Beş Ocak Destanı Yazılırken( 1.Bölüm)
KÜLTÜR SANAT 5.01.2017 11:46:55 702 0

Beş Ocak Destanı Yazılırken( 1.Bölüm)

?Avrupa Centilmeni? Fransız´ın Adana İşgalindeki her gün, bir pislik sergisi idi

Nurettin ÇelmeoğluYeni Adana Okurları için hazırladı

Dünya üzerinde nice işgaller görülmüştür görülmesine de, şu uygar ve çağdaş Fransız Milleti´nin Adana İşgali gibisine tarih tanık olmamıştır? Yer yüzünde duyulmuş, duyulmamış ne kadar melanetlik, ne kadar namertlik varsa, tamamını sergilemiştir asil ve Avrupalı Fransız dostlarımız.

Asil ve kardeş(!) Fransız milleti, aslında daha 1830´lu yıllarda, Mısırlı İbrahim bölgeye hakim olduğu zaman ?bu mümkün olamaz!? diyerek Adana´ya iyice bilenmişti. Hem de öyle bir bilenmişti ki, dünyada hiçbir ustura bu kadar keskin olamazdı. Adamlar, sırf gelecekte işleri güçleri rahat yürüsün diye bir takım teknisyenleri, kültür uzmanlarını, ressamlarını eşek yükü parayla Adana ve çevresini incelemeye yollamıştı. Sonuçta, ?hangi tarlayı ne zaman su basar?ından tutun, hangi çiftlikteki çiftçi-başının daha iyi olduğuna; hatta hangi fabrikadaki hangi vidanın değiştirileceğine kadar raporlar tutturmuştu?

 /resimler/2017-1/5/1150335872515.jpg

İŞBİRLİKÇİ GAZETELER: Fransızlarla bir olup Ulusal Güçlerimize ateş püskürerek şiddetli propaganda yapan gazeteler uçaklara yüklenerek Çukurova´nın her yanına dağıtılıyordu. 

/resimler/2017-1/5/1151326655015.jpg

Bu gayretlerinin semeresini belki daha kısa sürede görmeyi umuyorlardı ama, Türkleri koruyan melekler sayesinde, arzularına kavuşabilecekleri koşullara ancak 75-80 yıl sonra erişip çöreklenivermişlerdi. Yani, bir anda ?Hadi Adana´yı ve çevresini biz alalım? diyerek gelmediler; aksine, uzun, çok uzun bir plan-program sürecini aştıktan sonra zuhur eylediler?

 

?DOSTUZ-KARDEŞİZ? DİYE

DİYE, BELA GELDİ HEDİYE

Avrupalı Fransız kardeşlerimiz babamızın, dedemizin, nenemizin ve onlardan önceki birkaç neslin kesintisiz savaşlar yüzünden neler çektiğini biliyordu. İlk günlerinde, güler yüzlü maskeyi hiç çıkarmadılar suratlarından. Ama, ne olur ne olmaz, bir yandan da ateşi istedikleri gibi tutabilecekleri maşalar sipariş ettiler. Maşalar, elbette para ile tedarik edilen Senegalli askerler, Ermeni lejyonerler ve birkaç altına kandırılmış Süryanilerdi. Ama en çok ta Adana´daki birkaç hain satılmıştan destek almayı da başarmışlardı. Bunların asıl görevi, her türlü kargaşayı, en insafsız cinayeti ve en vicdan dışı yalancılığı, velhasıl, fitne-fesattan cinayete, eşkıyalıktan katliama; barsak deşmekten kilisede adam kesmeye; Mustafa Kemal´i aşağılamaktan Fransıza kul olma çağrısına kadar her türlü fenalığı yapmaktı. Hepsi olmasa da, doğrusu görev bilincine sahip olanlar iyi hizmet gördüler; oluk oluk kan akıttılar, rast-gele mermi attılar?

 /resimler/2017-1/5/1153056344247.jpg

ont-family:Calibri;mso-fareast-theme-font: minor-latin;mso-hansi-theme-font:minor-latin;mso-bidi-font-family:"Times New Roman"; mso-bidi-theme-font:minor-bidi;mso-ansi-language:TR;mso-fareast-language:EN-US; mso-bidi-language:AR-SA´> Fransızlarla bir olup Ulusal Güçlerimize ateş püskürerek şiddetli propaganda yapan gazeteler uçaklara yüklenerek Çukurova´nın her yanına dağıtılıyordu.

Dostumuz ve kardeşimiz(!) olan Fransızlar, fenalıkların en daniskası dalga dalga uygulanırken, kendilerine gelen haklı şikayetleri, ?Yapma yahu!.. Bırak şakayı, ciddi olamazsın!? havasında karşılıyor ve ancak artık gizlenemez olaylar karşısında, ?Merak etmeyin, gerekeni yapacağız? demekten öte gitmiyorlardı?

 /resimler/2017-1/5/1154351502209.jpg

BİR BASIN SAVAŞI ÇIKTI

Kİ, OLURSA ÖYLE OLUR!

Fiili işgalden bir hafta sonra. ?Adana? Gazetesi 25 Aralık 1918´de, , ?Ya Allah, ya bismillah!? deyip yayına geçti. O zamanlar, modern sayılabilecek Matbaa olan Osmanlı Basımevi´nden yararlanılıyordu. Mücavirzade Mustafa Emin Bey, daha önce de kendisine ait ?Hayat? Gazetesini bu tesiste yayımladığı için amaca uygundu. Ne var ki, uygar işgalcilerimiz, Ahmet Remzi ve  Avni Bey´lerin gazetesine 3 gün tahammül edip kapatma kararı tebliğ ettiler. 

Kısaca geçeceğiz burasını; gazete, Yeni Adana ismiyle yeniden yayınlanıp bir süre sonra matbaaya da el konulunca Adana´dan taşındı. Önce, ?Adana´ya Doğru? ismiyle Kayseri´de, sonra da bildiğimiz ?Yeni Adana? adı ile Pozantı´dan ses vermeye başladı? Ama bu ses davudiden ötelere geçiyor, tüm yetersizliklere karşın, Anadolu´yu tutuşturacak özlü yazı ve haberlerle çağdaş gavurları dellendiriyordu?

 /resimler/2017-1/5/1155408378511.jpg

Adamlar uygar ve asri ve zengin ya; en kaliteli kağıtları getirtip ?fenni?, yani ileri teknoloji desteği verdiler. Arkasından da Milli Mücadele karşıtı yazılabilecek ne kadar yalan, ne kadar zırva, ne kadar iftira varsa, veryansın ettirdiler? Bunlardan Ferda, daha Fransızlar gelmeden önce, 1 Aralık 1918´de yayına geçmişti. Adı, ?Yarın? anlamına geliyordu. Ferda, Müftü Hüsnü´nün vatanseverler ve vatanseverlik karşıtı fetvalarını yayınladığı için Fransızlar tarafından çok seviliyor ve tayyarelerle (dilimiz tayyareye açılmış ya; uçak sonraki icat) torosların eteklerine kadar ulaştırılıyordu.

Bir başka gazete  ?Adana Postası? adı ile yine Fransız taraftarlığı yapıyor, yurtseverleri şiddetle yeriyordu.

Nihayet Fransızların her türlü desteğini almış bir başka gazete, haftalık Rehber de işgal güçlerini yere-göğe koymuyordu.

 /resimler/2017-1/5/1156091347820.jpg

Yeni Adana, yok imkanlar içinde sadece bu üç Türk gazetesiyle değil, aynı zamanda biri Türkçe, 12´si kendi dillerinde ermeni gazeteleriyle de (Toros, Kilikya, Hayistan, Azadamard, Adana, Davros, Haygagan Tsayn, Art, Sakank, Ararat, Nor Ashran, Kilikya Sarhuntay, Nor Serunt) savaşmak zorunda idi. Bunların dışında iki de Fransız Gazetesi, zorla el konulan Hayat Matbaasında dizilip basılıyordu. Belli ki, o dönemlerde dünyada kişi başına en çok kağıt tüketilen yerlerden biri Adana idi.

 

Milli Mücadele karşıtı gazetelerin dağıtım üstünlüğü tartışılacak gibi değildi. Uçaklara yüklenip havadan atıldığı için erişilmedik nokta kalmıyordu. Fakat Yeni Adana da, adeta bayrak olmuştu. Cephelere ulaşıyor, arkasından da az veya çok Adana´ya ulaştırılıyordu. Yazdıkları da, kulaktan kulağa anında yayıldığı için az kağıtla çok yüksek tiraja erişmiş tek gazeteydi.

 /resimler/2017-1/5/1156272754475.jpg

FRANSIZ´IN ÇOK ACAYİP

VE KORKUNÇ MAKİNESİ

Bir yandan bu kadar çok gazete, diğer yandan gücü elinde bulunduranların işbirlikçiler kanalıyla kulaktan kulağa üfürdükleri yalanın ve propagandanın ardı-arkası kesilmiyordu. Hemen her gün, bilmem kaç cephede nasıl bozguna uğradığımızdan tutun, çetelerimizin açlıktan nasıl can verdiğine kadar yığınla uyduruk haberler veriliyordu. İlaveten de, Fransızların acayip makinesi hakkında dilden dile nice tevatür rivayetler sürüp gidiyor ve bu makinenin marifeti her geçen saat daha da  büyüyordu. Söylenti o denli gelişti ki, Adana´daki Türkler kadar, yalanı yayan Ermeniler ve tarafsızlığını abartılı biçimde tutmaya çalışan Rumlar ve Yahudiler de bu ?ar-ül-acayip? makineye inanmıştı. Hatta bazı Fransız görevliler bile ?Biz neymişiz de haberimiz yokmuş? diyesiydi.

 

Bir tuhaf akıllı, bir garip maharetli makine, bir eve daha yaklaşırken mermisine, hatta mutfaktaki kasap bıçağına kadar ateşli-ateşsiz bilumum silah ve mühimmatın yerini gösteriyordu. Bir süre ortalık çalkalandı. İnsanlar, gizledikleri silahı oraya-buraya atmaya başladılar. Yalan, bu kez işe yaramıştı. Fransızlar, ev ve işyerlerinin silahtan adamakıllı arındığına inanıp bu kez yine medya ve fısıltı gazetelerini kullanarak müthiş silahlarının marifetinden dem vurmaya başladı. ?Şöyle atar, böyle vurur, şu kadar kilometreden şaşmaz, öldürmeden bırakmaz?? havasında, abartının büyütülmüşü cinsinden şayia da pek çabuk yayıldı?

Sonuçta, işgal güçleri, ne kadar güçlü olduklarını herkese kabul ettirmişlerdi. Yani, Herhangi bir isyan teşebbüsü beklemek ham-hayaldi? Gelgelelim, Eşkıya Kürt Reşo, dağlara kadar gelen söylenti üzerine bu silaha kafayı taktı. Ne gerekiyorsa yapmalı, ne lazımsa vermeli, bu silahlardan birkaç tane edinmeli diye düşünüyordu? Aslında, Kürt Reşo´da uyanan bu düşünce, zulme direnişin güçlü kıvılcımı olacaktı pek yakında.

 

GELECEK YAZI: FRANSIZ İŞGALİ BAŞLIYOR?

 

JENERALİN EVİNİ BİLDİNİZ Mİ?: Tarihin bir döneminde Jeneral Duffieux´nün (General Döfyü) evi olarak bilinen binaya dikkatle bakınız. Önündeki nöbetçi kulübesi ile top´u yok farzederek tekrar bakınız. Tanıdınız değil mi? Eskiistasyon´daki İkinci Orta Mektep, ya da yeni adı ile İstiklal İlköğretim Okulu? Fransızların en üst yetkilileri, işte bu binada oturuyordu. Fotoğrafın en az 85 yıllık geçmişi olduğunu da ilave ediverelim.

 

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

“STOA FELSEFESİ VE TARSUS'TA STOACILIK”KİTABI ARATOS YAYINLARI’NDAN ÇIKTI

ADANA ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ KISA FİLM FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

ADANA’DA BAĞLAMA GÜNLERİ’NİN İKİNCİSİ GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Düş ve Gerçek Arasında Çareli Çaresiz Çizgiler Kitabı

Sanatçı Selva Özelli Solo Sergisi ile ABD’de

“Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı

HÜSEYİN SÖZLÜ, "AĞUSTOS AYI TÜRK'ÜN ZAFER AYIDIR"

İZMİT ALTIN PİŞMANİYE ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNE VERİLDİ

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ‘’BELGESEL FİLM YARIŞMASI’’ FİNALİSTLERİ BELİRLENDİ

EMEKLİLERİN YENİ ADRESİ ‘EMEKLİ KÜTÜPHANESİ’

İZMİR KULLUK İLE TANIŞIYOR

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

“Soul Müziğin Diva”sı Imany, 7 Eylül’de Türkiye’de

‘ÇOK YAŞA CUMHURİYET’ ÖDÜLLÜ BESTE YARIŞMASI BAŞVURULARI İÇİN SON HAFTA!

TÜRK RESSAMLARIN LONDRA ÇIKARMASI!

YILDIZ TOZU KARAKTER ANALİZLERİ

"ZAFERİN RENGİ" GÜÇLÜ OYUNCU KADROSU İLE ÇEKİMLER İÇİN GERİ SAYIMA BAŞLADI!

Büyükşehir ve YEDAM’dan bağımlılıkla mücadelede iş birliği

AVRUPA HAREKETLİLİK HAFTASI’NDA TÜM TÜRKİYE "ŞEHRİNİ KEŞFEDECEK- GELECEK ENERJİSİNİ KORUYACAK!”

12. ULUSLARARASI İZMİT PİŞMANİYE, MÜZİK ve DANS FESTİVALİ,25-27 AĞUSTOS’TA

‘’20. GELECEĞİN SİNEMASI’’ YARIŞMASININ JÜRİ ÜYELERİ AÇIKLANDI

  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false