CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Doç. Dr. Selin Sayek Böke, ?Dün ilk oylaması yapılan AKP´nin teklifi dokunulmazlıkların kaldırılması teklifi değildir. Bu teklif AKP´nin samimi olmayan hesaplara dayanan, siyaseti ve meclisi istediği gibi düzenlemek için sarayın eline bir koz vermek için oynanan bir oyundur.? dedi. 

Genel Başkan Yardımcısı Böke´nin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´nun başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu´nun gündemine ilişkin parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısındaki konuşması şöyle: 

DOKUNULMAZLIKLAR KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞIYLA SINIRLANDIRILMALIDIR
Değerli basın mensupları, bizi televizyon ekranları başında izleyen sevgili vatandaşlarımız, hepinizi her şeyden önce sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Her hafta yaptığımız gibi bu hafta da MYK toplantısı sonrasında Türkiye´nin gündemine dair MYK´da yaptığımız değerlendirmeleri sizlerle paylaşmak üzere buradayım. 
Dün mecliste bir oylama gerçekleşti. Her şeyden önce bir yanlışı düzelterek başlamak istiyorum. Dün TBMM´de görüşülenler dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili bir teklife dair değildi. Dokunulmazlıkların kaldırılması Cumhuriyet Halk Partisinin Parti Programında on yıllardır olan bir tutumdur. Bu tutum sebebiyle ve bu ilkesel tavır sebebiyle Cumhuriyet Halk Partisi anayasanın 83.maddesinin kalıcı bir düzenlemeyle yeniden düzenlenerek dokunulmazlıkların kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılması teklifini yapmıştır, yapmaya devam etmektedir. 

Biz hep şu tavrı ortaya koyuyoruz. Ne terörle işbirliği yapanlar, ne de çalıp çırpanlar dokunulmazlıklar zırhının arkasına saklanamasınlar diyoruz. Bütün Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri daha milletvekili seçilmeden önce bu konuda bir taahhütnameye imza atıyorlar. Bizlerin bu konudaki ilkesel tavrı net ve açık, bizim bu ilkesel tutumumuzda herhangi bir değişiklik yok. Anayasanın 83.maddesi kalıcı bir şekilde yeniden düzenlenmelidir. Dokunulmazlıklar kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılmalıdır. Kürsü dokunulmazlığı ifade özgürlüğünün bir savunucusudur. Kürsü dokunulmazlığı bizlerin, milletvekillerinin siyaset yapabilmesinin garantisidir. Bunun ötesindeki hiçbir dokunulmazlığa bizlerin ihtiyacı yoktur. 
Ancak ortaya çıktı ki, bunlara ihtiyacı olan milletvekilleri varmış. Ortaya çıktı ki, AKP için bu dokunulmazlık zırhı bir zorunluluk ve gereklilikmiş. 
Hatırlayalım, önce biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ?83.madde kalıcı olarak değişsin? dedik reddettiler. Yani dokunulmazlıklar kalkmasın, biz bu zırhın arkasına saklanacağız dediler. Sonra bu teklife bakanların dahil edilmesini önerdik, reddettiler. Yani çalıp çırpanları, yüzyılın yolsuzluğuna karışan bakanları koruyacağız dediler. Dokunulmazlıklar zırhının arkasına saklanmamız gerekiyor dediler. Dün reddedilmiş olan AKP tarafından gerçek dokunulmazlıkların kaldırılmasıdır. Açıkça ortaya çıkmıştır ki, AKP´nin dokunulmazlık zırhına ihtiyacı vardı. Şapka düşmüş, kel görünmüş. 
Dün ilk oylaması yapılan AKP´nin teklifi işte bütün bu sebeplerle dokunulmazlıkların kaldırılması teklifi değildir. Bu teklif AKP´nin samimi olmayan hesaplara dayanan, siyaseti ve meclisi istediği gibi düzenlemek için sarayın eline bir koz vermek için oynanan bir oyundur. 

HEYETİMİZ YARIN DİYARBAKIR´A GİDECEK
Değerli basın mensupları, Türkiye´nin gerçek sorunları var. Gündemimiz bu gerçek sorunlar olmalı. Bu asıl meseleleri konuşmalıyız. Bu hafta Diyarbakır´ın Taşlık Köyü´nde bomba yüklü bir kamyon patlatıldı. 16 can, 16 sivil vatandaşımız feci şekilde hayatını kaybetti. Derin bir acı içerisindeyiz. Sayın Genel Başkanımız muhtarla görüşerek ön bilgileri aldı. Yarın da Genel Başkan Yardımcımız Çetin Osman Budak´ın başkanlığında bir heyet Diyarbakır´a giderek bir değerlendirme yapıyor olacak. 7 Haziran´dan beri 500´ün üzerinde şehidimiz var. 500´ün üzerinde can. 500´ün üzerinde annelerinin gözbebekleri, eşlerinin bir taneleri, çocukların baba şefkati diye sığındığı gençlerimiz. 500´ün üzerinde şehit. Ankara ve İstanbul´un göbeğinde canlı bomba saldırısıyla kaybettiğimiz yüzlerce can, yüzlerce vatandaşımız. Büyükşehirlerde rahatlıkla cirit atan canlı bombalar. Güneydoğu bölgesinde hem şehirleri, hem kırsalı esir almış bir terör örgütü. Bu esareti terör örgütüne teslim etmiş olan bir hükümet. 

SIFIR GÜVENLİKLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Şu anda Cumhurbaşkanı olan kişi Başbakan olduğu dönemde Türkiye´yi bu teröre nasıl teslim ettiğini kendisi açıkça söylüyor zaten. Bunun farkında olduklarını ve kendileri dışında herkesi terörist olarak yaftalama ihtiyacı duyduklarını açıkça ifade ediyor. Birçok soru var. Ülkenin içerisinde 15 ton bomba yüklü bir kamyon, bir kırkayak nasıl dolaştı? Şehirlerin, ilçelerin, evlerin içine bomba düzeneklerini kim döşedi, kim bunların döşenmesine göz yumdu? Otobanlara, yollara kim bomba döşedi, bu bombaların döşenmesine kim izin verdi? Unutmayalım Türkiye´yi bu iktidar 2002 yılında sıfır terörle devraldı. Bugün sıfır güvenlikle karşı karşıyayız. Türkiye´de vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlayamayan bir iktidara hapsolduk. Açılım sürecinde biz valilere, emniyete talimat verdik aman dokunmayın, ürkütmeyin dedik diyen bir iktidar ve Cumhurbaşkanı var. Teröre açıkça yardım ve yataklık yapmış olan bir iktidar var. Türkiye´nin doğrudan müdahil olduğu Suriye iç savaşı ve bu savaşta bir taraf olarak desteklemiş olduğu radikalizm, Türkiye Cumhuriyeti´nin kentlerinin roket saldırılarına maruz kalmasına, ölüm mekanlarına dönüşmesine ve yıkımlarla yaşama bir zemin hazırladı. Kendi sınırlarına hapsedilmiş bir Türkiye var. Vatandaşı hükümet arıyoruz diye gazeteye ilan vermek zorunda kalıyor. En temel görevi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamak olan iktidar bu görevini yerine getiremiyor. Bunu yerine getiremediğinin de farkında. İşte bu sorumluluktan kaçmak için de kendi dışındaki herkesi suçluyor ve herkesi terörist ilan ediyor. 

Soru- Efendim dünkü dokunulmazlık oylamasında boş oyların ya da geçersiz sayılan oyların yani en büyük firenin Cumhuriyet Halk Partisinden olduğu yönünde genel bir kanı oluştu. Sizin onlarla ilgili değerlendirmeniz ne olacak? Bir bunu sormak istiyorum. 
İkinci olarak da Cumhuriyet Halk Partisinin bu kanıyı kabul ettikten sonra ikinci tur oylamada tavrını değiştirebileceğini ve referanduma gidip partili Cumhurbaşkanıyla birlikte yer alacak bir anayasa değişikliğinin oylanması yerine bu düzenlemenin geçmesi için birkaç milletvekilinin daha evet oyu vermesini sağlayacağı, politika değişikliğine gidebileceği yönünde iddialar var. Siz bu iki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Selin SAYEK BÖKE- Cumhuriyet Halk Partisinin politikası, tek tutarlı olan parti esasında bu konuda, biraz önce sizlere ilkesel tutumumuzu tarif etmiştim. Dokunulmazlıkların kürsü dokunulmazlığı dışında kaldırılması gerekiyor. Bu yönde verilecek her oy da kişinin milletvekilinin vicdanına kalmış. Bu dün de böyleydi, Cuma günü de böyle olacak. 

Soru- HDP´nin de verdiği önerge bir öneri var anladığım kadarıyla bütün dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde. Acaba CHP bu öneriye nasıl bakıyor?
Selin SAYEK BÖKE- Verilecek olan bir öneriden mi bahsediyorsunuz?

Soru- Yani CHP´yle söyledikleri şey aynı ama neden birlikte?
Selin SAYEK BÖKE- Cumhuriyet Halk Partisi zaten yıllardır kendi parti programında olan kürsü dokunulmazlığı dışında bütün dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde meclise defalarca teklif verdi. Daha yeni bunu komisyonda dile getirdi. Eğer başka partilerde bu yönde bir karar verilmesini düşünüyorsa bu konuda bir ortak yönde karar verilmesi gerektiğini düşünüyorsa bunun zemini zaten meclistir. Bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin ilkesel tutumunda en ufak bir değişiklik yoktur. Bizler kürsü dokunulmazlığı dışındaki bütün dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini, bu konuda yaşananlarında gerçek bir samimiyet testi olduğunu düşünüyoruz. Burada samimiyetsizliği ortaya çıkmış olan en büyük partide AKP´dir. 

Soru- Efendim bu noktadan sonra iktidar partisinin Cumhuriyet Halk Partisini HDP´yle birlikte hareket etme konusunda hedef alacağı ve şimdiden de aslında almaya başladığını görüyoruz. Mesela terörist cenazesine katılan HDP´li milletvekillerinin de yargılanması gereken bir durumda CHP´den çok sayıda fire şeklinde dünde genel kurulda bazı eleştiriler vardı. Siz HDP´yle o yan yana durma yönündeki eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Selin SAYEK BÖKE- Cumhuriyet Halk Partisinin tek bir ittifakı vardır o da halkla. Cumhuriyet Halk Partisi ilkesel olarak tutumunu meclisteki bütün gereken konularda sürdürmektedir. Bunlara karşı bir havuz medyasının mücadelenin ortağı olarak Cumhuriyet Halk Partisini hedef alması Cumhuriyet Halk Partisinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha göstermektedir. 
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.