ANAYASA TANIMAZLIK VE ÜLKE´YE YÖNELİK TEHDİTLER

ANAYASA TANIMAZLIK VE ÜLKE´YE YÖNELİK TEHDİTLER

Karadağ gezisi sürerken gazeteci, Abdullah Gül´ün DTP´nin kapatılması ile ilgili görüşlerini almak istemiş. ?Bu kararı nasıl karşılıyorsunuz? Açılım süreci nasıl etkilenir? ?Bu devirde parti kapatılmaz´ anlayışı Türkiye´ye hâkim oluyordu. Anayasa Mahkemes

Abdullah Gül´ün yanıtları da çok anlamlı:

?Ben aslında ilke olarak parti kapatmalara karşıyım. Anayasa Mahkemesi´nin oybirliğiyle aldığı bir karar var. Bu karara saygı göstermek gerekiyor ve bu kararın uygulanmasını beklemek gerekiyor. Gönül arzu ederdi ki partinin yöneticileri de partilerini korumak için gerekli özeni, dikkati göstermiş olsalardı. Onlar da bu özeni göstermeyince Anayasa Mahkemesi ne yapsın? Mahkeme ne yapsın? Anayasa ortada, kanunlar ortada.?

Sonra şu saptamaya vurgu yapmış:

?Bu hepimizin şahit olduğu bir şey ki terör örgütünün, varoluş sebebi olduğunu ilan eden parti yöneticileri olduğu sürece mahkeme ne yapacak? Bunu aleni, mikrofonlardan söylediler.?

Yanıtlar niye mi anlamlı? Sadece en yetkili makamda bulunduğu ve Anayasal görevlerinin çerçevesi içerisinde belki de gerekeni söylediği için değil. Bir de DTP Genel Başkanı Ahmet Türk´ün partisinin ?sine-i millet´ yolunda parlamentodan fiilen çekildiğini açıkladığı basın toplantısında dile getirdiği bir sav açısından da ibretle değerlendirilmeli. Şöyle diyor Ahmet Türk:

?Biz bu mahkeme kararını hukuki görmüyoruz. Düne kadar halkın iradesi ile geldik diyen, Anayasa Mahkemesi´ni en ağır şekilde eleştiren AKP hükümeti ve partisi onu tartışırken DTP´nin  kapatılmayla karşı karşıya kaldığı süreçte sessiz kaldı ve demokrasiyi katletti. Onlar sadece kendileri için demokrat bir parti?

Öyle anlaşılıyor ki sadece Abdullah Gül değil, AKP cenahından çoğu söz sahibi kişi de DTP´nin başına gelenleri olağan karşılıyor. Etnik ayrıştırma ve bunun sonucu olarak siyasal güç elde edilmesi planları bağlamında ilk raundu  iktidar partisi kazanmış durumda. ABD ve AB başkentlerinin PKK faktörünü ve buna eklemlenmiş siyasallaşma girişimlerini frenleyip, hatta etkisiz kılma niyetleri çoktandır belirginleşmekte idi. Onların gözünden bakılınca ?şiddet ve baş edilmez görünen aykırılık? yöntemleri geçerliliğini yitirmişti. Özellikle Güneydoğu bölgesinde ılımlı İslam gibi, ?ılımlı etnisite yapısı? işlerine daha çok yarayacaktı. Onun içindir ki AKP, açılım projelerine heveslendirilmekte, onun içindir ki bölgedeki etnik siyasallaşmanın adresi ve hatta odağı olarak yüreklendirilmekte idi.

Bu durumda DTP´de yuvalanan hevesler ne olur? PKK silahı ne zamana kadar rafa kaldırılır? Bunları bekleyip görmek gerek. Ama ortaya çıkan süreç pek sakin ve sorunsuz olmayacak, AKP iktidarı başına büyük bir sorun sarmış gibi. Zira ?açılım? heveskarlığı öyle ölçüsüz akımları hızlandırdı ki, ?Habur Kapısı? olayları öylesine orantısız umutları yeşertti ki, şimdi bu tuzağa çekilen yurttaş kitlelerimiz sokağa döküldü. Nerede ise bölgenin ?fiili egemenleri? pozuna sokulan belediye başkanları, ?işgal atındaki bölge halkının? temsilcileri gibi kamu otoritesine kafa tutar hale getirildiler. Bir de DTP´nin parlamento çalışmalarından çekilmesi, bir adım öteye giderek de ?sine-i millete? dönmesi gibi bir tablo ortaya çıkınca, o üzerinde çok hesaplar yapılan etnik ayrıştırma süreci bir bumerang gibi bu tezgahların kurulmasına göz yumanların kafalarına doğru harekete geçti.

Şu noktada yanılmayalım. Gerekçeyi görmedik ve inceleme fırsatı bulamadık ama Anayasa Mahkemesinin Kapatma Kararı, iki yıl öncesinin ve DTP´nin bugün vardığı siperlerin çok arkasında kalan olaylarla kısıtlı kalmış olmalı. Çünkü yakın günlerde partinin sözcüleri ve parlamentodaki temsilcileri öylesine laflar ettiler, silahlı örgütün amaçları ile öylesine bağlantılı siyasetleri savundular ki, Abdullah Gül´ün  ?Gönül arzu ederdi ki partinin yöneticileri de partilerini korumak için gerekli özeni, dikkati göstermiş olsalardı,? dileğinin bile yetmeyeceği noktalara ulaştılar. Silahlanıp dağa çıkmaktan, ?Açılımda beklentilerimizi yerine getirin, silahları hemen susturalım? gibi bir pazarlığa varıncaya kadar alenen  ?silah gücüne dayalı? bir eylem içinde olduklarını ortaya koydular. Amaç da çok açık anlatıldı hep: Önce özerkliğe, sonra da ayrılığa varabilecek ayrı bir halkın varlığını ve egemenliğini tanıtmak!

İki yıl önce, Ahmet Türk´ün deyimi ile, cin bu denli şişeden çıkmış değildi. Nasıl çıktı? İktidar´ın ?tarihsel fırsat? diye ortaya attığı ?açılım projesinin? cesaretlendirmesi ve süreci hızlandırması ve AB´ye uyum bahanesi ile ulus bütünlüğünü kuşkulu kılıp, tartışmalara yöneltecek kimi düzenlemelerle? Avrupa Birliği merkezlerinden gelen ve etnik ayrıştırmayı bir oldu bitti haline sokmaya yönelik fiili desteklerle ve bunlara karşı çıkmamakla? PKK´ya karşı yürütülen operasyonların hedefi olması gereken ve yurt içindeki bölücü hareketlerin merkezindeki Kuzey Irak yönetimine karşı gerekli askeri ve ekonomik önlemleri almamakla? Hatta tüm uyarılara ve kaygılara rağmen Kuzey Irak´ta de facto  bir Kürt devletinin kuruluşuna yeşil ışık yakarak?

Gelelim Türkiye´nin tüm sorunlarının başında gelen ?Anayasa? tanımazlık sendromuna? Bugün eğer DTP Anayasa Mahkemesinin kararını tartışıyor ve bunu ?hukuki kabul etmeyip? kendince fiili durumlara heves ediyor ise, bunun sorumlusu kimler? Abdullah Gül, ?Gönül arzu ederdi ki partinin yöneticileri de partilerini korumak için gerekli özeni, dikkati göstermiş olsalardı. Onlar da bu özeni göstermeyince Anayasa Mahkemesi ne yapsın? Mahkeme ne yapsın? Anayasa ortada, kanunlar ortada,? diyebiliyor bugün amaaynı Anayasa ve Yasaların gereği olarak bir başka yaşamsal ?Anayasa İlkesini?, laikliği ihlal eden iktidar partisinin kendi aleyhindeki  karara karşı  kopardığı ve hudutlarımızı aşan feryatları ve suçlamaları göz ardı ediyor. Türkiye´de ?Anayasa? tanımazlığın temelleri gerçekten bu davranışta aranmalıdır. Bundan cesaret alan Ahmet Türk ve takımının ülkenin başına açabileceği dertlerin ve bunların yaratacağı tehdit ortamının sorumluluğunu kimlerin taşımakta olduğu unutulmamalıdır!


2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false