VOA Amerika’nın Sesi internet sitesinde Reuters’ın haberine dayanarak yer alan  habere göre göre, Türkiye’de temaslarda bulunan Jeffrey Hatay'da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Türkiye bir NATO müttefiki. Çok büyük bir askeri teçhizat satış programımız var. Türk ordusunun da büyük bölümü Amerikan teçhizatı kullanıyor. Bu teçhizatın hazır ve kullanılabilir olmasını sağlayacağız. NATO ortağı olarak bilgi ve istihbarat paylaşımı yapıyoruz. Orada neye ihtiyaçları varsa bunlara sahip olmalarını sağlayacağız” diye konuştu.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield da aynı brifingde, Washington’un Ankara’nın hava savunma sistemleri talebini incelediğini söyledi. Türkiye'nin İdlib krizi nedeniyle ABD'den sınıra Patriot sistemleri konuşlandırmasını istediği yönünde haberler çıkmıştı. Ankara'nın Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi satın almasına Washington sert tepki göstermişti.

Jeffrey, Hatay'ı ziyaret etti

Jeffrey, ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Kelly Craft’la birlikte Ankara ve Hatay’da temaslarda bulundu. Heyete Hatay’daki temaslarının bir bölümünde BM İnsani Yardımlardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock da eşlik etti.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey, "Başkan Donald Trump'ın da bahsettiği gibi, mühimmat sağlamaya istekliyiz" dedi. Jeffrey, Türk muhataplarının insani yardımlara yönelik ihtiyaca da "çok fazla vurgu yaptığını" aktardı.

ABD ayrıca Suriye halkı için 108 milyon dolarlık yeni insani yardım paketi göndereceğini açıkladı.

İdlib krizinin çözüm umutlarında bu hafta önemli bir görüşmeye sahne olacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Perşembe günü Moskova'da biraraya gelmeyi planlıyor. İki ülke heyetleri arasında bir süredir devam eden görüşmelerde ateşkes konusunda bir anlaşmaya varılamamıştı.

Jeffrey, ABD'nin Türk yetkililerle yakın temas halinde olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Moskova'ya Putin'le görüşmeye gittiğinde nasıl bir diplomatik tavır takınacaklarını izleyeceğiz" ifadesini kullandı.

Rusya'nın İdlib'de yürüttüğü politikayı "tümüyle şer" olarak niteleyen Jeffrey, bu politikanın ana odağını "sivillere saldırma ve onları terörize etme" olarak tanımladı.