AKP´NİN KAMU DÜZENİNİ KORUMA VE HAKİM KILMA SORUMLULUĞU

AKP´NİN KAMU DÜZENİNİ KORUMA VE HAKİM KILMA SORUMLULUĞU

Yeni dönemde AKP dayandığını söylediği ?Sayısal meşruiyet ve siyasal meşruiyet? temelleri doğrultusunda ülkeye ve Türk ulusuna hizmet ederek tarihe geçecek bir başarı sağlamak istiyorsa önce sözünü ettiğimiz anayasal krize kesin bir çözüm getirmek zorund

AKP´nin seçim zaferinin hemen ardından yapılan MYK toplantısı sırasında açıklamalar  yapan Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik şu saptamayı paylaştı basın mensupları ile:

?AK Parti her seçimde bir sayısal olarak aldığı oy kadar bunun arkasındaki meşruiyete dayanan bir partidir. AK Parti Türkiye´de en güçlü merkez partisidir. Sayısal meşruiyeti kadar siyasal meşruiyeti de çok yüksektir. Türkiye´de her yaştan, her mezhep grubundan oy alabilen bir partidir. AK Parti, sadece siyasi güce sahip olmakla değerlendirilemez, sosyolojik olarak Türkiye´nin toplumsal omurgası durumundadır. MYK´mız bu sorumluluğun farkındadır.?

Birçok yönleriyle doğru kabul edilebilecek sözler bunlar. Özellikle de ?Sayısal meşruiyet ve siyasal meşruiyet?  kavramlarına sıkı sıkıya sarılma kararlılığı AKP için önemli bir hedeftir. Bir de Türkiye´nin toplumsal omurgası olma iddiası ile taşınan sorumluluğun farkında olunması da 1 Kasım seçimleri sonrasında özellikle önem taşımaktadır. Zira Türk seçmeni gerçekten bütün olumsuzluklara rağmen bu denli yüksek oranda oy vererek partiyi yeniden tek başına iktidara getirmekle AKP´ye ve partinin milletvekillerine büyük sorumluluk yüklemiştir.

Halen Anayasa´mızın yürürlükte olan hükümlerine göre 1 Kasım seçiminin galibi kişiler, liderler değil AKP´nin kurumsal kimliği ve parlamentoda partiyi temsil edecek milletvekilleridir.  Parlamenter demokrasinin işleyiş kuralları bu biçimde anlaşılmalıdır. Anayasa´ya göre yasama ve yürütme erklerinin tecelli edeceği parlamentonun işlevleri bağlamında ve özellikle de geçtiğimiz süreçte,  ?kamu düzeninin´ kurulması ve korunması söz konusu olunca  bu duyarlı noktanın özenle dikkate alınması gerekmektedir.

Geride bırakılan dönemlerde AKP ne yazık ki sözünü ettiğimiz konuda üzerine düşen sorumluluğu gerektiği gibi yerine getirememiştir. 13 yıl süren tek parti iktidarı süresince elindeki siyasal gücün kurumsal niteliğini geri plana itmiş; halkın ülkeyi yönetme sorumluluğunu en yaşamsal işlevleri doğrultusunda tevdi ettiği parlamentoyu tüm yetkileriyle çalıştırmaktan imtina etmiş, aksine gücün lider kadrolarda yoğunlaşmasına adeta bilerek ve isteyerek yol açmıştır.

AKP´nin yakın geçmişteki bu hatası yüzünden de bugün hızla yaklaşan bir Anayasal krizle karşı karşıyayız. Tek dereceli olarak seçilmesine başlanılan cumhurbaşkanlığının sadece ?seçim sistemi´ açısından değerlendirilmesi gereken konumu, Anayasa´da yer almayan yetkilerle donatılmak ve hatta emrivaki uygulamalarla bunları fiilen kullanır hale getirilmek istenmektedir. Türkiye´de bugün kamu düzenini temelden sarsacak boyutlarda ve Anayasa kuralları dışında işletilmek istenilen ?Başkanlık? sistemine geçiş yaşanmaktadır.

Ancak şurasını kabul etmeliyiz ki 1 Kasım seçimlerinde önemli bir gelişme yaşanmış, AKP´ye verilen oylar ve sağlanan parlamenter çoğunluk, Başkanlık Sisteminin anayasal meşruiyet kazanmasına izin verecek bir durum yaratmamıştır.

Şimdi bir kez daha şu gerçeği görmekte yarar vardır:

Yeni dönemde AKP dayandığını söylediği ?Sayısal meşruiyet ve siyasal meşruiyet?  temelleri doğrultusunda ülkeye ve Türk ulusuna hizmet ederek tarihe geçecek bir başarı sağlamak istiyorsa önce sözünü ettiğimiz anayasal krize kesin bir çözüm getirmek zorundadır. Halkımız ülkenin yönetim sorumluluğunu AKP´ye ve parlamentodaki temsilcilerine vermiştir. Tek başına iktidar olmanın sonucu olarak kurulacak hükümet de bu ilkelere uygun hareket etmek durumundadır.

Bu çözüm kararlılıkla sağlanmadığı ve siyasal iktidar yetkilerine titizlikle sahip çıkmadığı hatta şu ya da bu makama devretme yoluna gittiği takdirde Parti Sözcüsü Ömer Çelik´in siyasi partilere yaptığı ?Türkiye´yi, sivil vatandaş odaklı, çağdaş, Türkiye´yi geleceğe taşıyacak yeni bir anayasa yapalım. Bu sefer millet bu anayasayı yazsın, anayasa hukukçuları anayasa tekniği açısından formüle etsinler ve bu şekilde bu anayasayı Türkiye´ye kazandıralım,? çağrısı havada kalmaya mahkumdur. Zira sürekli eleştirilen mevcut Anayasa´ya bile saygı duyulmadan, ülkenin fiili durumlarla  yönetilmesine göz yummaya hazır olduğu açıkça ortaya çıkacak bir siyasal partinin çağdaş bir anayasa yazmada önderlik etmesi kabul edilecek bir durum olmayacaktır.

Bir başka yaşamsal konuda da anayasal krizi çözemeyen AKP´nin etkisiz kalması hatta olayın daha da dejenere edilmesine yol açması beklenmelidir.O da ?Çözüm Süreci´ nin yeniden buzdolabından çıkarılması planıdır.  Daha baştan beri duvara toslayacağı ve Türk ulusunun yüksek çıkarları ile bağdaşmayan pazarlıklarla yürütülen çözüm süreci konusunda Çelik  şunları söylemektedir:

 ?Hiç kimsenin çözüm sürecini bahane ederek kamu düzenini yaralamasına müsaade etmeyiz. Hem kamu düzeni hem demokratikleşme birbirini besleyen iki unsur olarak bundan sonra da devam edecektir. Kamu düzeni sağlandıktan sonra, kamu düzeni konusunda tam hakimiyet sağlandıktan sonra süreç  buzdolabından çıkarılabilir.?  

Ömer Çelik ?kamu düzeni´ kavramını ortaya koyuyor ama anayasal düzeyde kamu düzenini korumakta yetersiz ve hatta isteksiz kalacak AKP´nin, zaten kendi yanlış stratejileri yüzünden azgınlaşan terör olaylarını hangi ölçütlerle ve koşullarla bu çerçevede  söndürülebileceğinin hesabını baştan veremez duruma düşüyor. Kabul edilmelidir ki   ?Kamu düzeninin hakimiyetini´ sağlamak ya bütünüyle olur ya da hiç olmaz.

Yine de her şeye rağmen, ülkenin güvenli geleceği ve hakça işleyen kamu düzeninin egemen olması açısından Ömer Çelik´in partisi adına vermeye çalıştığı güvencelerin yerini bulmasını, AKP iktidarının  ?Sayısal meşruiyet ve siyasal meşruiyet? açısından taşıması gereken sorumluklarını tam olarakyerine getirmesini beklemek gerekiyor.

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli