MANİSA (İHA) - Anadolu Partisi Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan, Manisada partisinin il başkanlığını ziyaret etti. Ziyarette Anadolu Partisi Manisa İl Başkanı Suphi Komut, Anadolu Partisi Manisa Milletvekili adayı Ayşe Zeybek ve partililer yer aldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Anadolu Partisi Genel Başkanı Tarhan, şöyle konuştu:
Her yerde olduğumuz gibi bugünde halkımızla buluşacağız. Açtığımız yeni yolu onlara anlatacağız. Bu tıkanmış siyaset anlayışının ülkemizi nereye götürdüğünü bizim ne yapmaya çalıştığımızı anlatacağız. Çünkü bu seçim arenasına baktığımızda neredeyse seçim yarışı sağa sola para saçılma durumuna dönüştürülmüş. Oysa Türkiyenin sorunları var. Yoksulluk çok büyük bir sorun. Kadın cinayetleri çok büyük bir sorun. Kadınlar ve yoksullar bu ülkede tanınmaz hale geldi. Onların görünür hale gelmeleri gerekiyor. Haklarına ulaşmaları gerekiyor."
Toplumun umuda ihtiyacı olduğunu anlatan Tarhan, şunları söyledi:
"Siyasette tıkanmış bir kısır döngü var. Parlamentoda 4 partiden oluşan adeta tek parti yapılanması var. Hepsi birbirini destekliyor. O koltukları koruma kaygısı ile yeni bir yol açılma yeni bir mücadele alanına engel olmaya çalışıyorlar. Biz, tüm bu zorluklara rağmen ülkemizin ufkunu yeniden açmak, yeniden bir mücadele alanı barajlara rağmen, bütün engellere rağmen, tüm medya rezervine rağmen bu yolu açmak için bütün gücümüzle o dayanışma duygumuz takım ruhumuzla yollarda olacağız. Bizim kimsenin sermayesine medyasının gücüne de eyvallahımız yok. Biz siyasette halkın gücüne inanıyoruz. Sadece siyasetin para dağıtarak ya da sırtınızı sermayeye medya veya belli yapılara dayanarak yapılmayacağını, halkın halk tarafından yönetiminin bu topraklardan hâla silinmediğini göstermek için çalışacağız. Ben ekibimize, takım arkadaşlarıma, başkanlarıma verdikleri o ruhtan yeniden oluşturdukları halk hareketi için teşekkür ediyorum.
Manisadaki polis baskınları hakkında da değerlendirmede bulunan Emine Ülker Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
12 Eylül referandumu öncesi verdiğim savaşı hatırlatmak isterim. Eğer yargı bir zalimin elinde oyuncak olursa ne hale geleceğini ve ne amaçla kullanılacağını toplumun bir kamçı ile kontrol edileceğini anlatmıştım. Türkiyenin açık cezaevine dönüşeceğinden bahsetmiştim. Ne yazık ki öngörülerimiz gerçekleşti. Bu gün yargıçlar tarafından ne sahte davalar açıldığını ne süreçler yaşandığını biliyoruz. Bu ülkede artık hakimler hakimleri sürek avına tutuyor. Ne yazık ki tartışmak zorunda kalıyoruz hukukçular olarak. Bu hukuk devletinin ölümü anlamına gelir. Bu müdahalelerde verilen haksız tutuklama kararları dahil olmak üzere yargının ölümü diyorum. Can çekişmesi diyorum. Yargıyı yıkıp yerine bir AVM yapabilirler.
