Adana Kitapları Okurla Buluştu
KÜLTÜR SANAT 15.06.2015 12:23:27 1493 0

Adana Kitapları Okurla Buluştu

Heyamola Yayınları tarafından yayına hazırlanan ?Kentler ve Semtler Dizisi? bu kez Adana kitaplarıyla gündemde. Adı Adana´yla anılan 12 yazartarafından yazılan kitapların ulaşabildiğimiz yazarlarına ?Adana deyince? ne düşündüklerini ve ?Kitapların hazırl

/resimler/2015-6/15/1231208106865.jpg

Adana deyince:

Duran Aydın: Sözü bulandırmaksızın şunu hemen söylemeliyim ki Adana, daha doğrusu Çukurova; bu coğrafyadan beslenmenin değerini algılayabilmiş sanatçılar için derinliklerinde sonsuz-sınırsız öyküler kaynayan bir maden olagelmiştir.

Adana ve insanını çözmüşse eğer, kalemi edebiyata belenmiş, bakmakla görebilmenin ayrımındaki herkesin söyleyecek bir ?söz?ü mutlaka bulunur. Çünkü zaten o, bu topraklardan beslendiği insan öykülerinin birebir öznesidir. Bu anlamda ?Hergele Yolu ve İstiklal Mahallesi´nden Tozu Alınmış Yıllar?ı yazarken çok da fazla zorlanmadığımı söyleyebilirim. Anlatılanlardaki yaşanmışlık; her santimetrekaresini ezbere bildiğim sokaklar kadar, ciğerini okuduğum insanlarıyla da kaynaşmış olmamın sağladığı içtenlikten geliyordu.

Yazdığım kitaba kan veren insan cevherini; örneğin, unutulmuş ve küskün bir sokağın köşesindeki bir ağaçtan, çinko damlı kerpiç bir evden ayrı düşünemezdim. Çocukluktan ilk gençliğe ulanan zor yıllarda pisi pisine ölümlerle restleşirken, yalnızca düşlerimizde yeşeren ilk aşklarımızı da boynu bükük bırakmıştık. Yıllar sonra bu kez yazmak için o günleri anımsarken acıtan, örseleyen anılara ?şöyle bir uğramak? bile mutlu etmeye yetti beni. 

Kitabınızı hazırlama süreciniz:

Duran Aydın: Adana Kitapları´nın ayrıntılarını ilk öğrendiğimde, yazabileceği düşünülen kişilerden birisi değildim. Toplantıda hangi arkadaşımın hangi semtleri yazmak istediği konuşulurken, kitabın ilk tümcelerinin beynimde oluştuğu an´ı hiç unutmuyorum.

Yıllar önce bir yazımda adı geçen ?Hergele Yolu?nu bu kez daha kapsamlı, oylumlu bir biçimde doğup büyüdüğüm İstiklal Mahallesi ve insanlarıyla öykülerken,  bir anlamda o yıllara olan ?borcumu? kapatacak, kimi zaman da eksik yaşanılmış hayatlarla yeke yek ödeşecektim.

?Hergele Yolu ve İstiklal Mahallesi´nden  Tozu Alınmış Yıllar?ı yazma sürecinde anılarından, bilgilerinden yararlandığım insanların söyleyeceklerine teyelleyebildiğim ?anayurdum çocukluğuma? ne kadar teşekkür etsem, azdır?

/resimler/2015-6/15/1233246077967.jpg

Adana deyince:

Mustafa Emre: Adana doğduğum, büyüdüğüm kent. Gözlerimi dünyaya açtığım, dünyayı tanıdığım yer. Toprağına bastım, havasını soludum, suyunu içtim, ekmeğini yedim. Güneşi ile terledim, yağmuru ile ıslandım. Denizine girdim, dağına tırmandım, ovasında gezindim. Doğudan, batıdan arkadaşlarım oldu. Hepimiz bu iklimlerin çocukları olduk. Kimliğim, kişiliğim oluştu. Hep bu kente kendimi borçlu duyumsadım. Elimden geldiğince yazmak istedim. Yazının ustaları ustalarım oldu; yalın, olgun insanları dostlarım oldu. Yaşamı bu kentten, bu kentlilerden öğrendim. Şiirler, öyküler, anılar birikimi oluştu. Adana gözümde, gönlümde hep canlı, renkli bir dünyadır.

Kitabı hazırlama süreciniz:

Mustafa Emre: Adana ile ilgili bir kitap önerisi gelince hemen benimsedim. İlk ve ortaokulu okuduğum Karasoku´yu yazdım. Adana´nın yüreği dedim bu bölgeye. Eski, varsıl bir geçmişi var. Yaşamın nabzı burada atıyor hala. Yerler, anıtlar, kişiler, anılar birbirini izledi. Birkaç kez de bugünkü gözle izledim, adım adım gezdim. Dünü, bugünü ile anlatıp geleceğe sunmak istedim. Karasoku her adımda yaşantı gösteriyor. Yalnızca Adana´nın değil, dünyanın bir bölgesi benim için. Yazılacak onca konu vardı. Kısa kısa yazarak bir bütünlük oluşturmaya çalıştım. Sonuçta Karasoku özelinde Adana´nın geneli çıktı. Daha yazacak çok birikim var. Adana anlatmakla yazmakla bitecek bir kent değil.

  /resimler/2015-6/15/1234451235851.jpg            

Adana deyince:

Adnan Gül:Adana: (Ateşkent) şehri ziyam benim, yüreği çatallı olsa da,adı yanlış konmuşbilge birananın güzel paçasından düşmüştür. ?Ateşkent?,meşruluğunu ve icraatlarını daha net doğrulayan isimdir. Sistemleuyum göstermemesi, ezilmişliği, sokaklarına paşa adlarının verilmişolması, bu gerçeği değiştirmez.

Bu şehrin adı alfabenin verdiği avantajladeğil, alfabedeki değişikliği göze aldığı için tanrının T´sinden önce anılır.Hem bolluğa açılan kapı, hem cesareteyakışır çatal yürek oluşu boşa değildir. Bu nedenle zamansız, hesapsız, mecburi iskân merkezi olma karakterinden vaz geçemez garibim.

İçten, dıştan, nerdeyse bütüncül göç olgularını anlayışla karşılama,içtenliği destur ederek, itmeden, kakmadan kabullenme, bilgelik ve gönülbolluğunu yaşatma ana karakterlerindendir.

Adana bu farklılıklarındanötürü şehriuyardır. Zorlanmaya, arlanmaya gerek duyulmaksızın, gelenigeçeni tanrı misafiri sayan yücelik bu nedenle Adana´ya hastır.

Böyle hâsıl olmak, sevabıyla günahıyla gönüllere ve göçlere açık durmak,bir şehrin, bir bölgenin, şansı olduğu kadar, kaderidir de. İnsanlığın ve onu var eden kültürün iyisi, bir başka insan ve kültürüyle yan yana,iç içe gelme başarısıdır.Ki bu güzellik Adana´ya doğuştan nasip olmuştur.İç göçlerle gelenler ne ise ya, dış göçlerle gelenlere en çarpıcı örnek,1850´li yıllarda Osmanlı döneminde Ortadoğu ve Arap ülkelerinin birçoğundan Çukurova´ya taşınan usta pamuk yetiştiricileri ve ameleleriyle daha sonraları Adana´nın yerlisi konumuna gelen Arap halkının tarihidir?

Metropollerin, merkezlerin itmesine, acıtmasına, yok saymasınakarşılık taşranın kucaklayıcı işlevi, gönül bolluğu, kabul gücü her dönemanlamlı hazinelere açılmıştır. Hele bu hazine toprağın insana kazandırdıklarıyla birleşince?

Yer bolluğu, yürek bolluğu doğuştandır, yerleşim sorunu diyebir dert bugüne kadar yaşanmadı, bugünden sonra da yaşanmayacağıanlaşılmaktadır.

Kitabı hazırlama süreci:

Adnan Gül:Yazma serüvenine gelince;Adana ile ilgili Şehir Kitapları yapılacağınıduydum. Gönüllü olduğum teklifini götürdüm. Zira bu şehrin her anının hayranıyım, dolayısıyla bu müstesna şehir hakkında en çok yazı yazmam gerektiğine inandırmışım kendimi.  Kısmen de olsa bildiğim mekân Adana´nın eski garajı, resmi deyişle Santral Garajıydı,kısa ama yoğun dinamiği olan yıkıntıyı yazmaya kararlıydımTek yararlandığım kaynak bir dönem yaşadıklarımı tekrar bana sunmaya nazlanan hafızamı harekete geçirmekti. Çünkü birkaç konu dışında yazdıklarımın tekdanışmanı hafızamdı. Çeşitli insan tipleri ve sosyolojisiolan hareketli bu alan,adeta bana göreydi.Dönemsel olayları önce hafızamda toparladıkça öyküleştirdim? Yayınevinin yaptığı bir toplantı sonucunda kitabın adı kondu ve oturup yazmaya başladım. Kırk beş gündede kitabın iskeletini tamamladım. Hatırladığım kadarıyla sözleşme süresi içinde teslimi ilk gerçekleştiren de bendim. Birkaç satır da yayınlanma sürecinden söz etmem gerekirse. Tabi ki bu makbul çaba ve hassasiyeti, yayınevinin de göstermesini çok bekledim. Santral Garajı kitabı,bilhassa malisorunlar gerekçesiyle sözleşme tarihinin bitiminden yaklaşık iki yıl sonra yayımlanabildi. Bunca ertelenmişliğe rağmen yayınevine teşekkür ediyorum.Kitapların çıkmış olmasını fazlasıyla önemsiyorum.Öncelikle şahsım sonra Adana adınabu kitapların sonraki çalışmalarda, önemli birer mihenk oluşturacağı kanaatindeyim.Bu paket çalışmanın Adana için özel bir hafıza oluşturacağına inanıyorum. Bu kadarı bile sevindirici tabi ki?

Garajı özelini,yetmiş ve seksenli yılları, içinden geçilendarbe sürecininSantral Garajı´naetkilerini zamana şerh düşmek gerekirdi.

   /resimler/2015-6/15/1235587331004.jpg

 

Adana deyince:

 

Süreyya Köle:Sarı sıcak bir güneş altında, kanı deli akan, sıcakkanlı insanların diyarı... Bereketi, toprağıyla sınırlı kalmayan; tanımlanması güç özellikler taşıyan toplumsal bir yapı ve coğrafya?

 

Kitabın hazırlanma süreciniz:

 

Süreyya Köle:Yayınevinin biz yazarlara ulaşması üzerine başladı süreç. Öncesinde, yayınevinin bu türde başka çalışmaları vardı elbette. İstanbul, İzmir, Trabzon vb. çok sayıda kentin kitapları, başka yazarlarca yazılmış, önümüzde hazır örnekler olarak duruyordu.

 

Bu kitapların kimler tarafından yazılacağı belirlenirken yazarın, yazacağı kentte doğmuş ya da büyümüş olması öncelikli tercih nedeniydi. Bunun dışında, kentle ya da kent bağlantılı ele alacağınız konuyla derin bir bağınızın olması da yeterliydi. Tıpkı Yeni Adana Gazetesi ve benim aramda olduğu gibi.

 

Adanalı değildim, ancak benden merkezinde Yeni Adana Gazetesi´nin olduğu, Adana´da bulunan Abidinpaşa Caddesi´nin kitabını yazmam isteniyordu. Bana direkt olarak ?Bizim için Abidinpaşa Caddesi´ni yazar mısınız?? diye gelinseydi, yanıtım çok net olurdu: ?Üzgünüm, ben Adanalı değilim.?

 

İşin içine Yeni Adana Gazetesi girince benim için işin rengi değişti ve gönül rahatlığıyla ?Tamam, bu çalışmada yer alabilirim.? dedim. 

 

Kitabımı daha çok Yeni Adana Gazetesinin arşivinden faydalanarak hazırladım diyebilirim. Bu müthiş bir deneyimdi benim için. Çağının tanığı bir gazetenin sararmış sayfaları arasında dolaşmak, genç Türkiye Cumhuriyeti´nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kalkınma ve aydınlanma yarışına tanıklık etmek acayip sarsıcıydı; tarihe dokunmaktan, tarihi solumaktan farksız?

 

/resimler/2015-6/15/1238289677717.jpg

Adana deyince:

 

Zafer Doruk: Geçmiş günleri yazının yamacında durup bir kere daha seyrederken hem yaşıyor, hem de yaşananlara bugünün gözüyle yeni anlamlar yüklüyoruz. Adana´nın Denizli ve Kanalköprü mahalleleri çocukluğumun ve ilk gençliğimin iki macera ülkesiydi. Nerede bir yazlık sinema varsa benim için orası dünyanın merkeziydi. Yazlık bahçe sinemaları ay ışığıyla, yıldızlarıyla, sarmaşıklı beyaz duvarlarıyla, yanıp sönen renkli ampulleriyle, mavi boyalı tahta sandalyeleriyle; günebakan çekirdeği, gazozu ve Zeki Müren şarkılarıyla çocukluğumun hayal bahçeleriydi. O yılların Kanalköprü´sünü günümüzün beton ve gürültü çağıyla karşılaştırdığımda, bağlarıyla, sulama kanalıyla, asmalı damlarıyla, sinemalı akşamlarıyla, komşuluk ilişkileriyle ve sessizliğiyle Kanalköprü bana huzurlu bir ülke gibi görünüyor.

 

Denizli Mahallesi çocukluğumun unutulmaz anlarını yaşadığım bir yer olmasının yanı sıra hayata ortasından atıldığım, delifişek yıllarımın da geçtiği bir mahalledir. Doğu ve güneydoğunun sarp coğrafyasından en çok göç almış, işçi, işsiz, avare, seyyar satıcı, sistemin karşısında aynı yazgıyı paylaşan insanların bir arada yaşadığı yerlerden biridir. Orada bir yandan yaşıyor, bir yandan da yaşadıklarımı öykülerimin malzemesi yapıyordum ama hayat orada öykülerde olduğundan daha serttir. Yazılı anlatımı fotoğraflarla destekleme işini de dönemin fotoğraflarının peşine düşünce sevdim. Yazı ve görüntü buluşunca ortaya sinema tadında bir şey çıkıyor. Bu yüzden kitabın alt başlığını, dönemin sokak aralarında at arabasıyla gezerek film tanıtımı yapan sinema çığırtkanları koymuştur: ?Yazlık Düşhane Aile Sineması Adana´nın iki müstesna semtini iftiharla takdim eder!?

 

 

Kitabı hazırlama süreciniz:

 

Zafer Doruk: Bana böyle bir çalışma önerisi geldiğinde, gölgede kalmış anları/ anıları belleğimden soyundurup gün yüzüne çıkarmak, bunu önceden tasarlanmış ve sınırları çizilmiş bir çalışmanın sorumluluk bilinciyle yapmak üzerimde bir tür baskı mı oluşturmuştu bilmiyorum ama en azından bir süreliğine ertelemeyi bir kaçış yolu olarak seçmiştim. Ne var ki, o mekânları yıllar sonra yeniden gezdiğimde bu işi sevdim, gidebildiğim yere kadar gittim; zamana ve mekâna ışık tutmayacak sıradan olayların ve anıların arasına sokulmadım. Yaptığınız işi sevdiğiniz ölçüde işiniz de kolaylaşıyor. Bu kitabı bir yıl ve tek satır yazmadan erteledikten sonra üç ay gibi bir zamanda yazıp bitirdim.

 

/resimler/2015-6/15/1240250773718.jpg

Adana deyince:

Adnan Gerger:Adana benim gençliğimde gelecekle ilgili düşüncelerime ve kültürel gelişimime büyük katkı sağlayan bir il değil bir atölyeydi. Liseyi bitirene kadar kışın önce Diyarbakır´da, ardından Suruç´ta; yazları Adana´da (birçok ilçesi dahil) yaşamam özellikle yazın (edebi) hayatıma büyük damga vurdu. Bu illerde yaşayan ve yaşamakta olan kadim halkları tüm yönleriyle daha iyi tanımama neden oldu. Gençliğimin birçok unutulmaz anısının Tepebağ Mahallesi´nde olması bu kitabı yazmama neden oldu. Bu mahallenin hem arkeolojik, hem demografik hem etnografik geçmişinin (ki bu geçmişin ne kadar muhteşem olduğunu  ?Taşların Külleriyle Saklandığı Yer TEPEBAĞ´ kitabını yazarken öğrenecektim) zenginliği çocukluğuma ve gençliğime bir kaynak oldu. Buna ilk aşkları, yeniyetme duyguları ekleyebilirsiniz de?  Gerçekten Tepebağ´ın daha nice kitaplara kaynak olacağını da biliyorum.

Kitabınızı hazırlama süreciniz:

Adnan Gerger:Kitapla ilgili teklif geldiğinde gerçekten çok sevindim. Bu teklif aklımda olan bir yazma serüveniydi, aslında. Ancak bu kitabı oluştururken izleyeceğim yöntem benim için önemliydi. Benim bireysel gözlemlerinden mümkün olduğunca uzaklaşmaya çalıştım. Hem antik bir yerleşim alanı olan Tepebağ´ın tarihsel geçmişini hem de yaşamsal özelliklerini öne çıkartmak istedim. Bu nedenle önce Tepebağ´la ilgili akademik araştırmaları, üzerine yazılan bilimsel verileri, dokümanları toplamaya başladım. Bu araştırma sırasında Tepebağ´ın geçmiş yaşantısıyla ilgili yani insan öykülerini de aradım. Özce edebi kişiliğimden ziyade bir gazeteci duyarlılığımı da bu yazma serüvenime ortak ettim. Ancak bu yöntemle Tepebağ´ı anlatabileceğime inandım. Adana´da yakın akrabalarımdan, akademisyenlerden yardım istedim. Sağ olsunlar, bana çok faydaları oldu. Bu verileri topladıktan sonra çok uzun bir yazma süreci başladı. Bu süreç iki yılı aştı. Bu kadar titiz davranmamın nedeni mekanların insanlarla birlikte var olduğuna ve geleceğe uzanan en önemli tarihsel kanıtlar olduğuna hep inandım. Böylesine bir geçmişi olan mekanların yok olmasına, talan edilmesine de karşı çıkmamın asıl nedeni de buydu. Bu anlamda kent kitapların bir önemi de burada yattığına inanıyorum.

/resimler/2015-6/15/1244521872655.jpg

 

Adana deyince:

 

İbrahim Oluklu:Bir dolu yaşantı? Çakmak Caddesi? Küçüksaat Meydanı´ndan İnönü Caddesi´ne doğru giderken solda kalan Pekçabuk ve Napoli gömlek mağazaları? Özellikle de Pekçabuk gömlekleri? Oradan aldığım ipekli gömleğin kullanmayı bilmeyişimden bir haftada löpür löpür dökülüşü?

 

Adana Kız Lisesi´nin, eski valilik binası tarafında, Yıldız´ı bekleyişim. Üstümde de ipekli gömlek?Gömleği aldığım gün Yıldız´a gidişim. Yıldız´ın beni görmezden gelerek bir başkasının elini tutuşu?

 

Yolumuz Hürriyet´e doğru? Yıldız´ın da karıştığı Hürriyet´e doğru? Babamın, amcamın, üvey abimler Jet Mustafa ve Ali Gırro´nun, yengelerimin, yeğenlerimin, elbette benim de tozuna toprağına karıştığımız mahalleye... Karalar´dan sürüp gelen Hürriyet Mahallesi´ne? Sağım solum Hürriyet Mahallesi? Elma deseler de, armut deseler de çıkacağım toprak.

 

Adana´nın bendeki anlamı, karşılığı ne mi? O mahalleyi büyütün;  il yapın, Çukurova yapın; içine özlem, aşk, yoksulluk, öfke, kırgınlık katın; işte Adana´nın bendeki, benliğime hiçbir zaman sığmayacak karşılığı bu.

 

Kitabınızı hazırlama süreciniz:

 

İbrahim Oluklu:Kitap önerisini, yayınevi adına, Özcan Karabulut dostumdan aldım. Bu önerinin üzerimdeki etkisini bir duygu haliyle anlatmam olanaksız. Adana´ya duyduğum gönül borcunun bir bölümünü ödeyecektim işte. Bu her şeyin önündeydi.

 

Yıllardır bölük pörçük yazıyordum zaten. Adana´ya iki kez gittim bu kitap nedeniyle. Belge, bilgi topladım; belleğimi tazeledim. Her zaman havası, suyu tazeliyordu çünkü Adana´nın. Yine öyle oldu.

 

Kitabı Altınoluk´ta bir yaz tatilinde yazdım. Kaz Dağları da Adana gibidir, Çukurova gibidir. Tazeleyen bir topraktır. Sabahattin Ali´nin Mustafa Seyit Sutüven´in, Mehmet Başaran´ın, Ahmet Uysal´ın da katıldığı bir dünyada sökün etti ?Karalar´danHürrüyet Mahallesi´ne?.

      


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

“STOA FELSEFESİ VE TARSUS'TA STOACILIK”KİTABI ARATOS YAYINLARI’NDAN ÇIKTI

ADANA ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ KISA FİLM FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

ADANA’DA BAĞLAMA GÜNLERİ’NİN İKİNCİSİ GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Düş ve Gerçek Arasında Çareli Çaresiz Çizgiler Kitabı

Sanatçı Selva Özelli Solo Sergisi ile ABD’de

“Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı

HÜSEYİN SÖZLÜ, "AĞUSTOS AYI TÜRK'ÜN ZAFER AYIDIR"

İZMİT ALTIN PİŞMANİYE ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNE VERİLDİ

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ‘’BELGESEL FİLM YARIŞMASI’’ FİNALİSTLERİ BELİRLENDİ

EMEKLİLERİN YENİ ADRESİ ‘EMEKLİ KÜTÜPHANESİ’

İZMİR KULLUK İLE TANIŞIYOR

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

“Soul Müziğin Diva”sı Imany, 7 Eylül’de Türkiye’de

‘ÇOK YAŞA CUMHURİYET’ ÖDÜLLÜ BESTE YARIŞMASI BAŞVURULARI İÇİN SON HAFTA!

TÜRK RESSAMLARIN LONDRA ÇIKARMASI!

YILDIZ TOZU KARAKTER ANALİZLERİ

"ZAFERİN RENGİ" GÜÇLÜ OYUNCU KADROSU İLE ÇEKİMLER İÇİN GERİ SAYIMA BAŞLADI!

Büyükşehir ve YEDAM’dan bağımlılıkla mücadelede iş birliği

AVRUPA HAREKETLİLİK HAFTASI’NDA TÜM TÜRKİYE "ŞEHRİNİ KEŞFEDECEK- GELECEK ENERJİSİNİ KORUYACAK!”

12. ULUSLARARASI İZMİT PİŞMANİYE, MÜZİK ve DANS FESTİVALİ,25-27 AĞUSTOS’TA

‘’20. GELECEĞİN SİNEMASI’’ YARIŞMASININ JÜRİ ÜYELERİ AÇIKLANDI

  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli