?ÇAL KANUNUM ÇAL?LA ANILDI HEP CENGİZHAN MUTLU
KÜLTÜR SANAT 9.01.2017 11:52:58 3129 0

?ÇAL KANUNUM ÇAL?LA ANILDI HEP CENGİZHAN MUTLU

?Çal Kanunum Çal? adlı Yıldırım Gürses bestesiyle tanınan grafiker ressam Cengizhan Mutlu´nun güftelerini Alaattin Yavaşça, Alaattin Şensoy, Sadun Aksüt, Amir Ateş ve Dursun Karaca gibi bestekârlar müziğe kazandırırken; Yıldırm Gürses, Coşkun Sabah, Mua

/resimler/2017-1/9/1155561421661.jpg***Sevgili Cengizhan Mutlu birçok besteci ve ses sanatçısı tarafından eserleri seslendirilen ve özellikle, Yıldırım Gürses ile çıktığı sanat yolculuğunda, birçok güfte ile birlikte ?Çal Kanunum Çal? ile adını duyuran bir güfte yazarısınız. Nasıl ve ne zaman başladınız şiire, ilk şiirden ?Çal Kanunum Çal?a uzanan şiir parkurunun start aldığı yerden söz edelim biraz?  

---İlk şiirimi ortaokul yıllarında yazdım... Özellikle Türkçe derslerinde okumuş olduğumuz Türk ve dünya şairlerinin eserleri benim şiiri sevmemde  etkili oldu? Lise ve üniversite yıllarımda da Faruk Nafiz Çamlıbel, Necip Fazıl Kısakürek,Yahya Kemal Beyatlı, Mehmet Akif Ersoy, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Haşim, Nazım Hikmet, Ümit Yaşar Oğuzcan ve Abdürrahim Karakoç gibi yerli  ustaların hemen hemen bütün eserlerini okuyarak şiir yazmayı geliştirmeye çalıştım... Başta milli ve manevi konular olmak üzere her konuda, özellikle hece vezninde şiirler yazdım...

             ***Dergilerde şiirleriniz yayımlandı mı?

---1980 li yıllarda bir çok eserim bazı dergi ve mecmualarda yayınlandı.. Müzik Magazin dergisi, Ana dergisi, Mürekkep ve Güldeste dergileri ve National Geografik 2001 Aralık sayısında Hazreti İbrahim´e yazdığım şiir 26 yabancı dilde yayınlandı. 

/resimler/2017-1/9/1156296891115.jpg***Şiire ilk başladığınızda ölçülü mü yazıyordunuz serbest mi?  

--- İlk yazdığım şiirler serbest vezinle yazdıklarımdı... İki veya üç yıl içinde hece vezniyle yazmaya başladım. 

***Sonrasında? Nasıl güfte ya da şarkı sözü yazmaya başladınız? Herhangi bir etki ya da yönlendiren oldu mu?  

---1978 yılında merhum besteci Yıldırım Gürses ile tanıştıktan sonra  onun isteği doğrultusunda şarkı güfteleri yazmaya başladım.   

***Şiir ile güfte, şarkı sözü arasında herhangi bir fark var mıdır sizce?   

---Şiir ile güfte veya şarkı sözü arasında elbette çok fark var... Şiir her şeyden önce sanat yönü ağır basan edebi eserlerdir... Bu tür eserlerde edebiyata ait her türlü sanat değerlerini bulabilirsiniz... Redif, kinaye, aliterasyon gibi... ama güftede öyle değil. Vurgulu ve coşkulu birkaç mısra bile şarkı olmaya yetiyor.. 

***Şiir, güfte ve şarkı sözünün ayrı ayrı tanımını yapmanızı istesek nasıl yanıtlar verirdiniz?  

/resimler/2017-1/9/1156509391522.jpg--Şiir insanın duygu ve düşüncelerini kendine has  bir biçimde çoğunlukla devrik cümlelerle ifade etmesidir? Güfte ise genellikle aşk ve sevgi konularının lirik anlatımıdır ve çoğunlukla hece ölçülüdür... Şarkı sözü ise hem serbest hem hece ölçülü yazılan şiirlerdir.  

***Şair kime denir peki? Nasıl tanımlardınız bu sözcüğü?  

---Şairi tanımlamak gerçekten çok zor bir şeydir? Zira her şiir yazan şair diye adlandırılamaz bence? Şairlik büyük bir edebi bilgi, tecrübe, emek sabır ve ustalık demektir.. Engin bir kelime haznesi gerektirir... Yoksa Necip Fazıl´a, Yahya Kemal´e, Mehmet Akif´e ve Nazım Hikmet´e haksızlık edilmiş olur. 

***Toplam olarak kaç şiiriniz bestelendi derken kimler tarafından bestelendi, kaset ve albümlere girenler oldu mu? TRT Repertuarında kaç şiiriniz bulunmaktadır? Kitap yayınladınız mı? 

---Değerli bestekârlarımızın bazı  kurum ve kişiler için yazdırıp bestelediklerini saymazsak 108 şiirim bestelendi radyo televizyonlarda okundu ..  46 eserim rahmetli Yıldırım Gürses ağabeyim tarafından bestelendi... Hoş Seda-1 albümünde 4, Hoş Seda-2 albümünde 8, Dudaklar albümünde 5, Coşkun Sabah´ın albümünde 2, Muazzez Abacı albümünde 2, Hüner Coşkuner albümünde  ve diğer sanatçıların albümlerinde de birer eserim yer aldı.. Diğer eserlerimi Alaattin Şensoy, Alaattin Yavaşça,  Sadun Aksüt, Amir Ateş, Dursun Karaca, Hakan Güneş, Cengiz Coşkuner, İlkim Karaca, Ali Avni, Sema Geyve, Uğur Cuci, Mehmet Emin Bitmez ve Hüseyin Bitmez besteleyen değerli bestekârlardır. 

/resimler/2017-1/9/1157277673524.jpg*** Şiirin yanı sıra, edebiyat ya da başka bir sanat dallarına ilginiz oldu mu, ürün verdiniz mi?  

            ---Ben aslında grafiker ressam olarak halen çalışmalar yapmaktayım. İki senaryo ve bir biyografi çalışmam oldu. 

            ***Grafiğin de sanatla ilgisi olduğu söylenebilir mi?

            ---Tabii grafik zaten güzel sanatların bir koludur.

***Müzikle uğraşanların da besteleri olduğuna da tanık oluyoruz zaman zaman. Sizde de var mı böyle bir şey, beste yaptınız mı yani?  

---Bazen şiir yazarken kendi kendimize mırıldandığımız şeyler olur ama bunlara beste demek gerçek bestekârlara saygısızlık olur düşüncesindeyim.. 

***Geçmiş yıllara dönüp de baktığınızda şiir, güfte ve özellikle de Türk Sanat Müziği´nin dünle bugünü arasında bir fark olup olmadığını söyleyebilir misiniz? 

--- Olmaz olur mu elbette geçmişin nezaket ve zarafeti bambaşkaydı.. 

***Toplum olarak kalbimizi mi kaybettik!... Neden bu duygu eksikliği?... Eskiden olduğu gibi, dile düşen şarkılar da çıkmıyor artık?  

---Hayır bu milletin her konuda yüreği duyguyla dolu... Bazen bir kıtalık köy türküsü sizi alıp götürür... Neden yeni şarkılar,  yeni türküler gelmiyor diyorsan bu konuda devletin  bir milli kültür politikası olmadığından diye düşünüyorum? Benim milletimin yüreğinden kopup gelen duygular ya Türk Sanat Müziği ya da Türk Halk Müziğidir. Birilerinin sırf para kazanma adına, sesi nefesi olmayanlara yatırım yapıp popla, arabeskle  piyasayı ele geçirmelerinden kaynaklanıyor... Sanatın esamesi olmayan biri ipe sapa gelmez sözlerden bir şarkı yapıyor, ummadığı kadar para kazanıyor, musikiye yıllarını vermiş üstatlar karın tokluğuna sanatçılık yapıyor... Sizce de garip değil mi... 

***TSM´nin yaşadığı olumsuz süreç için ne diyeceksiniz? Türk Sanat Müziği´nin yarınlarından ümitli olabilir miyiz?  

---Yüce Türk Milleti var oldukça Türk Sanat Müziği yaşayacak ve var olacaktır o konuda bir endişem yok. Çünkü bu musıki benim milletimin sesidir, nefesidir. Gülerken de ağlarken de  bu ezgilerle güler veya ağlar. Bu ülkenin her şehrinde, her kasabasında milli musıkimizi yaşatmaya çalışan o kadar çok musıki sever gönüllü var ki hepsine candan teşekkürlerimi sunuyorum sağ olsunlar var olsunlar.. 

/resimler/2017-1/9/1157509861439.jpg*** Dünya müziği ile müziğimiz arasında bir fark var mı sizce?  

--- Musiki evrensel bir dildir. Hangi ülkenin müziği olursa  olsun güzel olduğunda herkes tarafında sevilerek dinleniyor.   Ama benim müziğimin üstüne müzik tanımam.                                                         

            ***Şairin, bestekârın, güfte ya da söz yazarının, sanatsal ve sanatçı kişiliği adına olmazsa olmazları nelerdir?  

--- Sanatçı öncelikle kendine, sanatına ve sanatçı dostlarına saygılı olmalı. Yaratıcılığının yanında dürüstlüğünü ve güvenilirliğini ön planda tutmalı. Kibirden uzak, topluma yararlı ve önder  yapıda olmalı. Başkalarının eserlerinden alıntı ve intihal yapmamalı... Çünkü herkesin eseri kendi duygu ve düşüncelerinin eseridir. 

***Bundan sonrası için sanatsal anlamda herhangi bir projeniz var mıdır?  

---Beni şahsi projelerim  ancak yeni eserler ve yeni kitaplar yazmaktır. Ama her ilde bir Devlet Konservatuarı olsa  kültürümüz adına iyi olmaz mı?

/resimler/2017-1/9/1158173768220.jpg----Daha iyi olur elbette? Hatta yeri gelmişken şunu da vurgulamadan geçemeyeceğim. Doksanlı yılların başında, Mersinli Kültür Bakanımız Sayın Fikri Sağlar döneminde Bestekâr Mahmut Yivli başkanlığında bir teşebbüs heyeti olarak Kültür Bakanlığı Klâsik Türk Müziği Konservatuarını Adana´da kurmak istediğimizde Kültür Bakanlığı´ndan ?yöresel özellik yok? diye komik bir yanıt almıştık. Ama birkaç yıl sonra bu klâsik koro sessiz sedasız Mersin´e kuruluvermişti. Yani demek ki, sanatın bereketli toprakları olan Adana´da ?yöresel özellik yok? Mersin´de varmış ki (!) Çukurova Radyosu gibi o da ne yazık ki Adanalıdan çalındı. Oysa, Mersin´in on katı bir müzik ve sanat potansiyeli var Adana´da dedikten sonra dilerseniz telif haklarından söz edelim dilerseniz biraz da? Elde ettiğiniz telif gelirine göre yeterli bir telif aldığınız düşünülebilir mi?  

---Şu anda Türkiye´de telif haklarının 30 yıllık bir geçmişi var.. Batılılar bunu 100 yıl önce çözmüş ve bir çerçeveye oturtmuş. Yurdumuzda sizin derneğiniz ne satar diyen hâkimler var hâlâ... Amerika´da x bir sanatçı bir şarkıyla malikâneler alabiliyor ama bizde 500 şarkısı olan eser sahibi zor durumda. Ben bugüne kadar bütün eserlerimden bir şey kazanmış değilim. 

/resimler/2017-1/9/1158380331113.jpg***Genelini düşünüp, Türkiye ile dünyayı telif hakları yönünden karşılaştırdığımızda pek olumlu bir sonuç ortaya çıkmıyor sonuçta?  

---Muazzam bir fark var bizim aleyhimize. 

***Peki neden ülkemizin sanatçıları diğer ülke sanatçılarından çok az telif hakkı alıyor. Nasıl gelişecek ve onların düzeyine geleceğiz? Siz bu konuda umutlu musunuz?  

---İşte bütün mesele bu... Türkiye´de telif hakları konusunda dünyanın telif birlikleri ile entegre olan tek kurum MESAM´dır. Yani bu alanda telif toplayıp, hak sahiplerine dağıtacak kurum. Ama bakıyorsunuz yasal boşluktan faydalanan bir iki kurum daha çıkıyor ve telif topluyor. Ayrıca müzik eseri kullanan radyo, televizyon, otel, motel, AVM, mağaza gibi yerler tamamen bir anlaşma ile lisanslanamıyor... 15 milyon nüfuslu komşumuz Yunanistan´ın yıllık telif geliri bile bizim 10 katımız... Yazık değil mi bu ülkenin bestecisine, güftecisine, aranjörüne. 

***Biraz da teknolojinin de katkısıyla ülkemizde müzik adeta bitti. Bu işten ekmek yiyen ve MESAM´ın (ve diğer meslek birliklerinin de) önemli bir çoğunluğunu oluşturan müzik emekçileri çok zor durumda. Size göre MESAM´ın bu konuda yapacağı bir şeyler yok mu? Örneğin, çok alana çok değil de, havuzdan da beslenen telif haklarının tabana yansıyacak bir şekilde adil dağılımı yapılamaz mı?  

/resimler/2017-1/9/1158562050226.jpg---Sevgili Cumali Bey, sanırım son bir yıldır dijital ortamda hak kayıplarının önlenmesi hususunda MESAM´da özellikle Youtube endeksli bir çalışma yapılıyor sanıyorum.. Ama bahsettiğiniz havuz bir eşit bölüşüm havuzu gibi olamaz, çünkü orada sadece kullanılan eserler için dağıtım yapılıyor? Hiç eseri kullanılmayanlar biz dağıtımlardan para alamıyoruz diyebilirler.  

S-Radyolarda eserleri çalınanların ismen bildirilmeyişi böyle bir hak doğur muyor mu?

C-Yerel radyolarla yapılan düşük bedelli lisanslamalardan da genel olarak bir dağılım söz konusu ama bunlardan MESAM üyelerine genel olarak yansıyan bir telif hakkı olarak çok az oranlardadır.                

***Edebiyatta ve müzikte beğendiğiniz isimler hangileridir?  

---Şair ve yazarlardan Faruk Nafiz, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Ümit Yaşar, Orhan Kemal, Yaşar Kemal; musikide Yıldırım Gürses, Avni Anıl, Yusuf Nalkesen, Amir Ateş ilk aklıma gelen sevdiğim sanatçılar. 

***Sevgili Cengizhan Mutlu röportaj için teşekkür ediyorum. Sanat yolumuz açık olsun derken, son yazdığınız şiirlerden biriyle sonlandıralım röportajımızı ne dersiniz?  

---Sevgili İlkim Karaca tarafından bestelenen son şiirimi sunuyorum saygıdeğer okuyucularıma.. 

                                SEN YİNE YOKSUN.... 

                       Çiğdemler, nergisler ektim bahçeme.   

                                   İstedim her bahar sen gibi koksun.

Belki geç kalırsın vakit var deme.

 Mevsim bahar ama sen yine yoksun.

                     ***

Bunca yıl sevgiden uzakta kaldım.

Ömrümü bahtının yoluna saldım.

İçimde bin umut, kapını çaldım.

Mevsim bahar ama sen yine yoksun.

                     ***

Tenine dokunmak hayat verirdi.

Sevgiyle sarınca zaman erirdi.

Kaç bahar atlattık, kaç hazan girdi.

Mevsim bahar ama sen yine yoksun.

                     ***

Gönlüme kaderle doldu bu hasret.

Çekilmez bir çile oldu bu hasret.

Ayları, yılları buldu bu hasret.

Mevsim bahar ama sen yine yoksun.

                        Cengizhan Mutlu


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

“STOA FELSEFESİ VE TARSUS'TA STOACILIK”KİTABI ARATOS YAYINLARI’NDAN ÇIKTI

ADANA ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ KISA FİLM FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

ADANA’DA BAĞLAMA GÜNLERİ’NİN İKİNCİSİ GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Düş ve Gerçek Arasında Çareli Çaresiz Çizgiler Kitabı

Sanatçı Selva Özelli Solo Sergisi ile ABD’de

“Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı

HÜSEYİN SÖZLÜ, "AĞUSTOS AYI TÜRK'ÜN ZAFER AYIDIR"

İZMİT ALTIN PİŞMANİYE ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNE VERİLDİ

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ‘’BELGESEL FİLM YARIŞMASI’’ FİNALİSTLERİ BELİRLENDİ

EMEKLİLERİN YENİ ADRESİ ‘EMEKLİ KÜTÜPHANESİ’

İZMİR KULLUK İLE TANIŞIYOR

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

“Soul Müziğin Diva”sı Imany, 7 Eylül’de Türkiye’de

‘ÇOK YAŞA CUMHURİYET’ ÖDÜLLÜ BESTE YARIŞMASI BAŞVURULARI İÇİN SON HAFTA!

TÜRK RESSAMLARIN LONDRA ÇIKARMASI!

YILDIZ TOZU KARAKTER ANALİZLERİ

"ZAFERİN RENGİ" GÜÇLÜ OYUNCU KADROSU İLE ÇEKİMLER İÇİN GERİ SAYIMA BAŞLADI!

Büyükşehir ve YEDAM’dan bağımlılıkla mücadelede iş birliği

AVRUPA HAREKETLİLİK HAFTASI’NDA TÜM TÜRKİYE "ŞEHRİNİ KEŞFEDECEK- GELECEK ENERJİSİNİ KORUYACAK!”

12. ULUSLARARASI İZMİT PİŞMANİYE, MÜZİK ve DANS FESTİVALİ,25-27 AĞUSTOS’TA

‘’20. GELECEĞİN SİNEMASI’’ YARIŞMASININ JÜRİ ÜYELERİ AÇIKLANDI

  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92
  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false