HALKI İSYANA ÇAĞIRANLAR MI, BUNA KALKIŞANLARI YÜREKLENDİRENLER Mİ DAHA SUÇLU?

HALKI İSYANA ÇAĞIRANLAR MI, BUNA KALKIŞANLARI YÜREKLENDİRENLER Mİ DAHA SUÇLU?

Kabul edilmeli ki ulusal yapımızı ve ülke bütünlüğünü bu denli tehlikeli sulara taşıyan önemli bir dönüm noktası vardır o da bugün iktidar partisi içerisinde sözlü çarpışmalara neden olan o Dolmabahçe Mutabakatı denilen olaydır.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi´nin çağrısıyla operasyonlara karşı başlatılan ?Botan Yürüyüşü? kapsamında süren  Nusaybin ilçesindeki ?nöbet´ eylemini ziyaret etmiş ve Cizre´de günlerdir haber alınamadığı ileri sürülen  yaralılarla ilgili olarak da  ?halkını´ kıyama şöyle çağırmış:

?Kurbanlık koyun değiliz, halkımız bizden gelecek mesajı beklesin. Direnen halkın kurtuluşu için, Amed´ten Cizre´ye, Nusaybin´den Antalya´ya kadar halklar ayağa kalksın?.

HDP Eş Genel Başkanı,  Hükümetin  savaştan yana tavrını açıkça gösterdiğine, barıştan sorumlu olan Cumhurbaşkanı ve Başbakan´ın  hala ?Silahlar konuşacak´ dediğine dikkat çekerek barışın yolunu bir cümleyle şöyle özetlemiş:

?Hendek ve barikatlar bahane. İstenirse İmralı´dan yapılan bir açıklamayla o barikatlar bir günde kapanır!?

Demirtaş, çözüm için İmralı´yı işaret ederken, Kürt halkının savaş ve katliamlar karşısında asla boyun eğmeyeceğini ifade etmiş  ve ?Savaşta ısrar eden bir hükümet varsa, karşısında direnen bir halk da olacak,? demiş..

Bu sözlerin benzerleri  AKP´nin açılım ve çözüm süreçlerini hevesle uygulamaya başlamasından sonra o kadar fütursuzca ortaya atıldı ki, ?halkın bir bölümünü açıkça isyana çağıran? bu çıkış neredeyse olağan siyasal söyleme dönüştü. Nitekim özerklik ilanına kadar varan cüret de aynı kaynaktan, etnik ayrışma koşullarını  terör örgütü mensupları ile müzakereye vardıran AKP icraatları çerçevesinde serpilip gelişti.

Demirtaş, ayrışmayı ve coğrafi olarak da toplumsal doku bağlamında  bölünmüşlüğü adeta kazanılmış hak gibi gördüğünü ortaya koyuyor bu sözleriyle. Zira iki yıl boyunca siyasal olarak temsil ettiği PKK saldırganlığı o derece himayeye mazhar oldu ki AKP iktidarı nezdinde, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bombalı ve silahlı hazırlık, yönetsel işleyişlerde adı konmamış ?özerklik´ ve dış ülkelerle içli dışlı temaslar, buraların Türkiye´nin merkezinden kopmasına kimsenin itiraz edemeyeceği zehabını uyandırdı.

Kabul edilmeli ki ulusal yapımızı ve ülke bütünlüğünü bu denli tehlikeli sulara taşıyan önemli bir dönüm noktası vardır o da bugün iktidar partisi içerisinde sözlü çarpışmalara neden olan o Dolmabahçe Mutabakatı denilen olaydır. Zaten HDP´nin ve silahlı ayrılıkçı hareketin cesaret bulması, Başbakanlık Ofisinde yaşanan tablo, İmralı Hükümlüsü Apo´nun 10 maddelik deklarasyonu ve bunu o anda reddetmek yerine, terör örgütü başının ateşkes ilanının beklentisi içerisine girme aczini gösteren iktidar sorumlularının tavrı yüzündendir. İkide bir başa kalkılan, ?Bize özerklik sözü verildi, neden karşı koyuyorsunuz, hendekleri kapatmamızı istiyorsunuz?? sözleri de gidip Dolmabahçe hayaletine varmaktadır.

Ne olacak bundan sonrası? Sur´da yaşanan tablo, o bölge kentlerimizde sürüp giden çatışmalar sonucu yerle bir olan yaşam alanları, göç eden yurttaşlarımız ve de hergün gelen şehit haberleri? Bunların sorumluları kimlerdir? Evet, bir noktada  iç ve dış dinamiklerin her türlü destekle  ölümcül kıldığı silahlı örgütler ve bunun siyasal uzantıları, yurttaşımızı  sadece kendi halkı gibi görüp kıyama davet eden Demirtaş´lar ve yol arkadaşları sorumludurlar ve Türkiye´ye ve ulusumuza karşı suç işlemektedirler. Ancak asıl sorumlu olanlar bu ortamın yaşanmasına ihmal, basiretsizlik nedeniyle ya da tasarlanmış bir proje doğrultusunda doğmasına yol açanlardır. 14 yıldır siyasal iktidar gücünü kullananlardır.

Bugünlerde AKP çevrelerinde ilginç bir o kadar da hazin bir tartışma yaşanıyor. AKP´nin kuruluşundan itibaren her türlü icraatında ön saflarda yer almış, parlamentoya başkanlık etmiş ?bir zat´, o dönüm noktası dediğimiz Dolmabahçe mutabakatından kimin sorumlu olduğu sorgulamasını yapıyor. Ne sonuç alacaktır kendisi ya da kendisine destek veren o dönemin yetkili kişileri burasını kestirmek zor. Erdoğan´ın süreçten haberi olup olmadığı, ya da bunu kabul edip etmediği de önemli değil aslında. Ama sadece şunu sezebiliyoruz, AKP´nin geçmiş icraatlarının vahim bir sonuca yöneliyor olması, ülkenin bir iç kalkışmaya sürüklenme olasılığı, 13 yıl söz konusu icraatlara göz yummanın ötesinde imza koymuş olanları paniğe sevk ediyor. ?Ben dediydim, dinletemedim. Aldatıldık ya da davanın zarara girmemesi uğruna liderimize güvenmek zorundaydık,? gibi afaki bahanelerle doğmuş doğacak sorumluluklardan sıyrılma arayışına itiyor. Yararı olur mu bu girişimlerin? Hiç bir biçimde kurtuluş yolu değildir bu tarz kaçamak arayışları. Zira AKP iktidarının ?güzel şeyler olacak? diyerek etnik ayrışma sürecine start verenlerden Abdullah Gül dahil, teröristleri ülke kapılarında karşılayıp onlara tur attıranlar, Diyarbakır´da terrorist unsurlarla birlikte Apo´nun söylevini dinleyenler, Oslo sürecini başlatıp Türk Silahlı Kuvvetlerinin kritik illerdeki  arlığını ortadan kaldırıp işi valilik emirleriyle idare ederek hatta silahlı hazırlıkları görmezden gelenler; Dolmabahçe Mutabakatının böyle sonuçlara varacağını bilmiyordum diyenler, hepsi hepsi sorumuludur bu son tablodan. "Güneydoğu´da alan hakimiyetini kaybettik" diye yerinenler, silahlı bölücü kadrolarla Türkiye Cumhuriyeti´nin tabutuna çivi çakma niyetini taşıyan "Yeni Anayasa" pazarlğıan girenler ve buna göz yumanlar da sorumludurlar.  Hatta Demirtaş´ın?Kurbanlık koyun değiliz, halkımız bizden gelecek mesajı beklesin. Direnen halkın kurtuluşu için, Amed´ten Cizre´ye, Nusaybin´den Antalya´ya kadar halklar ayağa kalksın,,? sözleriyle ülkede isyan çıkartma çağrısını yapmaya cesaretlendirenler, bu anarşi ve kaos ortamına zemin hazırlayanlar, hepsi sorumludur.

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı