AKP´Yİ YÖNETENLER VE BUNLARA BOYUN EĞENLER DE  SORUMLULUKLARININ FARKINDA MI?

AKP´Yİ YÖNETENLER VE BUNLARA BOYUN EĞENLER DE SORUMLULUKLARININ FARKINDA MI?

Gerçekte AKP yöneticileri bir yandan ?millet ne derse o olur´ diyerek kontrolsüz, kuralsız bir keyfi rejim modeline kılıf hazırlarlarken, bir yandan da kendi iç yapılarında dahi demokratik işleyişleri durdurma, bunları yok sayma yoluyla bir oldu bitti ara

 AKP´lileri kutlamak gerek! En olmazı, en yapılmayacak işi marifet gibi göstermekte gerçekten başarılılar. Çelişkileri ve hatta husumeti ?dostluk ve kardeşlik´ tablosu gibi sunmayı ve kitleleri buna inandırmayı çok iyi biliyorlar. Ya da iç çekişmeleri külleyip, bundan nasıl yararlanılacağını iyi kestiriyorlar.  Örnekler sayılamayacak kadar çok. Paralelcilerle kurdukları ittifak patlayınca haklı çıkmanın yolarını buluyor ve bu vesile ile de ülkenin, siyasetin kılcal damarlarına kadar girip oralarda kadrolaşmanın keyfini sürebiliyorlar. Önce PKK´yı ve terör uzantılarını azdırıp, ardından ortaya çıkan ölümlü-şehitli tabloyu tek adam iktidarına giden yolda bir manivela gibi kullanmayı bile beceriyorlar.  

Hemen son olaya gelelim daha derinlere inmeden. Şu satırlar yazıldığı sıralarda AKP Sözcüsü partinin yeni genel başkan ve başbakan adayını açıkladığı demecini veriyordu. ?AK Parti kadroları ile sayın Cumhurbaşkanımız arasında bir milim mesafe yoktur, bundan sonra da olmayacaktır. Yeni Genel Başkan adayımız Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Binali Yıldırım´dır,? diyerek hem de. Sanki daha önce partinin büyük kongresinde kahir ekseriyetle genel başkan seçilmiş, daha sonra da 1 Kasım seçimlerinde partisinin 7 Haziran çukurundan kurtarılmasında ve oyunun artırılarak güçlü bir iktidar sahibi olmasında başrolü oynayan   Ahmet Davutoğlu çok kısa bir süre önce tercihleri dışında görevden alınmamış gibi Ömer Çelik bu olayı çok olağan bir görev değişimi gibi ilan edebiliyordu.

CHP´nin Saray Darbesi diye isim taktığı bir süreç var ortada. ?Millet ne derse o olur? diyerek Türkiye´nin anayasal yapısı başta olmak üzere tüm ?kuruluş ayarları? ile oynayan AKP bu kez, bu temel ilkesini bile ters yüz edişini fütursuzca yok sayıyor, millet iradesinin tek adam yönetimine terk edilişini bir bayram havası içinde halkın kabullenmesine uğraşıyor. Bu arada da yakın yılları kapsayan siyasal geçmişimizde pek az rastlanan bir yönteme başvuruyor. Hangi gerekçeyle azledildiği bile tam olarak anlaşılamayan Davutoğlu´nun yerine AKP´nin kendi siyasal iradesi ve demokratik işleyişleri ile ilgisi olmayan bir süreçle, ?eğilim yoklaması´ kamuflajında ve de ?Saray´la müşaverelerin´ gölgesinde MKYK,  bir genel başkan adayı ortaya çıkarıyor. 22 Mayıs´tan sonra da bu kişinin başbakan olarak atanması hedefleniyor.

Şimdi hiç kimse ?Bu olay tümüyle AKP´nin iç işidir, kimseyi ilgilendirmez? gibisine bir savunma ile ortaya çıkmamalı. Siyasal partiler parlamenter demokrasinin vazgeçilemez kurumlardırlar. Vazgeçilmezlikleri, anayasal düzene uygun olması gereken hedefler ve işleyişler çerçevesinde temsil ettikleri seçmenlerin demokratik tercihlerine uygun hareket etme zorunluluklarından doğmaktadır. AKP de bu temel yaklaşıma uygun hareket etmenin dışında bir yol tutamaz. Kaldı ki siyasal partilere yapılan hazine yardımları, bu kurumları sadece örgütlerine ve seçmenlerine değil, tüm yurttaşlara karşı anayasal düzenin korunması ve kollanması bağlamında  sorumlu davranmaya zorlamaktadır.

Gerçekte AKP yöneticileri bir yandan ?millet ne derse o olur´ diyerek kontrolsüz, kuralsız bir keyfi rejim modeline kılıf hazırlarlarken, bir yandan da kendi iç yapılarında dahi demokratik işleyişleri durdurma, bunları yok sayma yoluyla bir oldu bitti arayışına giremezler. Şimdiye dek en olmazı, en yapılmayacak işi marifet gibi göstermekte başarılı görünmeleri bu kez duvara toslamışa benzemektedir. Ama son olayda  artık sadece kısa vadeli, ya da dönemsel icraatların getireceği yıkımın ötesine geçilmekte, ülkede ölümcül bir rejim çöküntüsüne doğru hızlı adımlar  atılmaktadır. Parti sözcüsü Çelik, ?AK Parti kadroları ile sayın Cumhurbaşkanımız arasında bir milim mesafe yoktur, bundan sonra da olmayacaktır,? sözleri ile bu tehlikeyi hiç sakınma duymadan ülkeye ve ulusa dayatma yolunu seçmiş bulunmaktadır.  Anayasa´daki Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa siyasi partisi ile ilişiğinin kesilmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin  sona ermesi hükmünü hiçe sayarak, partili cumhurbaşkanı statüsüne yeşil ışık yakıyor görünmesi, zaten fiilen parlamenter rejim, kuvvetler ayrılığı işleyişlerini yok sayan bir yönetim modeline bir kez daha  işaret etmesi, AKP´nin bir siyasal parti olarak ?vazgeçilmezlik? niteliğine darbe vurmaktadır. Böylece sadece yönetim sorumluluğu taşıyanlar açısından değil, AKP´yi  örgütsel yapısının tümüyle böylesine olumsuzluklar taşıyan bir uygulamalar zincirine, açıkçası  yaratılan anayasa dışı fiili durumun sonuçlarına ortak etmektedir.

Denilebilir ki genel başkanlık ve daha sonra da başbakanlık görevlerine, demokratik işleyişler sonucu değil de fiili durumlara dayalı bir iradenin tayini ile gelen getirilen kişi de aynı yolun yolcusudur. Zira anımsanırsa Binali Yıldırım da adı Davutoğlu´nun yeri için geçmeye başladığı günlerde medyadaki sözleri ile sürecin tamamını bile isteye kabullendiğini beyan etmişti. Erdoğan´ın ?seçilmiş cumhurbaşkanı´ olduğunu vurgulayan Yıldırım verdiği röportajda , ?Cumhurbaşkanımızın Türkiye siyasetindeki yeri sembolik cumhurbaşkanlığı olan ülkeler gibi değil. Güçlü cumhurbaşkanlığı. Yapmamız gereken fiili duruma uygun anayasadeğişikliğini yapmak. Ülke zaman kaybetmemeli...? demişti. 22 Mayıs Olağanüstü Kongresi bu tablonun gölgesinde AKP´yi bütünüyle anayasal düzeni ihlal eden bir konuma taşıyacak gibidir. Dolayısı ile AKP´yi yönetenler ve bunlara boyun eğenler yüklenecekleri sorumlulukların farkında mıdırlar sorusu bugünden önem kazanmış durumdadır.

 

 

                

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,17% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2243,92% 0,03
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu