CHP, ?KENTLER NEDEN SİLAH DEPOSUNA DÖNÜŞTÜ?? DİYE SORUP  SORUMLULUKTAN SIYRILABİLİR Mİ?

CHP, ?KENTLER NEDEN SİLAH DEPOSUNA DÖNÜŞTÜ?? DİYE SORUP SORUMLULUKTAN SIYRILABİLİR Mİ?

Görüleceği gibi, PKK´nın azgınlaşması, ülke topraklarımızın bir bölümünün savaş alanı haline gelmesi sadece AKP iktidarının yanlış, kabul edilemez, ulusal bütünlüğe ölümcül darbe vuran politikalarına bağlanamaz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve genç Türk

 

CHP´nin yeni  Parti Sözcüsü Doç. Dr. Selin Sayek Böke, CHP´nin yeni Merkez Yürütme Kurulu toplantısı nedeniyle düzenlediği ilk basın toplantısında pek yaşamsal  bir konuyu şöyle gündeme taşıdı:

?Parti Sözcüsü olarak bir kez daha soruyorum: Sayın Başbakan, Sayın İçişleri Bakanı elinizi, kolunuzu bağlayan neydi? Neden kentlerin silah deposuna dönmesine müsaade edildi? Neden Türkiye her sabah acı şehit haberleriyle uyanacağı bir geleceğe kendi elleriyle itildi?? 

Doğrudur, 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye yeniden kan gölüne batmaya başladıktan sonra bu soruyu CHP´nin ileri gelenleri tekrar tekrar sordu. Hep sorulmalıdır da ancak hemen söyleyelim ki  bu batışın tek sorumlusunun AKP iktidarı olmadığını akıllarda tutmak gerekir. Zira CHP´nin de bu olaydaki tutum ve davranışı hiç de övünülecek nitelikte değil!

Bu kez Dr. Böke sorusunu,  AKP´nin kurucularından, yıllarca bakanlık yapmış, neredeyse en uzun süre partisinin sözcülüğünü üstlenmiş  Hüseyin Çelik´in önceki günkü  sözlerine  dayandırdı. Zira Çelik, özeleştiri midir, itiraf mıdır, niteliği belli olmayan değerlendirmelerini  yaparken,  ?PKK şehirlere silah yığarken devlet eli, kolu bağlı bekledi. Biz 2009´dan itibaren Bakanlar Kurulu´nda, AKP MYK´sında Sayın Başbakan´ı ve Sayın Cumhurbaşkanı´nı uyardık. Kimse bizi dinlemedi,?  şikayetlerini dile getirdi.

Evet, CHP´nin sözcüsü ağzından ortaya atılan soru ve muhatabı belli de olayın derinliklerinde gezinirken daha başka bir soru ortaya çıkıyor. PKK engellenemeyen saldırılarını başlatma cesaretini, gücünü  nereden aldı? Sadece AKP iktidarının ihmalinden mi? Tırmanan şiddet olaylarının bu boyutunu da eşelemek gerekiyor.

Konuya şuradan girelim: Dr. Böke´ye bakarsanız, PKK´nın bu hamlesi beklenmesi gereken bir gelişme. Yeni sözcünün yineler göründüğü şu bakış açısı Kılıçdaroğlu döneminde CHP kimi  kurmayları neredeyse şartlı refleks gibi ileri sürülen tez olmuştur. Şöyle özetlenebilir yeni sözcünün analizleri:

?Zira ?Kürt Sorunu?  acil çözüm  gerektiren bir iş! Türkiye´de toplumsal barışın inşası için salt güvenlikçi yaklaşımın bir işe yaramadığı ve on yıllar boyunca Türkiye tarafından denenmiş ve başarısız olmuş bir yol!

Türkiye, ?Çözüm Süreci? adı altında bir ikinci yolla AKP sürecini de yaşadı. Şeffaf olmayan, toplumu dahil etmeyen ve çözümü siyasileştirmenin ötesine taşıma gayreti olmayan bu süreç de, yani bu ikinci yol da çöktü. 

Acil çözüm için Cumhuriyet Halk Partisi bir üçüncü yol öneriyor. Bu da toplumsal barışı siyasi zeminde inşa etme gerekliliği?  CHP´nin Mecliste kurulmasını  istediği Toplumsal Uzlaşma Komisyonu yaşama geçirilemedi.  Bu komisyona barışı toplumsallaştıracak adımları barındıracak şekilde Sivil Toplum Kuruluşları´ndan oluşan ortak akıl heyetleriyle çalışma olanağı tanınmış olsaydı PKK saldırıları yeniden başlamayacak,  bugün şehitler verilmeyecekti. Kısacası her türlü çatışma ortamı Meclis çatısı altında yürütülecek barış çabaları ile ortadan kalkacaktı.?

AKP iktidarının ?Çözüm Süreci? diyerek yürüttüğü ve etnik ayrışmayı anayasal bir oldu bittiye getirmeyi marifet sayan; İmralı hükümlüsünü muhatap kabul edip, sonuçta Dolmabahçe Açılımına ulaşan; orada da Apo´nun ?evamir-i aşere- 10 Emir? niteliğindeki safsatasının ilan edilmesine ön ayak olup, Türkiye Cumhuriyeti´nin ulus devlet yapısının yıkılmasına rıza gösteren politikaların ölümcül sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Bu bir gerçek. Bir yandan da göz göre göre alan hakimiyetinin Türkiye coğrafyasının bir bölümünde elden çıktığını, buraların yeniden kazanılması adına topraklarımızın şehit kanlarıyla sulandığını; yöre halkımızın yerinden yurdundan kaçmak zorunda kaldığını dehşetle izliyoruz. Bu acı günlerde de  sorusunun yerinde olduğunu kabul ediyoruz.

Ama o kadar mı? AKP iktidarı ?çözüm süreci´ felaketinin ulusal bir gaile olarak başımıza çökmesine yol açarken, hatta etnik ayrışmayı silahlı mücadeleye taşıyan kesimlere ?özerklik´ hesapları yapmaları yolunda nice ödünler ikram ederken, Sayın Dr. Böke´nin Cumhuriyet Halk Partisi´nde, Kılıçdaroğlu kafasını taşıyan yönetici kadroları  ne yapmaktaydı?

Çözüm Sürecinin ilkesine, temelindeki ana yanlışa itiraz etmiyorlardı hiç. PKK olayının neredeyse bir gaspedilmiş haklar, siyasal mağduriyetler sonucu ortaya çıkmış  ?özgürlük savaşçılarının´ eylemleri olduğu görüşüne dolaylı bazen de dolaysız hizmet ediyorlardı. Türkiye´ye yönelik silahlı sadırılara çözüm ararken, bunun aslında  ?Kürt Sorunu? olduğunu söyleyip, Dr. Böke´nin de  Toplumsal Uzlaşma Komisyonu diye telaffuz ettiği bir TBMM yapılanmasının, Türkiye Cumhuriyeti devletinin terör unsurları ve arkalarındaki kimi dış güçlerin de yer aldığı hasımlarla bir teslim anlaşmasına aracılık etmesine zemin hazırlamaya uğraşıyorlardı. AKP´nin Çözüm Süreci formülünü eksik buluyorlar, ortaya çıkacak sözde barış ortamını, bir de APO´nun dayatmaları paralelinde TBMM´nce kabul edilecek hukuksal bir yapıyla sağlam kazığa bağlatmaya uğraşıyorlardı.

Görüleceği gibi, PKK´nın azgınlaşması, ülke topraklarımızın bir bölümünün savaş alanı haline gelmesi sadece AKP iktidarının yanlış, kabul edilemez, ulusal bütünlüğe ölümcül darbe vuran politikalarına bağlanamaz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve genç Türk Ulusu´nun Atatürk ilkeleri doğrultusunda kurucusu olma sorumluluğunu taşıyan CHP´nin yanlış ellerde, kasıtlı mı yoksa basiretsizlikten mi ileri geldiği yakında ortaya çıkacak, yanlış duruş ve siyasetinin de bu kanlı gidişte rolü vardır. CHP ülkenin ulusal yapısını bozmaya niyetli sahte çözüm formüllerine daha elverişli kıyafetler biçmek yerine, ülkenin ulusal yapısını tehlikeye atan her girişimi kesinlikle reddetmeli, PKK´yı ve siyasal uzantılarını ?özgürlükçü demokrasi?  öncüleri gibi tahayyül etmeye kalkışmamalı idi. İşte o zaman ulusal bütünlük kararlılığının merkezinde Cumhuriyet Halk Partisi saygınlığı tartışılmayan bir siyasal güç olarak tarihsel sorumluluğunun gereğini yapmış olurdu.

Ne yazık ki sözünü ettiğimiz yanlışlardan dönülmek yerine Partinin en üst ve yetkili organı olan Kurultay delegasyonu da yeni dönemde  sakim gidişe alet edilmiş, Kurultay Bildirgesi´ne, bölücü kesimlere ?özerklik? vaadi yerine geçen arayışlar ekletilmiş; Türk ulusunun ?eşit yurttaşlık´  tuzağına çekilerek, ayrışmış parçalardan oluşmasına yeşil ışık yakılmıştır.

Yeri gelmişken bir son sözümüz de şöyle olacak:

Doktor Böke´nin ayağının tozu ile daha ilk kamuoyu ile bulışmasında CHP´nin içine yerleşmiş alacakaranlık kuşağında gizlenen kimi unsurlarına da mı sözcülük yaptığını, ya da olup bitenlerin farkında olup olmadığını hep birlikte görüp izleyeceğiz artık.

 

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51
  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli