BOMBACILAR ELBET YAKALANIR AMA ASIL SORUN YÖNETSEL ANARŞİDEN KURTULAMAMAK

BOMBACILAR ELBET YAKALANIR AMA ASIL SORUN YÖNETSEL ANARŞİDEN KURTULAMAMAK

Yara büyüktür ve çok derinlerdedir. Bu duruma ancak ?yönetsel anarşi? tanımı denk düşer. Anarşinin sorumluları ise bunu görmezden gelmeyi seçmişlerdir.

 Her bombalı saldırıda aynı ?polisiye romanı´ yazılıp duruyor!

Hep aynı soru sorulup yanıt aranıyor:

?Kim patlattı bombayı ve onlarca insanımızı kim öldürdü??

Lanetlemeler, yürüyüşler ve ?Kanları yerde kalmayacak? sözleriyle karışık, soruşturmalar, sayfalar dolusu ihmal öyküleri ve istihbarat zaafları sergileniyor. Kamuoyu birkaç ay meşgul ediliyor ve sonra olaylar tavsıyor. Genellikle de roman ?fail-i meçhuller´ arşivine kaldırılıyor.

Bu kez Ankara´daki bombalama olayındaki kurguda biraz değişiklik, ilginç bir sapma gözlendi. Daha patlamanın sıcağı soğumadan, kurbanların kimlikleri belirlenmeden, yüzlerce parçaya dağılmış olduğu söylenen failin parmak ucu o cehennemin ortasında bulunuverdi  ve kimliği saptandı. Ardından yürütülen soruşturmalar sonucu şu ana kadar 20´nin üstünde şüpheli olduğu ve bunların yakalanması yoluna gidildiği açıklandı.

Ama çok şaşırtıcı bir gelişme gündeme geldi. Nasıl olduysa bu kez olayı üstlenen bir örgüt çıktı ortaya. TAK denilen ve PKK´nın silahlı bir yapılanması, eylemcinin adını vererek, ?Biz yaptık bu işi? dedi.

Ama AKP´nin üst katmanları, kendi senaryolarının bozulmasından hiç hazzetmediler. ?Bizim dediğimiz doğrudur, bu hain saldırıyı Suriye kaynaklı bir PYD/YPG militanı gerçekleştirdi, bundan eminiz,? diyerek sınır ötesi top ateşlerini sürdürmeyi seçtiler. Nedense bu kadar ölümcül saldırının nedenlerini, ölümlerin hangi yanlış güvenlik ve dış politika duruş ve uygulamalarının sonucu olduğunu sorumluluk duygusu taşıyan ülke yöneticileri olmanın yükümlülükleri bağlamında  sorgulama gereğini duymadılar.  

Sorgulamayı yapamazlardı aslına bakılırsa. Zira kendileri de çok iyi bilmektedirler ki eğer Türkiye böylesine her türlü saldırıya açık hale gelmiş ise, ülkenin her yanında başıboş mayın gibi bombacılar kol geziyorsa, Güneydoğu bölgemizde terör unsurları ile mücadelede kesin sonuçların alınması gecikiyorsa, tüm  bunlar kendi ihmalleri  ve ulusal çıkarlarla bağdaşmayan stratejik hataları yüzündendir.

Ulusal çıkarlar değil de siyasal hatta kişisel iktidar hesaplarının ön plana çıktığı bir yönetim anlayışının beklenmesi gereken tüm sonuçlarını kapsamaktadır bu tablo.

14 yıldan bu yana ülkenin anayasal düzeni, başta parlamenter rejimin denetim mekanizmalarının hiçe sayılması olmak üzere,  siyasal iktidar gücünün  keyfi kullanımı yüzünden bir kaosa sürüklenmiştir. ?Ulusal çıkarlar ve ülke güvenliği´ kaygıları yerine, ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmanın her türlü senaryoları sahnelenmiştir.

Suriye Macerası, Çözüm Süreci adı altında yürütülen etnik ayrıştırma projeleri, terör örgütü ve elebaşıları ile pazarlıklar, üstüne üstlük dış odaklı dürtükleme ve baskıların sonucu sınır ötesi seferlere özenmek, Türkiye´yi akıl almaz bir güvenlik zafiyetine uğratmıştır.

Özel çıkarların toplum çıkarlarının üstüne çıktığı ekonomi politikaları, bununla atbaşı giden yolsuzluklar yüzünden yurttaşın yönetime ve yöneticiye olan güveni kalmamıştır. Böyle bir ortam ister istemez tüm kamusal işleyişleri bu arada güvenlik kuruluşlarını da felç etmektedir.

Sadece sandık sonuçlarına göre şekillenen ve kişisel iktidar gücüne sahiplenme hesaplarına yönelik icraat örnekleri, yurttaşın demokrasi işleyişlerine olan bakışını da alt üst etmiştir. Dolayısı ile kamuoyunun ve yurttaş sesinin hiç bir anlamı yoktur artık. Hatta aykırı sesleri, muhalefeti, basını susturma yoluna giden baskıcı bir rejimin giderek etkinleşmesi yüzünden yönetim ile halk arasında varolması gereken bağları da kopartıp atmıştır.

Böyle bir tablonun yaşandığı ülkemizde bombalı saldırıyı kim yapmış olabilir sorusundan çok atılan bombaların nedenlerini anlayıp bunları bertaraf etme zorunluğu bulunmaktadır. Tıpkı şu kadar teröristin etkisiz hale getiriliyor olmasının giderek artan şehitlerimizin yarattığı acıyı ve umutsuzluğu hafifletmemesi gibi, Ankara bombacısın kimliğinin belirlenmesi hiç bir yaraya merhem olamayacaktır.

Yara büyüktür ve çok derinlerdedir. Bu duruma ancak ?yönetsel anarşi? tanımı denk düşer. Anarşinin sorumluları ise bunu görmezden gelmeyi seçmişlerdir.

Ülkemizin, ulusumuzun ve hatta bireylerin güvenli geleceklerinden söz etme olanağı her gün giderek azalmaktadır. Ama şurasını iyi bilmeliyiz ki ?polisiye roman´ kurgularının yaratacağı kafa karışıklığından kurtulmanın yollarını bulmak gerekmektedir. Tehlikeler çok büyüktür ve hemen yakınımızdadır.

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9629,68%0,85
  • DOLAR

    32,53% 0,26
  • EURO

    34,66% 0,36
  • GRAM ALTIN

    2499,23% 0,53
  • Ç. ALTIN

    4196,44% 1,04
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false