İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE TÜRKİYE-EMEKLİ BÜYÜKELÇİ PROF. DR. ALİ ENGİN OBA
KÜLTÜR SANAT 18.01.2016 11:01:49 1201 0

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE TÜRKİYE-EMEKLİ BÜYÜKELÇİ PROF. DR. ALİ ENGİN OBA

Değerli okurlar, bu hafta sizlere Emekli Büyükelçi, Çağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayın Ali Engin OBA´ya II. Dünya Savaşı ve Türkiye hakkındaki görüşlerini sorduk. Verdiği yanıtı sizlerle paylaşıyorum.

 

EMEKLİ BÜYÜKELÇİ PROF. DR. ALİ ENGİN OBA KİMDİR?23.04.1942´de İstanbul´da doğmuştur. İlk, orta ve lise tahsilini Galatasaray Lisesi´nde yapmıştır. Daha sonra, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Diplomasi ve Dış Münasebetler Şubesi ile Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi´nin Tarih Bölümü´nü bitirmiştir. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi´nin Tiyatro Bölümü´nde Dramatik Yazarlık Alanı´nda Yüksek Lisans, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi´nde Siyasal Bilimler Doktorası yapmış ve bu Üniversitede Uluslararası İlişkiler Doçenti olmuştur.

Büyükelçi Oba, Belgrad Üniversitesi´nde 1971-1973 yıllarında Sırpça-Hırvatça, 1974-1976 yıllarında Gottingen Üniversitesi´nde Sırpça-Hırvatça, Rusça ve Bulgarca eğitimi görmüş ve Balkan Tarihi üzerinde çalışmıştır. 1977´de Londra Üniversitesi King´s Kolej´de NATO burslusu olarak savaş bilimi alanında çalışmıştır. 1991 yılında İngiliz Kraliyet Savunma Koleji´ni bitirmiştir. Ayrıca, Paris Pantheon-Sorbonne Üniversitesi´nde Uluslararası İlişkiler Alanı´nda Doktora sonrası araştırmalar yapmıştır. Dışişleri Bakanlığı´nda 41 yıl geçirmiş bulunan Büyükelçi Oba, iç görevler dışında, 3. Katiplik´ten Büyükelçiliğe kadar Dışişleri mesleğinin her seviyesinde görev yapmıştır. Oba´nın Misyon Şefi olarak üstlendiği görevler şunlardır: Unesco Neznindeki Türkiye Daimi Temsilciliği Maslahatgüzarlığı, Paris Birinci Sınıf Başkonsolosluğu, Belgrad (Yugoslavya), Hartum (Sudan), Kinşasa (Kongo Demokratik Cumhuriyeti), Büyükelçilikleri.

/resimler/2016-1/15/1056383910681.jpgSudan´da görevli iken, Türkiye´ye aynı zamanda Çad´da, Kongo Demokratik Cumhuriyeti´nde iken ise Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Orta Afrika Cumhuriyeti, Angola ve Burundi´de de temsil etmiştir. Büyükelçi Oba, 2008 Mart ayında, Expo-2015 Çerçevesinde Cumhurbaşkanı Sayın Gül´ün özel temsilcisi olarak Nijer, Liberya Ekvator Ginesi, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kongo Cumhuriyeti ve Gabon´u ziyaret etmiştir.

1966 yılında, Amme İdaresi Enstitüsünde araştırma asistanlığı yapmıştır. 1982-1984 Öğrenim yılında Gazi Üniversitesi´nde, 2000-2003 ve 2008-2013 yılları arasında ise Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. Emekli olduktan sonra Büyükelçi Oba, 2007-2010 yıllarında Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü´nde Doç. Dr. olarak görev yapmıştır. 2010 yılından itibaren Çağ Üniversitesi´nde Uluslararası İlişkiler Profesörü olarak çalışmaktadır. Halen Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanıdır. Aynı zamanda 2013´ten beri Ankara Üniversitesi´nde Karşılaştırmalı Uluslararası Siyaset Anabilim Dalı, Karşılaştırmalı Avrupa ve Türk Siyasal Çalışmaları Bölümü´nde ?Çağdaş Diplomasi? başlıklı Yüksek lisans dersi vermektedir.

Oba´nın verdiği diğer dersler şunlardır: Siyasi Tarih, Türk Dış Politikası, Güncel Uluslararası Sorunlar, Diplomatik İngilizce ve Fransızca, Diplomasi ve Etkinliği.

Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu konulu bir kitabı ve ilgi alanında çeşitli makaleleri ve Lozan Oyunu adlı bir tiyatro eseri vardır. Evlidir, yetişkin iki çocuk sahibidir.

/resimler/2016-1/15/1057441724484.jpg

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE TÜRKİYE

Değerli okurlar, bu hafta Emekli Büyükelçi, Çağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayın Ali Engin OBA´ya II. Dünya Savaşı ve Türkiye hakkındaki görüşlerini sorduk. Verdiği yanıtı sizlerle paylaşıyorum.

Bilindiği gibi II. Dünya Savaşı, büyük bir yıkıma neden olmuş, çeşitli kaynaklara göre 66 ila 72 milyon arasında insan kaybına mal olmuştur. Sadece anne karnında ölen çocuk sayısının 12 milyon olduğu ifade edilmektedir. Savaşın devam ettiği süre içerisinde iki tarafta Türkiye´yi kendi yanma çekmek için büyük çaba göstermiştir. İsmet İnönü gibi yıllarca savaşın içinden gelmiş ve savaşın verdiği büyük yıkımı bilen bir devlet adamı, bu savaşa girmemek için sonuna kadar direnmiştir. Savaşın sonunda da ?Sizi babasız bırakmadım? sözü dillere destan olmuştur.

II. Dünya Savaşının dönüm noktalarından biri de Churcill ile İsmet İnönü arasındaki Yenice istasyonunda bir vagon içinde gerçekleştirilen görüşmedir. Sayın Ali Engin OBA´nın bu görüşmeyi de kapsayan değerlendirmelerini aşağıda okuyacaksınız.

Prof. Dr. Ali Engin OBA Anlatıyor:

/resimler/2016-1/15/1058328131607.jpgGeçen yıl 2015, İkinci Dünya Savaşı´nın bitişinin 70. yıldönümü idi. Bu savaş, dünya tarihinin Birinci Dünya Savaşı ile birlikte en önemli olaylarını oluşturmaktadır. Birinci Dünya Savaşı tam bir Avrupa savaşıdır. İkinci Dünya Savaşı ise dünyanın her köşesine yayılmıştır. 1İki Savaş bir bütünün parçaları olup, benzerlikleri çoktur2.Uzun bir dönemi kapsayan, yaklaşık altı yıl süren, büyük insan kaybına yol açan bu Savaş Avrupa´da her şeyi değiştirmiştir. 3

İkinci Dünya Savaşı, Cumhuriyet tarihimizin en zor dönemini teşkil etmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti, İkinci Dünya Savaşı´nın dışında kalmak, toprak bütünlüğünü korumak, bağımsız ve egemen bir devlet olarak varlığını sürdürme politikasını uygulamıştır.4 Gerçekten, on yıllık savaştan sonra zor şartlar altında doğan Türkiye Cumhuriyeti, kendi altyapısını oluşturmak, modern eğitimi uygulayarak gençlerini yetiştirmek, modernleşmek, sanayileşmek çabalarını sürdürürken birden bire kendini yeni bir savaşın eşiğinde bulmuştur. Bu savaş, Cumhuriyetin zor şartlar altında gerçekleştirdiği gelişmeyi ortadan kaldırabilirdi. Bu nedenle, Türkiye´nin yönetiminde bulunan devlet adamları Birinci Dünya Savaşı tecrübesini yaşamış olduklarından, savaşa girmenin getireceği olumsuz sonuçların bilinci içinde, çok dikkatli bir dış politika izlemişler ve savaş dışında kalmayı başarmışlardır. Bu şekilde, Türkiye´nin Cumhuriyet sonrasındaki birikiminin kaybedilmesini önlemişlerdir.5 Ancak, Türkiye bu dönemde büyük bir orduyu besleyerek donatması sonucunda çok önemli ekonomik sorunlarla karşılaşmıştır. Başka bir deyişle, savaşmayan bir ülkenin savaş ekonomisini yaşamak durumunda kalmıştır.6 Bu şekilde, savaşa giren ülkelerdeki gibi savaş ekonomisinin sorunlarıyla boğuşmuştur.7

İkinci Dünya Savaşı öncesinde, savaş tehlikesi ve ülkenin saldırıya uğraması ihtimali karşısında dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Türkiye´nin güvenliğinin Bati İttifakı dahilinde sağlanabileceğini görmüş ve Türkiye´nin Batı İttifakı içinde yer almasını gerçekleştirmiştir. Bu çerçevede, 19 Ekim 1939´da Türkiye, İngiltere ve Fransa arasında Karşılıklı Yardım Andlaşması yapılmıştır. 8

/resimler/2016-1/15/1100376571733.jpgYukarıda belirtildiği gibi, İkinci Dünya Savaşı süresince Türk Dış Politikasının stratejik hedefini, ülkenin savaş dışı kalmasını sağlamak teşkil etmiştir. Bu hedefe varmak amacıyla değişik taktiklere başvurulmuştur.9 Esas taktik, ?Avrupa´daki siyasi ve askeri güç dengesi içinde, değişik güçleri birbirlerine karşı oynayarak, ülkenin bu güçlerinden herhangi birine kesin olarak yakınlaşmasını/bağlanmasını önlemek ve bu sayede de zaman kazanarak savaşa girmemeyi başarabilmek... Bu amaçla Türkiye, tüm savaş yılları boyunca bir denge politikası izlemiştir?.10 Bu şekilde, savaştan uzak kalmaya çalışan Türkiye, savaşa katılmamak amacıyla, çeşitli nedenler ve mazeretler ileri sürmüştür.11 Bu zihniyet içinde Türkiye, 18 Haziran 1941´de Almanlarla bir Saldırmazlık Paktı imzalamıştır.12 Böylelikle, müttefik ve mihver devletleriyle eşit ölçüde bir ilişki ağı kurulmaya çalışılmıştır.

Türk Dış Politikası, bu şekilde ülkeyi savaştan uzak tutmayı başarmış, ancak, savaş sonrası dönemde ortaya çıkan yeni uluslararası politikaların etkisiyle, Türkiye´nin yalnız kalmasına yol açmıştır. 13 Bu yalnızlık, uluslararası sistemin iki kutuplu hale gelmesiyle, Türkiye´nin o güne kadar izlediği tarafsızlık, Sovyetler Birliği ile dostluk politikalarını değiştirerek Batı kampı içinde yer almasına yol açmıştır.

Başka bir deyişle, ikinci Dünya Savaşı´nda Türkiye, bir orta büyüklükte devlet olarak, bu dönemde ortaya çıkan dengeleri, ulusal çıkarı çerçevesinde akıllıca kullanmak suretiyle ayakta kalma becerisini gösteren bir ülke örneğini de oluşturmuştur. 14 Bu dönemde Türk Dış Politikası, savaşın gelişmelerine ayak uydurma becerisini göstermiştir. Bu nedenle, bu politika aktif tarafsızlık şeklinde de tanımlanmıştır.

İkinci Dünya Savaşı döneminde Türk Dış Politikası, Cumhurbaşkanı ismet İnönü tarafından saptanarak Cumhurbaşkanının talimatı çerçevesinde yürütülüyordu. Dışişleri Bakanlığı´nın her türlü diplomatik yazışmaları ve telgraflar İnönü´ye sunuluyordu. Bu şekilde Cumhurbaşkanının dış politikayı yürütmesine kolaylık da sağlanıyordu.15

Cumhurbaşkanı İnönü faşist İtalya´nın, Akdeniz ile ilgili ihtirasları, Hitler Almanya´sı, İngiltere ve Sovyetler Birliği karşısında savaş tehlikesi ve savaşa grime baskıları karşısında uyguladığı strateji ile savaş dışı kalmayı başarmıştır. Bu başarıda İnönü´nün lider olarak askerlik bilgisinin, diplomasi ile ilgili tecrübesinin, tarihten gelen saygınlığının önemi büyüktür.16 Özellikle, İnönü savaş teknolojisinin durumunu bilerek, Türk ordusunun savaş yeteneğini doğru değerlendirmek suretiyle, özellikle İngilizlerle yapılan görüşmelerde gerçekçi bir davranış gösterilmesinde en önemli etken olmuştur. 17

İnönü, Müttefiklerle yapılmış olan Andlaşma uyarınca günün birinde savaşa girmek zorunda olduğumuzu hep kabul etmiş ve sürekli olarak bunun için de hazırlıklar yapılmasına çalışmıştır. Nitekim İnönü´nün ilkesi Türkiye hazırlıklı olmadığı sürece savaşa girmesinin istenmemesidir.18 Bu zihniyetle Türkiye, Birleşmiş Milletlere katılmak için savaş ilan etmesinin şart olduğu gerçeği karşısında, 25 Şubat 1945´de Almanya´ya savaş ilan etmiştir.

Türkiye, Almanya ile savaş tehlikesini bu ülkenin Balkanları, özellikle Bulgaristan´ı işgalinden sonra hissetmeye başlamıştır.19 Almanların Türkiye´ye de saldıracakları düşünülmüştür.20 Bu nedenle, Trakya Savunma durumuna getirilmiş, ordumuz hazır durumda tutulmuş ve beklenmiştir. Bu önlemler sonucunda Almanya, Türkiye´ye saldırmak niyetinde olmadığını açıklamıştır.21 Bu vesileyle, Hitler 1 Mart 1941´de İnönü´ye bu çerçevede bir mektup göndermiştir.22 Özellikle, İngilizler de Türkiye´nin savaşa girmesini, Balkanlar´da bir ikinci cephenin açılması bakımından ısrarlı olmuşlardır. Bu çerçevede, Türkiye´nin savaşa girmesi yönünde yapılan görüşmelerin en önemlisi 30-31 Ocak 1943 yılında Yenice´de cereyan etmiştir. İnönü-Churcill başkanlığında Yenice istasyonunda Cumhurbaşkanlığı özel treninde görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelere Türk tarafından, İnönü´den başka, Başbakan Şükrü Saraçoğlu, Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu, Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Elçi Feridun Cemal Erkin ve diğer ilgililer katılmıştır. İngiliz tarafında ise Churcill´den başka Ankara Büyükelçisi Knotchbull-Hugessen, İngiliz Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sir Alexander Cadogan ve Genelkurmay Başkanı Sir Alan Brooke ile diğer zevat katılmışlardır. Taraflar arasında yapılan görüşmelerde, savaşın geleceği değerlendirilmiş, Türkiye´nin savaşa katılması için talep ettiği silah ve teçhizat konusu ele alınmıştır. Bu toplantılarda Türk tarafı savaşa girmek sorumluluğu çerçevesinde gerekli hazırlığın yapılması ve Türk ordusunun savaşabilmesi için ihtiyaç duyulan askeri malzeme üzerinde durmuştur. Ayrıca, savaşın gelişmesi ve özellikle Sovyetler Birliği´nin geleceği ve savaş sonrası dönemdeki durumu ile ilgili olarak Türkiye görüşlerini ortaya koymuştur ve İngilizlerin bu konulardaki yaklaşımlarını dinlemiştir.23

İngilizlerin Türkiye´nin savaşa girmesi yönündeki baskıları Kahire´de 5-6 Kasım 1943´te Dışişleri Bakanımız Menemencioğlu ve İngiliz Dışişleri Bakanı Eden arasında yapılan görüşmede de devam etmiştir. Daha sonra 4-6 Aralık 1943´te İnönü Kahire´de Roosevelt ve Churcill ile görüşmüştür. Bu toplantılarda da Türkiye´nin savaşa girmesi yönünde talepler dile getirilmiştir. Türkiye bütün bu baskı ve taleplere göğüs gererek savaşın dışında kalmayı başarmıştır.

Türk Dış Politikası İkinci Dünya Savaşı´nda Türkiye´nin çıkarlarının korunması yönündeki başarısıyla tüm dünyanın ilgisini çekmiş ve takdirini kazanmıştır.

Değerli okurlar, Prof. Dr. Sayın Ali Engin OBA´ya görüşlerini bizimle paylaştığı için şahsım ve gazetem adına teşekkür ederiz.

KAYNAKLAR:

1)Oral Sander, Siyasi Tarih, 1918-1994, Ankara, 2011, s. 111.

2) Ibid.

3) Tony Judt, Post War, A History of Europe since 1945, Londra, 2005, s. 40.

4) Selim Deringil, Denge Oyunu, İkinci Dünya Savaşı´nda Türkiye´nin Dış Politikası, İstanbul, 1994, s. 53.

5) İlhan Tekeli, Selim İlkin, Dış Siyaset ve Askeri Stratejileriyle ikinci Dünya Savaşı Türkiye´si, Cilt I, İstanbul, 2013, s. 654.

6) Ibid, s. 664.

7) İlhan Tekeli, Selim İlkin, İktisadi Politikaları ve Uygulamalrıyla İkinci Dünya Savaşı Türkiye´si, Cilt II, İstanbul, 2014, s.11.

8) Andlaşma içeriği için bakınız: Dr. Rıfat Uçarol, Siyasi Tarih, 1789-2010, İstanbul, 2010, s. 820.

9) Cemil Koçak, Türkiye´de Milli Şef Dönemi (1938-1945), Cilt II, İstanbul, 2003, s. 576.

10) İbid.

11) İbid.

12) Baskın Oran (Editör), Türk Dış Politikası, Cilt I, (1918-1980), İstanbul, 2013, s. 444.

13) Koçak, op. cit., s. 577.

14) Oran, op. cit. s. 398.

15) Hüner Tuncer, İsmet İnönü´nün Dış Politikası (1938-1950), İkinci Dünya Savaşı´nda Türkiye, İstanbul, 2012, s. 37.

16) İlhan Tekeli, Selim İlkin, Cilt I, op. cit. s. 657.

17) İbid.

18) Zehra Önder, II. Dünya Savaşı´nda Türk Dış Politikası, Ankara, 2010, s. 333-334.

19) İbid. s. 335.

20) İbid.

21) İbid.

22) Oran op. cit. s. 439.

23) Önder, op. cit, s. 407-440.


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

“STOA FELSEFESİ VE TARSUS'TA STOACILIK”KİTABI ARATOS YAYINLARI’NDAN ÇIKTI

ADANA ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ KISA FİLM FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

ADANA’DA BAĞLAMA GÜNLERİ’NİN İKİNCİSİ GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Düş ve Gerçek Arasında Çareli Çaresiz Çizgiler Kitabı

Sanatçı Selva Özelli Solo Sergisi ile ABD’de

“Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı

HÜSEYİN SÖZLÜ, "AĞUSTOS AYI TÜRK'ÜN ZAFER AYIDIR"

İZMİT ALTIN PİŞMANİYE ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNE VERİLDİ

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ‘’BELGESEL FİLM YARIŞMASI’’ FİNALİSTLERİ BELİRLENDİ

EMEKLİLERİN YENİ ADRESİ ‘EMEKLİ KÜTÜPHANESİ’

İZMİR KULLUK İLE TANIŞIYOR

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

“Soul Müziğin Diva”sı Imany, 7 Eylül’de Türkiye’de

‘ÇOK YAŞA CUMHURİYET’ ÖDÜLLÜ BESTE YARIŞMASI BAŞVURULARI İÇİN SON HAFTA!

TÜRK RESSAMLARIN LONDRA ÇIKARMASI!

YILDIZ TOZU KARAKTER ANALİZLERİ

"ZAFERİN RENGİ" GÜÇLÜ OYUNCU KADROSU İLE ÇEKİMLER İÇİN GERİ SAYIMA BAŞLADI!

Büyükşehir ve YEDAM’dan bağımlılıkla mücadelede iş birliği

AVRUPA HAREKETLİLİK HAFTASI’NDA TÜM TÜRKİYE "ŞEHRİNİ KEŞFEDECEK- GELECEK ENERJİSİNİ KORUYACAK!”

12. ULUSLARARASI İZMİT PİŞMANİYE, MÜZİK ve DANS FESTİVALİ,25-27 AĞUSTOS’TA

‘’20. GELECEĞİN SİNEMASI’’ YARIŞMASININ JÜRİ ÜYELERİ AÇIKLANDI

  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00
  • Salı 29.2 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli