?Adana işsizlik ve yoksulluk ile anılır oldu?
SİYASET 30.12.2018 15:27:08 401 0

?Adana işsizlik ve yoksulluk ile anılır oldu?

Bu hafta ?Farklı konuklar ile ortak konu: Adana? köşemizin konuğuCumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili Ayhan Barut. Barut; bir zamanların en görkemli şehirlerinden Adana, bugün işsizlik ve yoksulluk ile anılmaya başlamış, yılda üç ürün verebilen bere

?ADANA´DA ULAŞIM MASTER PLANI YOK?

CHP´li Barut, bir kent için ?ulaşım anayasası? sayılabilecek derecede önemli olmasına karşılık Adana´da ulaşım master planının olmamasının ulaşım ve metro sorunun çözülmesinden kenti uzaklaştırdığını belirterek, ?Hafif Raylı Sistemin belediyenin sırtında kambur olarak kalmasına göz yuman siyasi iktidarın, defalarca söz verilmesine karşın bakanlığa devrini yapmaması da ayrı bir skandaldır. CHP´nin 4 Adana milletvekili olarak biz bu konuyla ilgili Meclis´te ayrı ayrı soru önergeleri, bakanlığa devriyle ilgili kanun teklifi ve Meclis Araştırması istedik? şeklinde konuştu.

?MİLYON DOLARLIK AVM YATIRIMLARI ÜRETİME DEĞİL, TÜKETİME DAYALIDIR?

Üretim olmadan kalkınmadan bahsedilemeyeceğini söyleyen Barut, milyon dolarlık yatırımlar olan alış veriş merkezleri yerine üretime dayalı fabrikaların kurulmasının daha doğru olacağını ifade ederek ?. Bu nedenlerle bir tarım ve sanayi kenti olarak bilinen Adana´da, üretim merkezli düşünerek tarım ve tarıma dayalı sanayinin gelişimi için seferberlik başlatılmalıdır. Çiftçinin omzundaki yüklerin alınması, üretimin ve üreticilerin desteklenmesi şarttır? dedi.

Ayhan Barut kimdir?

Kısaca özgeçmiş ve siyasi hayatın başlangıç notları...

1964 yılında Adana ili Karataş ilçesi Helvacı köyünde doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana´da tamamladım. 1987 yılında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Bölümünden Ziraat Mühendisi olarak mezun oldum. Askerlik yükümlülüğümü 1988-1989 yıllarında yedek subay olarak yerine getirdim. Yüreğir İlçesinde zirai ilaç, tohum, gübre bayiliği ve tarımsal danışmanlık alanında kurduğum şirketlerim bulunuyor. Tarımsal ve mesleki yenilikleri takip etmek üzere yurtdışında çok sayıda mesleki kurs ve seminerlere katıldım. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi Yönetiminde, 1994-1996 yıllarında 2. başkan, 2000-2008 yılları arası dört dönem (8 yıl) şube başkanlığı ve 2008-2010 yılları arası onur kurulu üyesi olmak üzere toplam 12 yıl görev yaptım. 1987-1992 yılları arası SHP Karataş ilçe yöneticiliği yapmış olup 1993 yılından itibaren Cumhuriyet Halk Partisi´nin üyesi olarak 2007 yılında yapılan genel seçimlerde 23. Dönem milletvekili adayı oldum. 2009 ? 2010 yılları arasında CHP Çukurova ilçe başkanlığı görevinde bulunup iki dönem Kurultay Delegeliği yaptım. 27 Aralık 2015´te seçildiğim CHP Adana İl Başkanlığı görevini 26 Nisan 2018 tarihine kadar sürdürdüm. Çukobirlik, Karataş Ziraat Odası, Adana Ticaret Odası (meclis üyesi), Adana Çiftçiler Birliği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çukurova Tarım Makineleri Mezunları ve İmalatçıları Derneği (Yönetim Kurulu üyesi) ve Çukurova Üniversitesi Mezunları Derneği üyesiyim. Evli ve 2 çocuk babasıyım. 

S.B:  Adana´yı büyük kentler yarışında geri koyan asıl sorun ve çözümü size göre nedir ve bunları Meclis´te gündeme getirdiniz mi?

A.B: Bu soruyu bir örnek üzerinden yanıtlamak istiyorum. Adana denilince akla beyaz altın olarak bilinen pamuk gelirdi. Pamuk, bereketli topraklara zenginlik getirmiş ve çok önemli bir değer kazandırmıştı. Tarımsal sanayinin çok önemli bir parçası olan pamuk sayesinde, esnafından işçisine, çiftçisinden sanayicisine herkes kazanç sağlamış, kent ve ülke ekonomisi kalkınmış, toplumun refah düzeyi ciddi biçimde yükselmişti. Pamuk için kurulan Çukobirlik, üreticilerin yüzünü güldüren, kent ve ülke ekonomisine çok önemli katkı koyan, 6 bini aşkın kişiye ekmek kapısı olan önemli bir kuruluştu. Şimdi sorunlarla boğuşuyor. Sorunuzla ilgili olarak şimdi, şunları söylemek gerekiyor. Bir zamanlar tarım ve sanayinin öncü kenti olan Adana´da, zamanla hem sanayi hem tarım alanında ´üretim merkezli´ yaklaşım yok edildi. Çağın gerçeği olan ´Üretmezseniz, tüketirsiniz´ ilkesi yaşam buldu maalesef. Ekonomiden edebiyata, kültür-sanattan spora, sanayiden sosyal yaşama kadar her şeyiyle ilklerin kenti olan Adana, ne yazık ki ´üretimsizlik´ eksenine oturtuldu. Bu nedenle bir Gaziantep, bir Bursa, bir Kayseri Adana´nın önüne geçti. Yaşanan bu sorunların çözümü için hem Meclis çatısı altında hem bulunduğumuz her alanda üzerimize düşeni yerine getiriyor, mücadelemizi sürdürüyoruz. Adana söz konusu olduğunda siyasi ayrımları bir kenara bırakarak kentimiz için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine inanıyoruz. Adana bizim. Söz konusu Adana olunca akan suların durması gerek. Sorunların aşılması için de ortak bir akıl oluşturup birlikte mücadele etmeliyiz. 

S.B:  Kentimizde üzerinde durulması gereken ve gelecek vadeden proje neye yönelik olmalıdır? (Eğitim, enerji, tarım, ticaret vs...) Adana´dan seçilmiş bir milletvekili olarak bununla alakalı ne tür çalışmalar planlıyorsunuz?

A.B: Biraz önce söz ettiğim gibi kentimizin ve ülkemizin kalkınması, gelişmesi ve geleceğe emin adımlarla ilerleyebilmesi için öncelikle tarımdan sanayiye her alanda üretim odaklı düşünmeliyiz. Üretim olmadan gelişimden ve kalkınmadan söz etmek mümkün değil. Örneğin milyon dolarlık bir alışveriş merkezi yatırımı bir proje olabilir. Diğer tartışmalı hususları bir yana bu yatırım tüketime dayalı olduğu için üretim odaklı bir yatırım değildir. Bu milyon dolarlık alışveriş merkezi yerine üretici bir fabrikanın kurulması daha doğrudur. Bu nedenlerle bir tarım ve sanayi kenti olarak bilinen Adana´da, üretim merkezli düşünerek tarım ve tarıma dayalı sanayinin gelişimi için seferberlik başlatılmalıdır. Çiftçinin omzundaki yüklerin alınması, üretimin ve üreticilerin desteklenmesi şarttır. Her sektörde katma değeri yüksek, inovasyona dayalı, girişimcilik ruhunu geliştiren yatırımlara yönelmek zorundayız. Her şeyin başı eğitim. Bir defa yab-boz tahtasına döndürülen eğitim sisteminin kökten değiştirilmesi, ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün ilke ve devrimleri ışığında yeni bir yol haritası çizilmelidir. Adana bereketli toprakları, uygun iklimi, lojistik imkanları, ulaşım kolaylıkları, köklü sanayi geçmişi ve nitelikli insan birikimiyle enerjiden tekstile, tarımdan tarımsal sanayiye, turizmden ticarete her sektörde her zaman avantajlıdır. Yeter ki üretim merkezli bir anlayış yaşam bulsun. Bu doğrultuda muhalefetteki bir milletvekili olarak her zaman sorumluluk duygusuyla hareket ediyor ve soru önergeleri, kanun teklifleri ve araştırma önergelerimizle karanlığa ışık tutmaya çalışıyoruz. Meclis´ten sokaklara, meslek odalarından demokratik kitle örgütlerine kadar bulunduğumuz her noktada, ´daha çok üretmeliyiz´ çığlığını yükseltmek için mücadele ediyoruz. 

S.B:  Genel seçim öncesi gezilerinizde Adana´da yaşayan mülteciler ile kent halkının ilişkisini gözlemlediniz mi?

A.B: Sadece seçim dönemlerinde değil sürekli yurttaşlarımızla iç içeyiz. Milletvekiliyim ama evimi, ailemi, yaşantımı Ankara´ya taşımadım. Üniversite eğitimini bile Adana´da tamamlayan birisi olarak kentimizden hiç ayrılmadım. İş yaşamımı da Adana´da kurup geliştirdim. Çiftçi ve köylü bir ailenin çocuğu olarak yaşadığım memleketimde uzun yıllardır da siyaset yapıyorum. Yani hep Adana´nın içindeyim. Meclis´in açık olduğu günlerin dışında hep Adana´dayım. İyi bir kent sevdalısı olarak da Adana´yı çok iyi gözlemlediğimi düşünüyorum. Bereketli toprakları ve uygun yaşam koşullarıyla yakın bir zamana dek Adana hep göç alan bir kent olmuştur. Bu düzensiz göçün yarattığı sorunlar var elbette ama Adana´yı Adana yapan bazı değerlerimizi de ortaya çıkarmış ve yüceltmiştir bu durum. Suriye´deki acı olaylardan dolayı kentimize gelenler ise ayrı bir bölümde değerlendirilmeli bence. Savaştan kaçan insanlara kucak açılması çok insani ve vicdani bir konu ancak bunun belirli bir plan ve stratejiyle ele alınmalıydı. Suriyeli mültecilerin kent ve ülke dokusuna, eğitimden sosyal yaşama, sosyokültürel boyutundan ekonomiye etkisine kadar her konunun titizlikle irdelenmesi, önlem alınması ve bu gerçeklere göre adım atılması gerekiyordu. Maalesef bir çok konuda olduğu gibi iktidarın sorumsuz ve yanlış politikaları sonucu şimdi can yakıcı gerçeklerle karşı karşıyayız. Mülteci derken bir insandan söz ettiğimiz gibi eğitimden sağlığa kadar her şeyinden sorumlu olduğumuz yurttaşlarımızı da gözetmek en temel görevlerimizden biri olmalıdır. Kentimizin bugün bazı bölgeleri Afganistan´ı andırır bir haldedir. Mülteci konusunun sosyolojik, ekonomik ve kültürel her boyutunun bundan daha ciddi travmatik sonuçlar doğurmadan ele alınması ve acil olarak etkin bir çözüm bulunması gerekiyor. 

S.B:  Ülke genelinde kentimiz ile turizmin birlikte anılabilmesi için herhangi bir çalışma yapılıyor mu? Düzenlenen Portakal Çiçeği Festivali amacına ulaşmış gibi gözüküyor. Bu gibi etkinliklerin üzerine neler inşaa edilebilir?

A.B: Bilinen bir gerçeği yinelemekte yarar var. Adana tarihin her döneminde varsıllığın, bereketin ve medeniyetlerin beşiği olmuştur. Her açıdan kentimizin potansiyeli oldukça yüksektir. Şimdi ben size sorayım. Heybetli Torosların eteğine kurulmuş, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin beslediği, yılda neredeyse 3 ürün alınabilen bereketli toprakları, yaylaları ve deniziyle, bugüne dek ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin zengin mirasıyla, konumuyla, kebabıyla şalgamıyla, Yaşar Kemal´i, Orhan Kemal´i, Abidin Dinosu ve Yılmaz Güney´i ile sayamayacağımız kadar çok değeriyle Adana zaten hep lider bir kent değil midir? Adana´da yaşam bulmayan tek bir şeyden söz edebilir miyiz? Bunca değeriyle bilinirliği ulusal sınırlarımızı aşmış, kendini anlatmaya, tanıtmaya gerek duymayan başka bir kent var mı? Adana´nın değerlerine uygun düşen herkes başarıdan başarıya koşmuş, buralarda başlayan etkinlikler marka haline gelmemiş mi? Film festivalinden Tiyatro festivaline kadar Adana her şeyiyle markadır. Bunun üzerine koymak ve geliştirmek önemlidir. Portakal Çiçeği Karnavalı bu anlamıyla önemlidir. Ne yazık ki ülkemizi ve kentimizi yönetenlerin bakış açılarında bizim hayalini kurduğumuz bir anlayış yok. Değilse yeme içmesinden denizine, kültürel mirasından doğasına, dağından yaylasından karından ovasına kadar Adana zaten büyük bir potansiyele sahip. Bu cevheri işleyecek bir yaklaşımı 31 Mart seçimlerinde kazanacağımız başarıyla yerelde ortaya koyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. 

S.B:  Uygulanan tarım politikalarından Adana nasıl etkileniyor?

A.B: Adana ülkemiz genelinde üretilen ürünlerden buğdayın yüzde 5´ini, mısırın yüzde 20´sini, pamuğun yüzde 10´unu, soyanın yüzde 65´ini, ayçiçeğinin yüzde 8´ini, turunçgilin de yüzde 30´unu karşılamaktadır. Sırtını Toros Dağları´na dayayan, kucağını Akdeniz´e açan ve neredeyse adam eksen adam bitecek, yılda 3 ürün veren bereketli topraklarıyla ünlüdür. Her alanda olduğu gibi maalesef Adana, bir zamanlar görkemiyle herkesi etkileyen geçmişine büyük bir özlem duymaktadır. Bu kadar bereketli topraklara ve zenginliğe sahip Adana, hızla gerilemiş, işsizlik ve yoksullukla anılır olmuştur. Üreticilerimizin bereketli topraklarda 45-50 derecede sarı sıcak altında ürettiği ürünler neredeyse başına bela olmuştur. Sürekli artan maliyetlere karşın ürününü maliyetinin altına satmak zorunda kalan, pazarlayamayan çiftçilerimiz çok sıkıntılı, perişan haldedir ve üretim yapamaz hale gelmişlerdir. ´Yok´ denilen ekonomik krizle birlikte gübre, mazot, tohum, elektrik ve sulama giderleri oldukça yükselmiş, her bir girdi kaleminde yaşanan 2-3 katlık artış nedeniyle birlikte çiftçilerimiz kara kara düşünmeye başlamıştır. Çukurova topraklarında çiftçilerimiz bu durumda ise İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi´ndeki çiftçilerimizin hali daha da perişandır. Ülkemiz için tarım çok önemlidir ancak Adana için daha da önemlidir. Çünkü bu topraklarda neredeyse her şeyin başında tarım ve sektöre bağlı işler bulunmaktadır. Bu nedenlerle acilen ulusal tarım politikaları belirlenmeli, tarımsal üretim ve  üreticilerimiz her koşulda desteklenmelidir. Tarımda girdi maliyetleri acilen düşürülmeli, faiz ve döviz yükselirken sürekli düşen ürün fiyatları dengelenmeli, çiftçi alınterinin karşılığını almalıdır. Belirlenecek yöntemlerle çiftçinin kazanması sağlanmalı, ürün çeşitliliği ve verimliliği konusunda uzun vadeli stratejiler belirlenerek süreklilık kazandırılmalıdır. 

S.B:  Kent içi ulaşımda halkın büyük bir bölümüne hitap etmeyen metro sorununa çözüm için Meclis´te herhangi bir çalışmaya öncülük edecek misiniz?

A.B: Sizin de söylediğiniz gibi Adana´daki Hafif Raylı Sistem ne yazık ki uygun bir planlamadan uzak bir anlayış sonucu yaşama geçirilmiştir. Bunun sonucunda gereksinimlere yanıt vermekten uzaktır. Çünkü plan ve projesi bilimsellikten ve işlevsellikten uzaktır. Adana´nın ne acıdır ki bir Ulaşım Master Planı yoktur. Ulaşımın anayasası sayılacak böyle bir planın yokluğunda genelde ulaşıma özelde ise metro denen bu soruna nasıl çözüm bulunabilir? Öte yandan Hafif Raylı Sistemin belediyenin sırtında kambur olarak kalmasına göz yuman siyasi iktidarın, defalarca söz verilmesine karşın bakanlığa devrini yapmaması da ayrı bir skandaldır. CHP´nin 4 Adana milletvekili olarak biz bu konuyla ilgili Meclis´te ayrı ayrı soru önergeleri, bakanlığa devriyle ilgili kanun teklifi ve Meclis Araştırması istedik. Bu sorunu Meclis çatısı altında defalarca anlatıp kalıcı ve nitelikli bir çözüm isteğimizi önerilerimizle birlikte dile getirdik. Adana´nın sırtındaki bu kambura duyarsız kalanlar, 4.5 yıldır kenti yönetip hala çözüm üretmeyenlere yurttaşlarımız 31 Mart´ta önüne konulacak sandıklarda hesap soracaktır. Yerel seçimde kazanacağımız belediyemiz, kentin ulaşım sorununa bilimsel ve işlevselliği olan yöntemlerle nitelikli ve kalıcı bir çözüm üretecektir. 

S.B:  Bu şartlarda Adana´nın önümüzdeki çeyrek asrını nasıl öngörüyorsunuz? Size göre Yıllar Adana´yı nereye taşıyacak?

A.B: Adana bereketin olduğu kadar umudun kentidir aynı zamanda. Burada başlayan düşler hep mutlu sona ulaşmıştır. Kentimizin tarımdan sanayiye, kültürden spora her alanda yüksek potansiyeli, bilimsel ve nitelikli politikalarla yeniden zirveye ulaşmasını sağlayacaktır. 16 yıldır ülkeyi yöneten AKP zihniyeti ve onun paralelinde giden yerel yönetim anlayışına karşı 31 Mart´ta sosyal demokrat belediyecilik anlayışının kazanacağı zaferle, ilk adımı atmış olacağız. Yaşama geçireceğimiz projelerle "Bir kent nasıl yönetilmelidir?" sorusuna en güzel yanıtı Adana´da uygulamalı olarak örnek bir yanıt vermiş olacağız. Yerelde kazanacağımız başarıyla genelde iktidarın yolunu açacak ve ülkemizi AKP´nin karanlığından kurtarmış olacağız. Onca yokluk ve yoksulluğa karşın ulusal bir kurtuluş mücadelesiyle ayağa kalkan ülkemizde, Adana ve Türkiye´nin yarınlarından asla umutsuz değiliz. Özgür yarınlar, çağdaş bir gelecek bizleri bekliyor. Elbette birlikte mücadeleyle bunu başaracağız. 

S.B:  TBMM ile halk arasındaki en büyük köprü olan basın sektörünün son dönemlerde artan sıkıntıları ile ilgili yapılan-yapılacak olan herhangi bir çalışma söz konusu mu?

A.B: Bunca zamandır ülkeyi yöneten AKP iktidarı ülkeyi derin bir ekonomik ve siyasi krize soktu. Kendine bağlı bir basın yaratan iktidar, yurttaşların okumasını, araştırmasını, düşünmesini ve sorgulamasını istemiyor. Bunu yaparken kimsenin kendisine muhalefet etmesini de istemiyor. Sadece görevini yaptığı için gazeteciler tutuklanıyor, basın kuruluşlarına baskılar uygulanıyor ve ifade özgürlüğüne büyük bir darbe vuruluyor. Üretmeyen bir ülkede, dışa bağımlılık arttıkça, döviz ve faizler yükseldikçe aynı tarımda olduğu gibi maliyetler de yükseliyor. Basına yönelik baskı ve sindirme operasyonlarının üstüne bir de ekonomik krizle birlikte artan maliyet yükleri biniyor. İlan ve destekler yetersiz kaldığı için ekonomik olarak zor duruma düşen basın kuruluşları çaresiz bırakılıyor. Gazetecilere ve basına yönelik özgürlüklerle ilgili baskılar bir yana ekonomik darbe işi içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. AKP´nin zaten sorun çözmek gibi bir derdi yok. Zaten sorunun kökü orada. Onların bu sorunlu politikaları ve yaklaşımlarında. Meclis´te gazeteci milletvekillerimizin öncülüğünde sürekli bu konuları gündeme getirerek çözüm arayışlarımızı sürdürüyoruz. Basın özgürlüğünün adalet kadar, ekonomik kalkınma kadar kıymetli olduğunun bilincindeyiz. Yeni Adana Gazetesi, ulusal kurtuluş mücadelemizin fikri platformu olmuş örnek bir yayın organı. Pozantı´da tren vagonlarında basılarak kurtuluş mücadelesini örgütleyen gazetemizin tarihine baksak bile yurttaşlar olarak bizlerin ne yapması gerektiği ortadadır. Ülkemiz her açıdan zor bir dönemden geçiyor ama biz buradayız, sizler varsınız. Atatürk´ün dediği gibi Toroslar´da yörük çadırlarının ışığı yanıyor hala. 31 Mart´ta ilk rahat nefesimizi alacağımızı söylemek isterim. Sonrasında gelişecek süreçte basınımızdan tarıma kadar sorunlarla boğuşan her sektör ve halkımız aydınlığa kavuşacaktır. 

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı