AKKUYU NÜKLEER ANLAŞMASI DA AKLIMIZI BAŞIMIZA GETİRMEZ İSE?

AKKUYU NÜKLEER ANLAŞMASI DA AKLIMIZI BAŞIMIZA GETİRMEZ İSE?

İktidar kanadı parlamentoyu dur durak bilmeden, gece gündüz demeden çalıştırıyor. Peş peşe yeni yasal düzenlemeler geliyor genel kurula. Hızla yasalaşıyor bunlar.

Çankaya´nın imzasının ardından Resmi Gazete´de yayınlanıyor. Nedir bu acelenin, hatta telaşın nedeni? Ülkenin bu kadar ?ivedi´ olarak çözülmesini gerektirecek hangi sorunlarına yanıt aranıyor? Ya da AKP´nin başındakiler kamu yönetiminde, ekonomik ve de toplumsal doku açısından yeni yapısal düzenlemeleri kendi kafalarının ardındaki tasarımlara uydurmak amacını mı güdüyorlar? Bu tasarımların yaşama geçirilmesi ile Türkiye´yi dönüştürmeye uğraştıkları hedefleri güvenceye mi alıyorlar?

Nelerdir bu tasarımlar? Bu yönü flu? Yapboz´un parçaları yerine oturtuluyor ama resim tam olarak ortaya çıkmış değil. Elde tam denetime fırsat tanımayan bir siyasal mekanizma da var.  ?Parmaklar benden yana ise, dilediğimi yaparım. Hakim-i mutlak benim? zihniyeti ile de muhalefetten, toplumdan gelen uyarıları hiçe sayıyorlar. Çoğunlukla başarılı oldular attıkları adımlarda. Dün ?kısmen iptal? yiyerek, referanduma gitmesi kesinleşen Anayasa Paketi bunun en çarpıcı örneği. ?Güçler Ayrılığı? ilkesine, işleyişlerine darbe vuracak düzenleme büyük bir mesafe aldı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Kadir Özbek, ?Bizim en büyük beklentimiz yürütmenin yargı üzerindeki bağlantı noktalarının koparılmasıdır. Bunlar, muhafaza edilmiştir. Yürütmenin bundan çok büyük mutluluk duyduğuna eminim,? diyerek Yüksek Yargı´nın kararını değerlendiriyor. Kılıfı hazırlarsanız, en kritik noktaları Anayasa Yargısından ya da parlamenter denetim sisteminden kaçırabilirsiniz demek bu. Şimdi Paket konusunda son sözü seçmen söyleyecek ama iktidarın medyadaki, toplumu ve dolayısı ile sandığı etkileyecek her türlü ortamdaki ?çekim gücü?nün bu sürecin bile sağlıklı işlemesini tehlikeye atabileceği kaygısı akıllara takılı kalıyor..

Geçen gün bir haber çıktı gazetelerin bir bölümünde. Ana muhalefet, parlamentoda sergilenen ?dönüşüm tasarımını? bir nebze engellemek için yine yüksek yargıya gitme kararı almış. CHP,  Kooperatifler Kanunu, Maden Kanunu, Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ve Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunu Anayasa Mahkemesine götürecekmiş ve söz konusu beş yasanın bazı maddelerinin iptali talebinde bulunacakmış. Yeterli oluyor mu bu çabalar? Belki bir ölçüde evet? Ama hep yaşandı ve görüldü ki, bir kere yasa yürürlüğe girdikten sonra atı alan Üsküdar´ı geçiyor. Ufak tefek rötuşlar yetmiyor. Yürütme-Yasama ittifakını, yanlışlardan, hukuksuzluktan, ulusal çıkarlara bile aykırı olabilecek icraattan caydırmanın olanağı bulunmuyor.

 

?Ulusal Çıkarlar? denilince akıllara önümüzdeki günlerde yeni tartışmalara gebe bir konu geliyor? TBMM Dışişleri Komisyonu´nda kabul edilen ?Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti´nde Akkuyu Sahası´nda Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliği Anlaşması´nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkındaki Kanun Tasarısı´ genel kurulda görüşülecek. Öyle ?müzminleşmiş´ bir sorun ki bu, çevreciler ve teknik adamlar, ulusal çıkarlar adına kaygı duyanlar her türlü uyarıyı yaptılar. İdari Yargı´yı ?by-pass? edip, konuyu uluslar arası anlaşma konusu haline getirmek gibi parmak ısırtıcı bir yöntemi kullanan iktidarı kıyasıya eleştirdiler. Ama hiç biri sonuç vermedi. ?Sıfır Sorun? politikalarının da ötesine bir anlam taşıyacak biçimde Rusya ile nükleer santral kurulması konusunda anlaşma imzalandı. Şimdi bu tartışmaların genel kurul boyutunu izlemeye hazırlanıyoruz. CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ ile Bursa Milletvekili Onur Öymen, bir muhalefet şerhi hazırlamışlar Komisyon raporuna eklemek için. Neler deniyor, ya da neler mi denmiyor bu uyarıda.
 

En birincisi TBMM´nin iradesinin ipotek altına alındığına dikkat çekilerek, ?Emirlikler, krallıklar bünyesinde dahi yapılmayacak düzeyde Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri ve organları hiçe sayılarak yasa onaylanmıştır. Onaylanan düzenlemede mevcut yasalar içerisinde yer alan hiçbir amaç gözetilmemiş adeta teslimiyetçi bir tavır izlenmiştir,? deniliyor. Bu iddia bile başlı başına üzerinde durulması gereken bir uyarı. Ardından sıralanan kimi sakıncalar da şöyle:

*?Santralin kurulacağı arazi ve Türk devletine ait ilave arazi proje şirketine bedelsiz olarak tahsis edilmiştir. Ayrıca bölge iki büyük deprem geçirmiştir. İhalesiz çözüm yoluna gidilmektedir. İşletme sırasındaki vuku bulacak kazalar ve görülen zararlarla ilgili bir açıklık sözleşmede görülmemektedir.

*Santrali yapacak şirket belli olmadan sözleşme yapılmıştır. Atıkların ne olacağı sorumluluğa bağlanmış, ancak söküm sonrası ne olacağı konusunda bir açıklık getirilmemiştir. Santrallerin tasarımında kullanılan soğutma teknolojisini düzenleyen kanun ya da yönetmelik yok. Kuruluşa karşı Bakanlık muhatap edilmiştir.

*Sözleşmeye ´üretim miktarından az üretim olduğunda eksik üretilen miktarı temini´ yönünde bir yükümlülük konmasına rağmen eksik üretim tedarik edilmediğinde cezai durumun ne olacağı belirtilmemiştir. Buna karşın Türkiye 15 yıllık bir satın alma garantisini ilgili firmaya vermiştir.

*Yapılan bu uluslararası anlaşmayla Türkiye´nin daha önce yapmış olduğu uluslararası ticaret anlaşmalarına rekabetçi bir ihale sistemi yaratılmadığından dolayı ters düşülmektedir. Bir anlaşma diğer anlaşmaları kesmemelidir.

*Fiyat Türkiye ortalama satış fiyatının üzerindedir. Santral yap-işlet?devret santrali değil, yap-işlet santralidir

*Rusya ile yapılan bu anlaşma sonucunda Rusya´ya bağımlılığın daha çok artması söz konusu olmuştur. Nükleer santral tamamlandığında bu bağımlılık elektrik enerjisi ve yakıtları düzeyinde yüzde 70´e kadar çıkacaktır."

?Parmak ısırtacak? yöntem dediğimiz bu tablo, açıkça Santral´in kurulacağı Akkuyu coğrafyasını kendi ulusal egemenlik alanımızdan çıkarıp, Putin kardeşin Rusya´sına ve de santralin ihalesiz ve bedava arazi ikramı sonucu gıyaben sahibi olacak adı belirsiz şirkete teslim edilişinin tanımından başka bir şey değildir. Bir kere parlamentodan geçince de ?uluslar arası sözleşme? niteliği ile yasalarımızın da üstünde sayılacak bir teslimiyet belgesinin gözü kapalı yürürlüğe girmesidir.

?YAP BOZ? gibi bir süreç dedik sürüp giden dönüşüme. Ulusal ?idrakimiz? bu kadar felce mi uğratılmıştır da, geleceğimizi, güvenliğimizi ve hatta gerçek anlamda ?ulusal egemenlik? haklarımızı hiçe sayan, CHP´li milletvekillerin deyimi ile, emirlikler, krallıklar bünyesinde dahi görülemeyecek bu gidişin nerede ve nasıl durdurulacağını kestiremiyoruz. Kendilerini ?hakim-i mutlak´ görenlerin denetim de tanımayan  her türlü girişimlerini sineye çekiyoruz.  Bunun adına da ?demokrasi? diyoruz? 


2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli