CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, TBMM´de düzenlediği basın toplantısında, bir hukuk adamı ve milletin vekili olarak 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin bazı soruları sormaya devam edeceğini, bu soruların yanıtlarını aramayı sürdüreceğini söyledi. 

Türkiye´nin son 10 yılındaki tartışmaların odağında eli kanlı bir terör örgütünün ülkeyi sürüklediği süreç olduğunu ancak iktidardaki siyasi partinin tüm ihbar ve uyarılara karşın bu örgüte karşı yeterli hamleleri yapmadığını ileri süren Pekşen, şöyle devam etti: 

"FETÖ örgütüyle ilgili savcılıklarda devam eden soruşturmaların suç duyurusunu 2013 yılında yapan bir hukuk adamı olarak konuşuyorum; kuru gürültüye pabuç bırakmam. 80 milyon yurttaşın bana verdiği vekaletin sorumluluğuyla soruyorum; 250 şehidin verildiği 15 Temmuz darbe girişimi neden Allah´ın bir lütfudur? Darbenin tam odağında bulunan ve darbeyi haber aldığı anda Türk Silahlı Kuvvetleri mevzuatı gereğince derhal birliklerin terk edilmemesi emrini yayınlaması gereken Genelkurmay Başkanı bunu yayınlamamasına rağmen niçin sorulardan ve yargıdan uzak tutulmakta ve konuşmasına izin verilmemektedir." 

Darbe girişimi öncesi ve 15 Temmuz gecesine ilişkin bazı sorular sıralayan Pekşen, "Aylar öncesinden medyada ayyuka çıkan ihbarlara rağmen, darbenin gelmekte olduğunu yandaş yazarlar bile ayan beyan yazmış olmalarına rağmen devletin bunu öngörmemesi hayatın olağan akışına uygun mudur?" diye konuştu. 

Pekşen, 15 Temmuz´da yaşanan alçak darbe girişimiyle ilgili henüz cevaplanmamış çok fazla soru olduğunu ifade ederek, halkın da bu soruları yüksek sesle sorduğunu ve cevap aradığını belirtti. 

İktidarın ülkeyi getirdiği noktayı ve FETÖ ile mücadele yöntemlerini eleştiren Haluk Pekşen, "Türkiye her şeyi görmeye başladı. Ülkenin en büyük sorunu kamuoyuna her şeyi; aldatılmışlıkla, aldatarak anlatmaya çalışan siyasi iktidardır. Bizimle mücadele etmeye hazırlarmış. CHP ile mücadele etmek için önce gideceksin yarattığın, ortaya koyduğun terör örgütleriyle mücadele edeceksin, onları yeneceksin. Senin CHP ile mücadele etmeye gücün yetmez." değerlendirmesinde bulundu.