İlk Adım Yayınevi ve Dörtler Copy Center´in 11 Mayıs Cuma günü saat:13:00/16:30 arasında Seyhan Oteli´nde gerçekleştirdikleri; Stabilo, Craft-Arts, Uhu, Lino, Carioca, Kiddyworld ve Lets gibi eğitim alanındaki bazı katılımcı firmaların da yer aldığı ?Okul Öncesi Dönemde Kapasite Gelişimi? adlı seminerde Marmara Üniversitesi´´den Doç Dr. Özgül Polat tarafından uygulamalı seminer eğitimi gerçekleştirildi. Seminer sonunda Dörtler Copy-Center sahibi Remzi Karataş tarafından Doç Dr. Özgül Polat´a; İlk Adım Yayınevi Ceosu Turan Dikmetaş tarafından da Remzi Karataş´a plaket verildi.   

Atatürk´ün Gençliğe Hitabe´sinin okunmasıyla başlayan seminerde daha sonra İstiklâl Marşı okundu. Doç Dr. Özgül Polat, ?Okul Öncesi Dönemde Kapasite Geliştirme? konusunda dinleyicilere slaytlı sunumda bulunduktan sonra verilen molada katılımcı firmaların tanıtım olarak sergilenen ürünleri davetliler tarafından ilgiyle incelendi. Mola sonrası Doç. Dr. Özgül Polat´ın sürdürdüğü uygulamalı ve davetlilerin katılımıyla sürdürdüğü ?Okul Öncesi Dönemde Kapasite Gelişimi?nin ikinci bölümünde farkındalık yaratma çabalarının pratiğe yansıtılmak istenen duyarlı yaklaşımlar izlendi.   

Sunumunu Hakan Tokatlı´ın yaptığı seminerde daha sonra mikrofona gelen İlk Adım Yayınevi Ceosu Turan Dikmetaş 2019 yılı eğitim sezonu adına başarılar diledi. Dörtler Copy Center´in kitap ve yayın anlamında Adana´ya hizmetinden olumlu bir biçimde söz eden Turan Dikmetaş; yayınevi olarak eğitime katkıları konusunda ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini dile getirdi.

*SİZDEN BİRİ

            İlk Adım Yayınevi Ceosu Turan Dikmetaş´tan sonra söz alan Marmara Üniversitesi Okul Öncesi Temel Eğitim Bölümü´nden Doç. Dr. Özgül Polat´ın davetlilere hoş geldin dedikten sonra, dikkat toplayan, sıcak bir iletişim gerçekleştirdiği gözlendi? Kendisinin bir akademisyen olmasına rağmen okul öncesi eğitim öğretmenliğinden gelen biri olduğunun altını çizerek ?sizden biriyim? diyen Polat; 1996´dan beri bu alanda hizmet verdiğini belirtip, ?çalışıp, görüp öğreniyorum, sizlerin yardımına ihtiyacım var. Ana okulu öğretmeni olmaktan gurur duyarım. Akademisyen olarak da öğretmenim.? dedi.

            Sayısal uygulamalı oyunlarla okul öncesi çocukların kapasitesini arttırmayı oyunlu, danslı gösterilerle zevkli, içten katılımı sağlayıcı bir neşeli pratiğe dönüştüren Doç.Dr. Özgül Polat; izleyicilerin de hayli beğenip, eğlendiği koro halinde eğlenceli bir katılımla anlattıklarını uygulamalı bir tempoyla pekiştirmenin yollarını denedi. Okul öncesi eğitimde 21. yüzyıl eğitimini anlatan Özgül Polat; 21 yüzyıl bireylerini yetiştirecek öğretmenlere yönelik sürdürdüğü seslenişinde; ?Beş, beş buçuk ve altı yaş gruplarında üç binin üzerinde uygulamalı eğitimde şunu gördüm. Çocuk bu yaşlarda iyi eğitilirse hayata on sıfır önde başlıyor. Okul öncesinde öyle çalışmalar yapmalıyız ki, matematik olgunluk düzeyini çok iyi duruma getiren, hayattaki başarısını arttıracak düzeye getirmeliyiz çocuğun. Biz bunu düşündük. Okul öncesinde gerekli eğitimi alan bir çocuğun ilkokulu iyi, ortaokulu, lisesi, üniversitesi iyi gidecektir. Bu bir domino etkisidir. Bu yüzden kendinizi önemseyin, önem verin, çalışmalarınızı en üst düzeyde gerçekleştiren araçlar kullanın. Sağlıklı toplumda yaşayabilmek için, hayatla baş edebilmek için çocukları iyi yetiştirin.? dedi.   

            *ÇOCUK GELİŞİMİ 

            ?Soru soran, sorgullayan, eleştirel düşünceyi öğretmeliyiz çocuğa.? diyen    Doç. Dr. Özgül Polat; çocukların yaratıcılık ve sorun çözme konularına da dikkat çekip; okumak ile okuryazarlık arasındaki farkın altını çizerek; bilgi okur yazarlığı konusundan söz etti. Değindiği bilgi okuryazarlığı boyutlarında çocuğa ulaştırılan bilginin nasıl kullanılacağı konusunun da öğretilmesi gerektiğini ifade eden Polat; ihtiyaç duyulan bilginin nasıl tespit edilmesi konusundan söz ettikten sonra; bilgi okuryazarlığının küresel, finansal, ekonomik, sağlık, yurttaşlık iş ve girişim, çevre okuryazarlığı olarak bölümlere ayırdı. ?Bunları analiz ederek çocuk gelişimine olan yararlı katkılarından söz eden Doç. Dr. Özgül Polat; devam eden yaşamda bilginin gerekliliğini gelecek kuşaklara aktarmanın zorunluluğunu vurguladı.

                Marmara Üniversitesi´´nden Doç Dr. Özgül Polat fark yaratmak konusunda verdiği bilimsel örneklerle çocuğu fark yaratan konumdaki bir kapasite kullanımına değinerek; çocuğu standarta sokmayan alternatif üretmeye dikkat çekti. 2752 kişi ile çalıştığı anketin oldukça katkı sağlayan, inanılmaz yararlı sonuçları olup, okul öncesi eğitime katkı sağladığını belirtti.

            *ÇOCUĞU TANIMAK

            Çocuğu tanımadan uygulama yapamayacağını belirten  Doç. Dr. Özgül Polat; çocuğu tanımadan onun kapasite kullanımının, gelişimin sağlanamayacağına dikkat çekti. Çocuk, bilgi ilişkisinde, bilginin önemine dikkat çekerek, bilginin ne kadar sürede eskidiğini dinleyicilere soran Polat; bilginin, 1960´a kadar 36 yılda, 2000 yılından beri 5 yılda ve 2020 geldiğinde de, bilginin eskime süresinin 6 ayın altına ineceğini vurguladı.

            *ANNE BABALAR

            ?Şurda anne babalara, ?Bizim çocuklarımız eksik kalmasın.?, Bizim çocuklarımız acaba hiç kimsede olmayan neye sahip olmalıdır?? demekte olduklarını göz önüne alarak, bu açıdan baktığımızda  anne babaların da eğitimi gerekecektir.? diyen Doç Dr. Özgül Polat;  internet kuşağı çocukların daha uzun süreli bir yaşama sahip olacaklarına değindi.

            *DÜŞÜNCE KUTUSU BEYİN

            Gelişen bilim doğrultusunda farklı olan, hataya düşürmeyen bir beyin düşünür hale getirilebileceğini belirten Doç. Dr. Özgül Polat; ?Beynimizin daha fazlasını kullanmalıyız. Kullanım kapasitesini artması için nöronlar arasındaki bağlantı sayısını arttırıp, beynimizi daha çok geliştirebiliriz. Çocukların okulda ve her çocuğun kendisine ait olan ve ailelerinin birlikte uyguladığı basit proğramlarının olması lazım. Bu nedenle gelecek kuşakları yetiştiren biz öğretmenlere ciddi ve önemli görevler düşmektedir? Öğretmenler, mesleki yeterliliğin üstünde kaliteli ve donanımlı öğretmenler olmalı zorunluluğunu hiissetmelidir? Nasıl fark yaratabiliriz?.. Kapasiteyi nasıl geliştirebiliriz?.. Çocuğun bulunduğu düzeyi uygun ölçülerle tespit ederek, altı ay sonra yeniden ölçmeliyiz. Çocuğu, sahip olduğu düzeyden daha üst düzeye çekmeye çalışmalıyız.? dedi.                  

            *ÇOCUK VE FELSEFE

         Beyin sağlığına değinip, aydın bir duyarlılık ve bakış açısıyla,çok yönlü düşünmeyle birliktefelsefenin çocuklar için olmazsa olmazlığına dikkat çeken   Doç. Dr. Özgül Polat; ?Neden felsefe önemli?. Çok yönlü düşünen bireyler için önemli? Farklılık, düşünmek ve adalet kavramlarının bu doğrultudaki yerine değinen Polat; çok yönlü düşünceyi sağlamak zorunda olmanın altını çizerken, ?Çocuğu; soran, düşünmesini sağlayan, ezber bozmak zorundasınız. Resme bakan bir çocuğa, bakmayı değil, görmeyi sağlarken, önce nasıl bakmasını öğretmeliyiz aslında.? dedi.         

            *TEKNOLOJİ-MOTİVASYON

         Dikkat tembelliği yapan çocuklara değinen çeken   Doç. Dr. Özgül Polat; geçmişle günümüz arasında köprü kurmanın gerekliliğini işaret edip; yazıyı öğretirken de önce yazının icadından başlanmasının altını çizdi.  Ünlü bilim adamı Einstein´ın: ?Benim çok farklı bir yeteneğim yok, ben sadece tutkulu bir meraklıyım.? dediğini anımsatan  Doçent Polat;  ?Çocuklarda merak uyandıran şeylerle bunu sağlamalıyız? dedi. Bilginin araştırmakla bulunup, kullanılabileceğini ifade een Polat; çocuk eğitiminde felsefe, bilgi, bilim olmadan 21. yüzyıl bireyinin yetişmesinin mümkün olamayacağını vurguladı. Problem çözen, esnek düşünen bir çocuğun yetişmesinin gerekliliğini anlatan Polat; yaratıcı düşüncenin önemine çekip, müziğin aynı zamanda matematik olduğunu belirterek, Pisagor´un matematikten sonra en önemli bilimin müzik olduğunu söylemesinden söz etti.    

            22 yıldan beri okul öncesinde bulunduğunu belirten Doç. Dr. Özgül Polat;   uygulamalı seminere dönüşen ikinci bölümde güleryüz, bilgi, iyimserlik, pozitif düşünce, sevgi, hoşgörü gibi insancıl erdemlerin okul öncesindeki yeri ve önemini vurguladı. Daha sonra oyun, dans vs. eşliğinde gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle anlatımını sürdüren Polat; izleyicelerden soru almak istediğini de belirtikten sonra, eğlenceli bir hale getirdiği öğrenim algısını Pisagorun matematiğine denk tutarcasına, okul  öncesi meslektaşlarını Rüştü Şardağ´ın şiirini yazdığı, Fehmi Tokay´ın güzel bir Bayati bestesiyle uğurladı:

            Benzemez kimse sana tavrına hayran olayım.

            Bakışından süzülen işvene kurban olayım.

Lütfuna ermek için söyle perişan olayım.  

Bakışından süzülen işvene kurban olayım.