LAİKLİĞİ TWİTLERLE ? KUŞ CIVILTILARI İLE ? KORUMAYA KALKIŞMAK!

LAİKLİĞİ TWİTLERLE ? KUŞ CIVILTILARI İLE ? KORUMAYA KALKIŞMAK!

Bu ciddi tehdidin ortaya yenilerde çıkışının nedeni çok açık aslında. Türkiye´nin ve Türk ulusunun çağdaşlaşma hamlelerine ödünsüz sahip çıkan bir siyasal yapı ve bunun altyapısını oluşturan halk katmanları ve seçmen kitlesi vardı yakın geçmişe kadar.

İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği´nin düzenlediği konferansta konuşan TBMM Başkanı İsmail Kahraman, yenİ anayasa çalışmalarından da söz ederek 1982 Anayasası´nın herhangi bir yerinde Allah lafzının geçmediğini belirtti ve şunları söyledi:

?Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada üç anayasada laiklik var. Fransa, İrlanda, bir de Türkiye´de var. Tarifi de yok. İsteyen, istediği gibi bunu yorumluyor. Böyle bir şey olmamalıdır. Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım. Dini olarak bahsetmesi lazım.

Bazı ülkelerdeki anayasalarda dini ibareler var.  Peki niye biz Müslüman bir ülke olarak, dinden kendimizi arındırma, geri çekme durumunda olacağız? Niye? İslam İşbirliği Örgütü´ne kayıtlıyız, üyesiyiz, kurucusuyuz. İslam Kalkınma Bankası´nda varız. Bir İslam ülkesiyiz. Nedir yani? Neden? Ladinilik olmamalı yeni anayasada ve dindar bir anayasa olmalı"

Bırakınız ?laiklik´ kavramının Atatürk Cumhuriyeti´ndeki özel ve temel konumunun reddine kalkışmasının hedefini bir yana, apaçık dinsizlikle ilişkilendirilebilecek bir kelimeyi, ?ladini´ deyimininin  seçildiği gerilim yaratma amaçlı bu konuşmadan sonra siyaset arenasında ortam ısındı.  Sanki beklenmeyen, hayretlere yol açacak bir olaymış ve bu konuda daha önce uyarılar yapılmamış gibi laik ve ulusalcı kesimlerde kimi tepkiler dile getirildi. Aslında beklenmesi gereken bir çıkıştı. Kahraman sadece dilinin altındaki baklayı tasarlanmış bir yol haritası gereği uygun görülen bir zamanda çıkarıyordu. Gerçi AKP´den yapılan açıklamalarda Kahraman´ın kendi görüşlerini dile getirdiği, laiklik sözünden vazgeçmeyeceklerini ancak yeniden tanımlanmasını düşündüklerini ileri süren demeçler verildi ama olay bu kadar basit değil anlaşıldığı kadar. TBMM Başkanlığı gibi etkin ve yetkili bir makamdan gelen bu açıklama, yeni anayasa çalışmalarında asıl gündemin 1982 Anayasası´nın antidemokratik yapısını ortadan kaldırmak olmadığını asıl hedefin Atatürk Devrimleri ile Cumhuriyet rejiminin temellerine yönelik etkin bir savaşım başlatmak olacağını ortaya koyuyor. Ve de edilen sözler  bu çerçevede bir restleşme başlatma niyetini ilan ediyor. Nitekim TBMM önünde laiklik karşıtı bu çıkışı protesto etmek isteyenlere karşı emniyet güçlerinin şiddete başvurarak müdahalesi bu restleşmenin nerelere kadar götürülmek istendiğinin de işareti olarak beliriyor.

Bugünlere birden bire gelinmedi elbette. Neredeyse 65 yıldır Atatürk devrimlerini ve Cumhuriyet kazanımlarını orasından burasından kemirerek etkisiz kılma çabaları sürüp gidiyor. Ama hiç bir zaman bu denli açık  ve pervasızca bir saldırı söz konusu olmamıştı. Anayasa´nın değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek temelleri bu düzeyde bir restleşmeyle tehdit altına sokulmamıştı. Ara rejimlere sızan karşıdevrim çabaları bile böyle bir cesareti gösterememişti.

Bu ciddi tehdidin ortaya yenilerde çıkışının nedeni çok açık aslında. Türkiye´nin ve Türk ulusunun çağdaşlaşma hamlelerine ödünsüz sahip çıkan bir siyasal yapı ve bunun altyapısını oluşturan halk katmanları ve seçmen kitlesi vardı yakın geçmişe kadar.  Sözünü ettiğimiz siyasal yapılanma Cumhuriyet Halk Partisi´nin tepeden tırnağa inançlı kadrolarından  ve bu ideolojiye Altıok ilkeleri çerçevesinde  değer veren yöneticilerinden oluşuyordu. Atatürk´ün ulusalcılık anlayışını yükselten, bunu başta laiklik olmak üzere tüm devrimci işleyişlerle etkin kılmaya inanmış bir yapıdan söz ediyoruz burada.

Ne oldu, neler değişti? Nasıl bir yeni anayasa tuzağı ile çağdaşlaşmayı, ulusal birlik ve bütünlük ftrddesintiye uğratacak maceraya sürükleniyorsa ülkemiz , Cumhuriyet Halk Partisi de ?yenileşme? yanılsaması hatta kandırmacası ile kendi özünden, tarihsel işlevlerinden uzaklaşırılma  noktasına taşındı.

Kahraman´ın rest çekip, Anayasa´nın özüne ve Atatürk Türkiyesi´nin temellerine el uzatmaya kalkışması bu yönüyle beklenmeyen bir olay değildir. Laiklik sözcüğünün tabu haline getirildiği, hatta tüm seçim kayıplarının bu konudaki duyarlılıklar yüzünden gerçekleştiği varsayılan bir yeni CHP ortada iken, kim bu alanı boş bırakır ki? Seçim kazanma hevesleri ile Atatürk düşmanlığı sabit olan çevrelerle flört edildiği, hatta bunların bir bölümünün yönetime taşındığı bir CHP kendi tarihsel sorumluluklarına nasıl sahip çıkabilir ki? Bizzat parti genel başkanının en büyük tehditlerin köşeleri tuttuğu günlerde, ?laiklik tehdit altında değil? diyebilmiş ise, Türkiye Cumhuriyeti anayasasını ?ladini-dinsiz? diye tanımlamak isteyenler bu fırsatı kaçırılar mı?

Şu sıralar denilebilir ki CHP lideri de  durmamış, Kahraman´ın o malum açıklamayı yapmasının hemen ardından tepkisini göstermiş ve twitter hesabından şunları söylemiştir

"Laiklik her şeyden önce bir toplumsal barış ilkesidir. Toplumsal barışımıza çoktandır kastedenlerin bu ilkeyi yok saymasına şaşırmamalıyız. Ortadoğu bataklığı, sizin gibi dini siyasete alet eden zihniyetlerin eseri. Laiklik, herkes dinini özgürce yaşasın diye var İsmail Kahraman. Her gün şehit veriyoruz, sınırın ötesinden roket yağıyor ama tek derdiniz Laiklik. Dini kirli hesaplarınıza daha fazla alet etmeyin artık"

Ama ne derece ciddi bir ortamda ve hangi gerçeklerle çelişmeden sarf edimiştir bu sözler? Doğrusu bugünkü çıkıştan önce kaybedilen onca seçim kampanyasında ve de CHP´nin bütün örgüt kademelerinde CHP´nin laiklik konusunda üstlenmesi gereken sorumlulukları hiç sakınca ve çekince duyulmadan gündemde tutulmalıydı. Bu uğurda savaşım verileceği konusunda inandırıcı olunmalıydı. Yoksa iş işten geçtikten sonra kuş cıvıltısını çağrıştıran twitlerde ya da nafile polemikler ortamında laf yetiştirmekle değil.

Ayrıca Kılıçdaroğlu´nun sözleri, CHP´nin koruması, kollaması ve güçlendirmesi gereken asıl laiklik ilkelerini bütünüyle tanımlamıyor. Laiklik sadece ?herkesin dinini özgürce yaşamasının? sağlandığı bir sistem değildir. Laiklik her türlü inanca dayalı baskılamalara, tahakküme karşı bireyleri ve toplumun bütününü koruma altında tutma rejimidir. Laiklik sadece din ile devlet işlerinin ayrılması değil, dinin toplumsal ve siyasal yaşamda güç olarak kullanılmasını ve bunlara alet edilmesini önleyen  bir yönetim anlayışıdır.

Cumhuriyet Halk Partisi bu sakim gidişte bir önemli yanlışın da kökleşmesinde etken olmuştur. Anayasa´nın tümünün yenilenmesi girişiminin hak etmediği meşruiyet temelinin atılmasından da sorumludur. Geçen yasama döneminde dağılan Uzlaşma Komisyonu´nda yer almakla,  bizzat Kahraman tarafından devrilen uzlaşma masasında yer tutmaya çalışmakla da Anayasa´nın bir siyasal partinin hatta tek bir kişinin  hedeflerine uygun bir yapıya dönüştürülmesi  sürecinde de masum değildir. Onun için Cumhuriyet´e ve Atatürk Devrimlerine karşı artık açıkça başlatılan saldırıları  laf kalabalığı ile aşmak ya da örtbas etmek yerine, CHP şapkasını önüne koyup yanlıştan en az zararla dönebilmenin yollarını aramaya başlamalıdır.


Haber Kaynak : ÖZEL HABER
NECDET ÖZTÜRK
13.12.2016 12:23:54
Yoruma yuzde yuz katılıyorum. CHP şapkasını önüne koyup yanlıştan en az zararla dönebilmenin yollarını aramaya başlamalıdır. Aylar gectı yıl bıtıyor.... CHP de Hala degısen bır sey yok. Mılletvekılı dokunulmazlıgına red oyu verın dedık olmadı sımdı sıra kendılerıne gelecek bekleyecegız.

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,17% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2243,92% 0,03
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu