ATATÜRK KAZANIMLARINI GÖRMEZDEN GELMENİN BEDELİNİ ÖDEMEK

ATATÜRK KAZANIMLARINI GÖRMEZDEN GELMENİN BEDELİNİ ÖDEMEK

92. Yılını kutlayacağımız Cumhuriyet´in ve ağır aksak işlese de hiç değilse kurum ve kuralları iş gören bir anayasal düzenin altı, son yıllarda derin biçimde oyuldu. Türkiye´yi bir hukuk devleti olmaya yönelten, 20. Yüzyılın belki de en önemli atılımları

Gerçekten ulusun ve ülkenin sorunlarının çözümüne katkısı olamayacak bir Genel Seçim´e doğru mu yol alıyoruz? Hatta bırakınız dertlere deva olmayı, aksine  parlamenter rejimin ortadan kaldırılıp yerine kişisel despotizme olanak sağlayacak ne idüğü belirsiz bir düzenin kurulmasına gözü kapalı rızamızı vereceğimiz ?nafile seçim´ mi var hafta sonunda? Ülkenin ve ulusun bölünme sürecine daha da hız kazandıracak parmak hesaplarına, siyasal entrikalara hazır bir parlamento bileşimini elimizle tepemize oturtmaya doğru mu gidiyoruz?

Bu soruları sormakta bile geciktik aslında. 92. Yılını kutlayacağımız Cumhuriyet´in ve ağır aksak işlese de hiç değilse kurum ve kuralları iş gören bir anayasal düzenin altı, son yıllarda derin biçimde oyuldu. Türkiye´yi bir hukuk devleti olmaya yönelten, 20. Yüzyılın belki de en önemli atılımları ve devrimleriyle kurulan laik ulusal yapısı ile çağ atlatmaya hazırlayan ?Atatürk kazanımları/müktesebatı? zedelendi, hatta yerle bir edilmek istendi. Ancak bu tehdide karşı koyması gereken ve tüm bu ?vekai´in? merkezindeki yaratıcı bir siyasal güç de benzer saldırılar ile etkisiz ve edilgen bir konuma düşürüldü. Anayasa temelli kurum ve kurallarla kökleştirilmiş olan ?ULUSUN VE ÜLKENİN BÜTÜNLÜĞÜ´ ilke ve işleyişleri, başta LAİKLİK OLMAK üzere CUMHURİYET DEVRİMLERİNİN özü tehlikeye düşürülürken kafalar öte yana çevrildi.

Evet, açıkça Cumhuriyet Halk Partisi´nden söz ediyoruz. Eğer 1 Kasım seçimleri ülkeyi yeni badirelere götürecek bir kaos ortamı ile sonuçlanacak olursa bunun başlıca sorumluları arasında, Atatürk´ün en büyük eserlerimden birisi dediği Parti´nin bugünkü  üst- alt düzey kimi yöneticileri, seçim yarışında sadece oy peşinde koşmanın siyaset yapmak olduğunu sanan kimi adayları ile  bunlara prim veren üyeleri olacaktır. CHP bugün hala gerçekten büyük seçmen kitlesinin sandık desteğine sahipse, bunun nedeni sadece başka çareleri olmayan inanmış yurttaşların Parti´nin sorumluluklarını anımsatmak adına oy vermeyi sürdürmeleridir.

Cumhuriyet Halk Partisi´nin hedefinde, son bir - iki seçim hariç, anımsayabildiğimiz 65 yıllık döneminde hiç bir zaman öyle % 60´lık bloklar içerisinde yer kapıp öylesine iktidar ortaklığı ile yetinme zilleti olmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi hep ?başa oynamış?, seçim kaybetse de parlamentoda görevini ?Atatürk kazanımları/müktesebatı? çerçevesinde, bunları koruyup kollayan bir muhalefet partisi olarak sürdürmüştür.

Cumhuriyet Halk Partisi hiç bir zaman ?rejimin altını oyan, hukuksuzluğu şiar edinen, Atatürk Cumhuriyeti´ni yok etmeye kalkışan, parlamenter demokrasiyi kişisel despotizme dönüşürmeye kalkışan? bir siyasal partiyle ?istikşafi? heveslerle pazarlığa kalıkışıp sonunda rezil rüsva olmamıştır. Hiç bir parti sorumlusu da böyle bir süreçte şimdi yaşandığı üzere, tüm koşullara teslimiyet gösterebileceği mimikleri taşıyarak heves ve heyecanla kamuoyunun önünde boy göstermemiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi´nin geçmişte hiç bir genel başkanı ya da yardımcısı, üst düzey yöneticisi Türkiye´ye açıkça silahlı saldırı yürüten bir örgütle müzakereye kalkışan bir iktidara, ?Bunu yapamazsınız, Anayasal suç işliyorsunuz? demekten imtina edip, sadece hangi koşulların masaya getirildiğini öğrenme telaşına düşme aymazlığını yaşamamıştır. Bugün tartışılan Oslo Görüşmeleri sürecinde bilindiği gibi CHP bir bölücü terör örgütü ile pazarlık edilmesinin ulusal bir ihanet örneği olmasını kabul etmemekten çok, içeriğinin açık olmamasının derdine düşmüştür.

Yine bu olayla bağlantılı olarak Türkiye´yi bölmeye kalkışan iç ve dış unsurlarla çözüm pazarlığının TBMM çatısı altında yürütülmesi tezini geçmişte, bırakınız bir genel başkanın hiç bir düzeydeki  CHP yöneticisinin düşünüp teklif dahi etmeyeceğini de anımsatmakta yarar bulunmaktadır. Ne acıdır ki bugün CHP her ne pahasına olursa olsun barış koşullarının, PKK tezlerinin paralelinde etnik kesimlere siyasal haklarının tanınması ile oluşacağı tezini Seçim Bildirgesinde de açıklayabilmektedir. Hatta daha da ileri gidip söz konusu terör unsurlarının siyasal uzantısı konumundaki bir partinin koruyucusu-kollayıcısı, hatta 7 Haziran´da yaşandığı üzere oy toplayıcısı işlevini üstlenme görüntüsü verebilmiştir.

Eğer önümüzde fren ve dizginlerden kurtulmuş bir siyasal iktidarın tek başına olmasa bile bir koalisyon çatısı altında dahi önlenmeye çalışılması gereken tüm yanlışları ve yıkım koşullarını sürdürme tehlikesi varsa bunun nedeni,  karşısında inandırıcı ve caydırıcı bir benzer güç ? countervailing power ? bulmayacağından emin olmasıdır.  İşte CHP´nin yarattığı büyük boşluk budur. Tıpkı terör-bölücü kalkışmalar konusunda olduğu gibi, Parti´nin yenileşme sürecinde Atatürk kazanımlarından bile ödün vermeye, dolayısı ile Anayasa´yı çiğneyen kesimlere göz yummaya hazır olduğunu göstermesi caydırıcı olma gücünü de kuşkuya düşürmüştür.

Laiklik  konusunda gösterdiği  ürkeklik CHP´nin nasıl bir zaaf içerisine düşürüldüğünü ortaya koyan en önemli ölçütü oluşturmuştur.  Her kimler bu senaryoyu empoze etmişlerse, Kılıçdaroğlu´nun göreve geldiği günlerden başlayarak, Türkiye´de ?anayasanın laiklik ilkesini ihlal etme´ eyleminin sanığı olarak kapatılmaktan zor kurtulan AKP´nin dini istismar etme silahına CHP´nin teslim bayrağı açması sağlanmıştır.

Eğitim alanında 4+4+4 hamlesinin karşısına sonradan partiden tasfiye edilmeleri sağlanan az sayıda parlamenter ya da yöneticiden başkası ciddi olarak çıkmamış, Cumhuriyet´in temel ilkesi laiklik adeta tabu haline getirilmiştir. ?Seçimleri hep din tartışması yüzünden kaybettik´ korkusu ile partinin ne kadar dindar kişilerden oluştuğu imajı yaratılmış, din kisvesi taşıdığı için kimileri üst yönetime, parlamentoya ?atanmış´tır.

Son günlerde bizzat Kılıçdaroğlu´nun ?İmam Hatipler bizim eserimizdir´ övünmeleri, ondan önce de meclise türban takarak giren kimi kadın millevekillerinin görüntüsünü, ?Bu benim en mutlu günüm? sözleriyle alkışlaması Cumhuriyet Halk Partisinin, AKP iktidarının gözünde ?ciddiye alınmazlığın´ örnekleri olarak ortaya çıkmıştır.

Anayasa ve hukuk tanımazlık, ulusal devletin çözülmesine yardımcı olmak gibi yaşamsal hataların ve hatta suçların karşısına dikilen caydırıcı güç bulunmaz ise, yaşanan kaos ortamının tek sorumlusu olarak AKP iktidarını göremezsiniz. İşte herşeye rağmen oy vermekten geri durmayan önemli sayıdaki seçmen kitlesi ve de sandığa gitmekte kararsız kalan  yurttaşların caydırıcı anlam taşıyan desteği ardındayken, Cumhuriyet Halk Partisi´nin bugünkü yöneticilerinin bu potansiyeli dikkate almaması da kendilerini aynı ölçüde sorumlu kılar.

Kılıçdaroğlu ve ekibi bu gerçeğin farkında mı? Farkında oldukları ya da önemsedikleri söylenemez. Ama bu Türkiye´nin ve ulusumuzun karşısında bulunduğu büyük tehlikenin önlenmesinde fazla önem taşımıyor şu günlerde. Görünen o ki CHP´ye oy veren seçmen yine sandıkta desteğini esirgemeyecektir. Belki bir iki puan da artıracaktır oyu. Ancak bunu CHP yöneticilerine tam güvendiği için değil, onlara partinin ayakta olduğunu ve taşıdığı sorumlukları yerine getirmesinin gerekliliğini anımsatmak için yapacaktır. Bunun yanısıra partiyi iktidara taşımaya dahi yetebilecek oy potansiyeli yönetime duyulan kuşku nedeniyle katılımsızlık nedeniyle heder edilecektir.

Eğer bu kez de Cumhuriyet Halk Partisi´nin yönetim sorumluluğunu taşıyanlar 1 Kasım sonrasında aynı aymazlıkla koltuğa, yarım yamalak iktidar gücüne tamah ederek ?Atatürk Kazanımlarına? aykırı davranmayı sürdürülerse bunun hesabını elbette soranlar çıkacaktır.

 

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı