AKP-CHP KOALİSYONU OLACAK MI, YOKSA ENGELLENECEK Mİ?

AKP-CHP KOALİSYONU OLACAK MI, YOKSA ENGELLENECEK Mİ?

Türkiye´de gerçekten hukuka, kurumsal temellere dayalı bir demokratik yapılanma olsa, 7 Haziran seçim sonrasında ortaya çıkan tabloya ve hatta gerilimli pazarlıklara rağmen siyaset çarelerini kendi kuralları içerisinde bulur, şimdiye kadar 45 gün baskısı

Yeni bir hükümetin kurulabilmesi için öngörüldüğü ifade edilen sürenin  dolmasına günler kala ülkede demokratik işleyişlerin varlığına biraz da safça inananlar arasında, ?Koalisyon kurulacak, Türkiye hükümetsiz kalmayacak´ beklentisi hayli arttı. Bu kesimlerin akıllarında, ??İstikşafi´ dönemi, liderlerin bir araya gelmesi gibi aşamaları neredeyse 40 saati bulan ve olumlu ilerlediği savlanan AKP-CHP görüşmeleri bir sonuç verecek mi? Bu soru yarın yanıt bulabilir mi?? gibisine iyimser yaklaşımlar yer etmiş durumda.  Bir yandan PKK saldırıları ülkenin dört bir yanını sarmışken, sorumlulukları ve süresi belirlenmiş bir hükümet kurulmasını gerekli görenler de buna benzer umutlara kapılmaktalar. Ayrıca iş çevreleri, kimi yabancı odaklar da AKP-CHP ortaklığında kendilerine göre bir takım çıkar noktaları aramaktalar.

Türkiye´de gerçekten hukuka, kurumsal temellere dayalı bir demokratik yapılanma olsa, 7 Haziran seçim sonrasında ortaya çıkan tabloya ve hatta gerilimli pazarlıklara rağmen siyaset çarelerini kendi kuralları içerisinde bulur, şimdiye kadar 45 gün baskısı olmaksızın da hükümet kurulmuş olurdu. Ama elbette böyle bir olasılık yok bugünkü haliyle ülkemizde.

Bir kere geri planında silahlı bir çetenin gücünü taşıyan bir siyasal parti, Anayasal çerçevede tartışmasız korunması gereken ulusal ve ülkesel bütünlüğü tanımayarak, hatta bunu yok etmeyi hedef edinerek, hükümet kurma sürecinin dışında kalıyor. Dolayısı ile bununla parlamento aritmetiği daha baştan anlamsızlığa mahkum edilmiş oluyor.

MHP´ye gelince o da ?iktidar sorumluluğu taşımadan mevcut seçmen potansiyelini nasıl elimden kaçırmam´ gibi akıl almaz bir politika izleyip bir kenara çekilmiş, doğacak fırsatları kollamayı yeğliyor.

Diğer yandan seçim sonuçlarına göre ipleri elinde tutar görünen iktidardaki parti de yeni bir hükümetin kurulması acelesini hiç duymuyor. İki nedenle: Birincisi, zaten geçici konumuyla da her türlü icraatı oldubittiye getirme kozlarını elinde tutuyor. Parlamento denetimi olmaksızın kadrolara, yaşamsal konularda ülkenin kaderine hükmetme ayrıcalığını sürdürüyor. İkincisi de kendisini hala AKP´nin genel başkanı gibi görmekte olan Erdoğan´ın elindeki yetkilere dayalı olarak yönlendirilecek koalisyon pazarlıklarından nasıl daha karlı çıkılabilir hesabını yapıyor.

Ama kabul etmek gerekir yeni bir hükümetin kurulması sürecinde tüm kozlar Erdoğan´ın elindedir ve bu durum da yukarıda sözünü ettiğimiz demokratik ortam beklentileriyle çelişki halindedir. En önemlisi Erdoğan´ın yarattığı fiili durumlar dikkate alınırsa, kendisinin yeni bir hükümete gereksinimi yoktur.  Hatta parlamento bile önemsenecek bir organ değildir. Bugün muhtarlarla yaptığı toplantıda bunu açıkça ifade etmiş ve cumhurbaşkanının yeniden TBMM tarafından seçilmesi önerilerini topa tutarken, ?Aslı dururken vekile- yani meclisin seçeceği kişiye- itibar edilmemesi? gereğine işaret etmiştir. Açıkça kendisini TBMM´nin önünde ve üstünde gördüğünü söylemiştir. Sonuç olarak öyle görünmektedir ki Erdoğan seçim kozunu da kullanarak, ülkeye parlamentosuz hatta hükümetsiz durumuyla egemen olabilmeyi hesaplamakta, ona göre hareket etmeyi yeğlemektedir.

Erdoğan,  yarınki Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesinin önünü kesecek en çapıcı beyanı da 45 günlük süreye ilişkin yapmıştır ve bu konuda esneklik tanımayacağını, zira bunun Anayasa´nın ihlal edilemeyecek bir emri olduğunu söylemiştir. Halbuki hukukçuların hemen itiraz ettikleri üzere Cumhurbaşkanı´nın 45 gün içinde hükümet kurulmasında başarısızlık halinde seçimleri yeniletme yetkisini kullanması,  Anayasa´nın lafzında ?ihtiyari? bir enstrüman olarak yer almaktadır. İlla ki ülkeyi zor zamanlarda hükümetsiz bırakmamak isteyen bir cumhurbaşkanının -  parlamento içerisinde uzlaşmaların sağlanmasında da rol alarak ? ağırlığını koyabilmesini öngören bir uygulamadır.

Bu tablo içerisinde Kılıçdaroğlu´nun STK temsilcileri ile yaptığı bir toplantıda söylediği ileri sürülen ?Koalisyon olmayacak, zire Erdoğan istemiyor; bunu Perşembe günü açıklayacağız? sözleri çok anlamlı ve rahatsız edicidir. Eğer AKP gibi ?birinci´ parti olarak TBMM´nde ulusal iradenin önemli bir bölümünü temsil eden bir parti ve bunun genel başkanı, taşıdığı anayasal yetkilerine ve sorumluluklarına rağmen, bu alanda yetkisiz bir makamın güdümünde hareket etme zorunda kalıyorsa, Türkiye´de ne demokrasi, ne hukuk ne de parlamento bir ağırlık taşıyor demektir. Bunun da anayasal düzenimiz ve parlamenter demokrasimiz açısından yaratacağı yıkımı  tartışmasız bir gerçek olarak ortaya koyduğu açıktır.

Ama gidiş Kılıçdaroğlu´nun kaygılarını doğrular gibidir. Nitekim Davutoğlu yarın yapılacak toplantı konusunda, ?Perşembe günü tarihi bir açıklama beklentisi içinde olunmaması? uyarısını yapmış bulunmaktadır. Ancak bu durumda CHP´nin ve Kılıçdaroğlu´nun konumu da ?istikşafi´ ve sonraki müzakere sürecinde kimi  eleştirilere açık hale gelmektedir.

Geçmişteki geniş deneyimleri, dünden bugüne taşıdığı ideolojik sorumlulukları bu denli önem taşıması gereken CHP gibi bir partinin genel başkanı nasıl olmuştur da daha işin başında yukarıda özetlenen senaryonun farkına varamamıştır da tam yetkili kılındığı son anlarda Erdoğan´ın müdahalesinden söz etmekte ve bundan yakınmaktadır? 40 saat süren görüşmeler boyunca CHP´nin neredeyse en yaşamsal konularda bile ?uzlaşıcı´ olmayı yeğlediği; hiçbir ciddi kırmızı çizgide israrlı olmadığı ve hatta AKP´nin 13 yıllık döneminin hesabını sormaya yeltenmediği medyaya yansıyan bilgiler arasındadır.

Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP´nin yetkilileri, Davutoğlu ile sergiledikleri sıcak dostluk gösterilerinde ne denli içten davranmışlardır? Uzlaşılabilecek, hiç uzlaşılamayacak ya da ?ülkeyi hükümetsiz bırakmama´ bahanesi ile boyun eğilecek hangi konular gündemde nasıl değerlendirilmiştir? Bunlara rağmen AKP ile ortaklık yapılabileceği taahhütleri karşı tarafa iletilmiş midir? Eğer böyle taahhütler söz konusu olmuş ise, CHP sadece gelecekte değil, AKP´nin geçmişinde de onunla ortaklığa girmiş sayılmaz mı? Kendi partilisinin ve seçmeninin böyle bir ortaklığa rıza göstermeyeceğini bile bile Kılıçdaroğlu nasıl olmuş da tam yetkiyi alma sorumluluğunu üstlenmiştir?

Yoksa bütün olumsuzluklara rağmen, her türlü zilleti sineye çekerek illa da koalisyon ortağı olma hesabı, CHP üst yönetiminin kendi içsel hedefleri gereğince mi son dakikaya kadar canlı tuulmuştur? Nasrettin Hoca´nın göle yoğurt çalması gibi ?Ya tutarsa´ umudu mu taşınmaktadır son dakikaya kadar?

Tüm bunlar dikkate alındığında, AKP-CHP Görüşmeleri´nden zararlı çıkacak taraflar arasında parlamenter demokrasimiz kadar CHP de yer alacağa benzemektedir


2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı