymayan bir ortamda bunu getirdiniz ve Türkiye´yi kilitliyorsunuz tekrar. Yarınki uluslararası toplumun size bakışı bu noktada değişecek. 
Katar, 2,2 milyon nüfusa sahip bir ülke, bugün eti ne budu ne, uluslararası sistemi ne kadar etkileyebilir? Siz bütün dış politikadaki, Orta Doğu´daki yumurtaları Katar´ın sepetine koyduğunuz için zaten o sepet Suriye´de kırıldı. Peki, bundan sonra aynı hatayı yapmanın ne gereği var? 
Bakınız, bugün yine gündeme geliyor, bundan sonra da Katar anlaşmaları var ve Hamas´la ilgili anlaşmalar var, Filistin´le ilgili anlaşmalar var. Âdeta mesaj veriyoruz, İhvandan dolayı, Müslüman Kardeşlerden dolayı siz kınıyorsunuz ama ben onun yanında yer alıyorum diyorsunuz. Bence bu siyaset yanlış bir siyaset ve Türkiye´yi gerçekten sıkıntıya sokacak bir siyaset. 

TÜRKİYE´Yİ KİLİTLEYECEKSİNİZ
Araplar arasındaki ilişkilere çok fazla müdahale ettiğimiz zaman zarar görüyoruz. Çünkü bunlar kavga ediyorlar, bir süre sonra barışıyorlar, ondan sonra dışarıdan hangi ülke bunlara karşı bir şey yaptıysa ona ortak bir düşman oluyorlar. Örnek mi istiyorsunuz? Size örnek vereyim. Bakınız, bizim Başika Kampı gündeme geldiği zaman, Başika Kampı´nda bu konu Arap ligine geldiği zaman Katar Arap liginin üyesi değil mi? Neden Türkiye´yi kınadı? Çünkü oradaki eğilime uymak zorundaydı ve uydu. Yarın siz Katar için bunu yapıyorsunuz ve Türkiye´yi hiç olmayacak bir riskin ve maliyetin altına sürüklüyorsunuz, yarın Katar´ın da sizi satacağını açık açık buradan söylemek istiyorum. Çünkü Orta Doğu´da işler böyle işliyor. Hiçbir zaman ülkeler ilelebet dost veya düşman değil. Bunu niçin yapıyorsunuz? Bu akla ziyan bir iş. Yani bunu böyle bir günde, bu kadar krizin konuşulduğu bir günde getirme amacınız ne? Ne elde etmek istiyorsunuz? Suudi Arabistan´dan vaz mı geçtiniz? Bahreyn´den vaz mı geçtiniz? Birleşik Arap Emirlikleri´nden vaz mı geçtiniz? Gerçekten siz vaz mı geçtiniz? Niçin bunu yapıyorsunuz? Ayrıca şunu söyleyelim bizim bu anlaşmanın içeriğiyle ilgili en ufak bir itirazımız olmaz ama bunun zamanlaması ve getiriliş şekli son derece tehlikeli bir konu. Türkiye´yi yarın kilitleyeceksiniz siz. 

HERKES FARKLI HESAP İÇERİSİNDE

Bir hususa daha değinmek istiyorum. Orta Doğu´da şu anda bütün ülkeler geçiş dönemi yaşıyor. Bakınız Orta Doğu´nun kuzeyinde Fişhabur´dan Lazkiye´ye kadar bir hat oluşuyor ve güneyinde ise Basra Körfezi´nden Süveyş Kanalı´na kadar bir hat oluşuyor. Bunun farkında değil misiniz? Bu kadar çatışma ortamına böyle balıklama dalmanın bir maliyetinin olduğunu bilmek gerekmez mi? 

İran´la ilişkiler konusu. Bu krizde şunu gördük: Katar bir taraftan da meğer İran´la el altından Yemen´de ilişkiler götürüyormuş. Herkesin hesabı farklı, herkes farklı hesap içerisinde. 
Şu andaki Yemen´in haritası bu. Suriye´nin haritası da benzer, Libya da aynı haritaya dönüştü. Yarın Orta Doğu´da eğer bu kadar taraf olup bütün sistemi allak bullak edecek siyasetin içerisinde olursanız çıkışınız hiç olmayacak. Maliyeti Türkiye´ye yansıyacak ve biz zarar göreceğiz vatandaşlar olarak. 
Sayın Cumhurbaşkanı Putin´i arıyor, Kuveyt Emiri´ni arıyor, Katar Emiri´ni arıyor bu krize bir şekilde çare bulmak istiyor. Bütün bu çabalar bugünkü bu anlaşmayla suya düşmüştür çünkü siz tarafsınız, siz Katar´ın tarafındasınız. 

TÜRKİYE´NİN HALLETMESİ GEREKEN ÜÇ ÖNEMLİ KONU

Burada Türkiye´nin üç tane konusu var halletmesi gereken. 
Çözüm yöntemi olarak; bir, Müslüman Kardeşler´e bugün dünyanın çok büyük bir bölümü bu krizde de ortaya çıktı artık mesafe koydu, İhvan´a tavır koydular. Biz hâlâ hiçbir şey olmamış gibi eğer bu politikaya devam edersek emin olun belki de Mursi´nin ve Hamas´ın dışında iş birliği yapabileceğimiz bir çevremiz olmayacak. Bu siyaset bizi daraltıyor, bu siyaset bizi bir kuyunun içerisine atıyor. Birincisi İhvan konusudur. 
İkincisi, Araplar arasında her zaman bir üstte durmak gerekir. Araplar arasındaki ilişkilerde mutlaka ve mutlaka üstte durmak lazım, girmemek lazım. Ara buluculuk rolü bir çatışmaya taraf olmadığınız zaman bir değer taşır. Eğer zaten kendiniz tarafsanız kimse sizi dinlemez. Onun için, Bizim Araplar arası mücadelede üstte durmamız, ara buluculuk konusunda ciddiye alınabilmek için de herhangi bir tarafla hareket etmememiz gerekir.
Üçüncü konu diyalog konusu. Bu diyalog konusu şu anda krizi yaşayan bütün ülkelerle yapılması lazım; Birleşik Arap Emirlikleri´yle olması lazım, Bahreyn´le olması lazım ve her ülkeyle, hangi ülkeyle kriz yaşıyorsak onunla olması lazım. Eğer anlaşmalar varsa Suudi Arabistan´la, onları da getirseydiniz; Bahreyn´le, onları da getirseydiniz; Yemen´le, onları da getirseydiniz sorun olmazdı. Siz burada bir yaklaşım ve bir karar vermişsiniz ve bu kararın yansıması çok kolay olmayacak Türkiye üzerine.

Şunu belirtmek istiyorum bu kuvvetle ilgili olarak:Her ne kadar müşterek tatbikatlar, eğitim, Katar´ın savunma imkânlarının geliştirilmesi, iki ülke Silahlı Kuvvetlerinin tatbikatı, icrası gibi konular dense de herkes bunu biliyor ki Türk Silahlı Kuvvetlerinin böyle bir hassas dönemde, mezhepçiliğin arttığı, İran ile Sünni dünya arasındaki sürtüşmenin tavan yaptığı bir dönemde siz başka bir şey için gidiyorsunuz. Kime karşı olacak bu kuvvet? Bu kuvveti yarın İran´a karşı kullanmak isterlerse biz onun içinde mi yer alacağız veya bu kuvveti Katar´daki aileyi ayakta tutmak için kullanmak isterlerse ona destek mi olacağız? Yani, biz Katar´da iç güvenlik harekâtına mı dâhil olacağız? Bunun sınırı yok. Onun için, böyle bir ortamda bu anlaşmanın getirilmesi herkesin farklı niyet okumasıyla sonuçlanacak bir süreci başlatacak ve bunu da açık açık söylemeliyiz. Biz şahsen bununla ilgili dün de yaptığımız görüşmelerde çekincelerimizi açık açık söyledik. 

TÜRKİYE´YE BU KÖTÜLÜĞÜ YAPMAYIN
Keşke bu anlaşma bir ay önce gelseydi dedik veya bu kriz soğuduktan sonra gelseydi, farklı bir tutum içerisinde olacaktık. Ama bizim bir çağrımız var: Gelin, bu anlaşmayı gündemden şu anda alın ve daha sonra getirin, o zaman bunu değerlendirelim, yoksa bu konjonktürde iyilik yapmıyoruz. Dış politika kilitlenmiş, Suriye´de kilitlenmişiz, Irak´ta kilitlenmişiz. Yemen´de doğru dürüst bir aktörle hareket edemiyoruz, zaten tablo dışındayız. Körfez ülkeleriyle var olan ilişkileri de şu anda tepetakla götürüyoruz. Bunu yapmayalım, Türkiye´ye bu kötülüğü yapmayın lütfen.?

 


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false